AKP, Dersim ve CHP

Türkiye’nin gündeminin terörle bloke edilmesinin başlıca nedeni AKP iktidarının bizzat kendisidir. Söylem ve yaklaşımlarıyla iktidar, terörü adeta azdırmıştır. Hatta bilerek ya da bilmeyerek iktidarın tepe yönetimi, dağa çıkan teröristlere haklılık ve meşruiyet kazandıracak sözler etmektedir. Bu bağlamda AKP’li yöneticiler, kendilerinden önceki hükümetleri, kendisinden önceki terörle mücadele konseptlerini ve uygulanan yöntemleri yerden yere vurmaktadır. Adeta iktidar, terörizmin nedeninin uygulanan yanlış politikalar ve devlet olduğu duygusunu halk arasında yerleştirmeye çalışmaktadır. Tarihi damarları olan bölücülük ve yıkıcılık amaçlı terörist faaliyetler, iktidar tarafından hem görmezlikten geliniyor hem de küçümseniyor.

Diğer yandan AKP iktidarı döneminde meydana gelen her terörist saldırı, iktidar tarafından “karanlık güçlere”, “derin yapılanmalara” ve “iktidarı güç durumda bırakmak” isteyenlere bağlanmaktadır. PKK’nın yaptığı kanlı baskınları ve vahşi cinayetleri iktidar yetkilileri büyük bir pişkinlikle PKK dışı aktörlerle ilişkilendirmişlerdir. Böylece PKK’ya yönelmesi gereken dikkat ve nefret başka alanlara yoğunlaştırılmıştır. İktidar PKK’nın her eylemini, kendisine “muhalif” unsurların işi olduğunu ortaya atarak bir anlamda hem kendi zafiyetini saklıyor hem de PKK’nın işini kolaylaştırmış oluyor.

 

Dersim üzerinden terör ya da siyaset!

CHP’li Onur Öymen’in “demokratik açılım” dolayısıyla TBMM’de yaptığı konuşmayı AKP’lilerin hangi alana çektiklerini bir hatırlayalım. Bölgede gün aşırı karakol saldırıları gerçekleşir ve Mehmetçiklerin şehit haberleri gelirken iktidar yetkilileri bugünü değil tarihi, yani dünü tartışmaya açmışlardır. Bu anlamda tarihsel olayları siyasi istismar aracı yapmaktan çekinmemişlerdir. Başbakan Erdoğan’ın bizzat kendisi, Necip Fazıl’dan alıntı yaparak çocukların Dersim’de nasıl katledildiğini, partisinin Kızılcahamam kampında şöyle anlatmıştı: “Nihayet bir karanlık suratlı adam bulunuyor ve bir dere içinde titreşe titreşe bekleyen 20 masumun işini bitiriyor. Murat suyunun kandan kıpkızıl aktığını görenler olmuştur”. Bu üslubun terörle mücadele konseptinde nereye konulacağını iyi düşünmek gerekir.

Kaldı ki söylemler bundan ibaret de değildir. Başbakan Erdoğan bu kez de halk oylaması dolaysıyla CHP liderine, Dersim üzerinden şu eleştiriyi getirmiştir; CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun öncelikle Dersimli olduğunu hatırlatan Erdoğan şunları söylüyor: “Dersim ile ilgili ne söylediklerini biliyorsunuz değil mi? Vergi vermediler diye Dersim’in köylerini kim bombaladı? Zamanının, o zaman ki Cumhurbaşkanı’nın emriyle… Kimdi? İsmet İnönü, CHP’nin başındaydı. Yani CHP bombaladı. 20 bin, 30 bin, 40 bin, 50 bin kişinin yargısız infaz edildiği söylenir. İnsaf ya. İşte sizin cemaziyülevveliniz bu. Gelin de siz bunu temizleyin önce”. PKK, Dersim üzerinden terör, AKP ise bu tür söylemleriyle Dersim üzerinden siyaset yapıyor.

Bu sözler din, dil, etnisite, kimlikten sonra tarihin de günlük siyasete nasıl alet edildiğinin şaheser kanıtıdır. Bu söylemlerin kime ve neye hizmet edeceğini hesaplayamayan bir ülkenin terörden kurtulması beklenemez. Böyle bir ülkenin yurttaşlarının da rahat uyku uyumaları söz konusu olamaz. Başbakan Erdoğan, karşılaştığı her soruna dünkü olayları kaşıyarak tehlikeli tahrik içeren cevaplar vermektedir. AKP liderinin muhatabı dünkü İnönü değil, bugünkü CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu’dur. Kaldı ki İnönü de yalnız Dersim’deki isyanı bastırmamış, Yunan’ın Anadolu’nun bağrından sökülüp atılmasında büyük ve tarihi bir rol oynamıştır.

Türkiye’nin dağlarından terörü söküp atamayanların, düşman ordusunu Anadolu’nun bağrından söküp atanlar hakkında yaptığı haksız eleştirilerin tarihte karşılığı yoktur. Halkta da karşılığı olmadığı yakında görülecektir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!