AKP Bir Devlet Projesi midir?

  “İmkansızı elerseniz, geriye kalan ihtimal ne kadar inanılmaz görünürse görünsün gerçektir.” Sherlock Holmes’un ünlü bir sözüdür. Daha doğrusu bu dahî roman kahramanını yaratan Arthur Conan Doyle’un. Bu sözü aklınızda tutun daha sonra tekrar bu söze döneceğiz.
  Bilimsel bir araştırma nasıl olur biliriz. Bilim adamı veri toplar ve bu verileri açıklayan bir teori geliştirir. Verileri değiştirir, teori ayakta kalıyorsa bilimsel bir nitelik kazanır. “Bilimsel” olmayan ama olayı anlamamıza yardım edecek bir örneğe bakalım: Eve giriyorsunuz oturma odasına geçince pencere camının kırıldığını ve pencerinin açık olduğunu görüyorsunuz. Birinci katta olan evinize acaba hırsız mı girdi diye eşinizin altınlarının olduğu yeri kontrol ediyorsunuz ve korkularınızın gerçekleştiğini görüyorsunuz. Altınlar yok. Bu örnekteki veriler, kırık cam parçaları, açık pencere, yok olan altınlar. Teoriniz: Hırsız camı kırıyor, pencereyi açıyor, altınları çalıyor. Aynı verilerle başka bir teori geliştirelim: Eşinizi arıyorsunuz ve altınların çalındığını söylüyorsunuz, olayı anlatıyorsunuz. Eşiniz gülüyor ve açıklıyor: “Sabah mahallenin çocukları top oynarken camı kırdılar, pencereyi açıp bağırdım ama dayanamadım toplarını da geri verdim. İşe yetişmem gerektiği için cam parçaları ile uğraşacak zamanım yoktu. Aceleden penceyi açık bırakmışım. Altınlara gelince, kaç aydır altınların yerini değiştirmiştim. Senin haberin yok. Eski yere bakmışsın.”
  Aynı veriler, tamamiyle farklı iki teori. Şimdi yazının başlığındaki soruya gelelim: AKP bir devlet projesi midir? İlk önce eldeki verilere bakalım: AKP son dokuz senedir bütün seçimlerde cumhuriyet tarihinin en büyük başarısını göstermiştir. Dünyanın en büyük ordularından birisini sindirmiş, korkutmuştur. Bütün devlet kurumlarına kendi taraftarlarını getirerek devleti tümüyle kontrol altına almıştır. Medyanın neredeyse tümü AKP taraftarlarına aittir. Kendi taraftarlarını zengin edecek bir ortam yaratarak sermaye yapısını ve dolayısıyla ülkedeki en önemli sınıfsal yapıyı değiştirerek, kendi zengin sınıfını yaratmıştır. Elde ettikleri bu başarılarla kurucu parti olarak, cumhuriyeti yeniden kendi inançlarına göre dizayn edecek bir güce erişmişlerdir. Veriler bunlar. Peki bu verileri açıklayan AKP teorisi nedir? AKP’ye göre, bir devleti yeniden düzenleyecek kadar güce erişmesinin arkasındaki başarı, Tayyip Erdoğan’ın karizması, dehası, liderlik yetenekleri başta olmak üzere, kendilerinin “milletin iradesini” yansıtmalarında yatıyor. Ayrıca, muhalefetin millete alternatif olarak görülmemesi de başarılarının arkasındaki diğer yan neden. Teori bu.
  Şimdi Sherlock Holmes’un sözünü hatırlayalım:
“İmkansızı elerseniz, geriye kalan ihtimal ne kadar inanılmaz görünürse görünsün gerçektir.” Şimdi AKP’nin bu teorisindeki “imkansız” olan şey nedir? Bu teorideki imkansızı bulur ve teoriden çıkarırsak geriye kalan ne kadar inanılması güç gözükse de gerçek olacaktır. Dünya tarihindeki rejim ve devlet yapısı değişimlerini incelediğimizde neredeyse tüm rejim ve devlet yapısı değişimlerinin ihtilâllerle oluştuğunu görürüz. İkinci gördüğümüz nokta ise, ihtilâllerin şiddet ile, yani silahlarla olduğudur. Bu nedenle ihtilâlleri çoğunlukla ordu veya para-militer gruplar yapar. Dünya tarihinde, şiddet içermeyen rejim değişiklikleri yirminci yüzyılda ortaya çıkmıştır. Renkli devrimler denilen bu devrimlerin ortak noktası şiddet unsurunun az olmasıdır fakat buradaki gözden kaçan nokta ordunun ve diğer devlet kurumlarının bu devrimlere direnmemesi hatta bizzat bu devrimleri dolaylı veya direkt olarak desteklemesidir. Burada imkansız nokta ortaya çıkıyor: Yukarıdaki teorideki imkansız nokta, silahlı kuvvetleri veya para-militer grupları olmayan bir partinin, bir ülkenin ordusunun ve devlet kurumlarının karşı çıkmasına rağmen rejim ve devlet yapısını değiştiremiyeceğidir. Tayyip Erdoğan’ın çok güçlü ve önemli bir lider olduğu gerçektir. Liderlik dalında eğitim alan birisi olarak hakkını teslim etmem gerekir. Çok zeki ve cesur olduğu da kesin ama lideri ne kadar zeki, yetenekli ve cesur olursa olsun, silahlı kuvvetleri veya para militer grupları olmayan bir parti, orduyu bu duruma sokarak devlet yapısını değiştiremez. Bu olmaz. Ol-maz!
  Bu imkansız noktayı teoriden çıkarırsak, geriye kalan ne kadar inanılmaz olursa olsun gerçek olmayacak mıdır? Holmes öyle söylüyor, ben değil. O zaman bu imkansız noktayı çıkartdığımızda geriye kalan, ordunun ve AKP’nin işbirliği içinde olduğu gerçeğidir. Ne kadar inanılmaz görünürse görünsün devrimler tarihi bize bunu işaret ediyor.
  Peki o halde, bu gerçeği içeren yeni bir teori yazalım hep beraber. Yıl 2001. Kürt sorunu Türkiye’nin yumuşak karnı olmaya devam etmektedir. Ülkenin milyarlarca doları bu soruna harcanmakta ama hala terör sorunu çözülecek gibi gözükmemektedir. Öcalan’ın yakalanması nedeniyle terör durulmuştur ama bu durgunluk kalıcı görülmemektedir. Sorunu kökünden çözmek için devletin temel yapısı değişmelidir. Demokratik açılımlarla Kürtler resmen tanınmalı, Türk devletinin Türklük kimliği çok geri plana atılmalı hatta yapılabilinirse anayasadan çıkartılmalı, bölge insanına sosyal devlet gereğinin tüm imkanları akıtılmalıdır. Türk kimliğini geri itmek, hatta aşamalı olarak ortadan kaldırmak için Amerika’nın desteklediği din kardeşliği propagandasına yoğunlaşılmalıdır. Bu plan aşamalı olarak gerçekleştirilebilirse, Amerika BOP planını başarabilecektir. Devleti yönetenler, bunların yanısıra, 12 Eylülcülerin getirdiği her kuruma, her devlet dairesine bir Atatürk heykeli kampanyasına da son vererek, ülkenin giderek bir üçüncü dünya ülkesine benzemesinin önüne geçebilecektir. Artık devlet yapısı, rejimi “tek kahraman” üzerine kurulu devletler çökmektedir. Türkiye’nin etrafındaki sınır ülkelerde bu açıkça görülmektedir. O halde bu plan, aşamalı olarak yürürlüğe sokulmalıdır. Ülke bu şekilde hem daha demokratikleşecek hem Kürtler’in Türkiye’den ayrılması önlenecek hem de Amerika’ya bu plan aracılığıyla BOP planını destekliyor gibi gözükeceklerdir ama son aşamada ABD’ye çalım atılacaktır. Son aşamada ABD ve İsrail Kürt devleti çıkarmaya çalışacaktır ama devlet kürtleri kazanmak yoluyla ABD’ye ve İsrail’e çalım atarak Kürt devletinin önüne silahla değil, sivil yollarla geçecektir.
  Projenin gerçekleşmesi için “ortak paydamız” olan dini ve demokratikleşmeyi öne çıkartacak bir parti yaratılmalıdır. Parti lideri bellidir. Karizması ile kitleleri etkilemeyi başaran Erdoğan. Düğmeye basılır ve koalisyon bozulur. Ufak bir problem vardır. Erdoğan’ın önünde engeller vardır. Bu problem de Deniz Baykal’ın yardımıyla çözülür. Parti başarılı olur ve iktidarı alır. Değişime direnç gösteren ordu ve devlet kurumlarındaki şahıslar “arıza çıkarmamaları” için yolun üzerinden kaldırılmalıdır. Bir dava yaratılır. Türk devletinin davalarla devlet yapısına balans ayarı verme konusunda ciddî tecrübeleri vardır. İzmir Suikastı davası, 1944 Irkçılık – Turancılık Davası, Yassıada Duruşmaları, 12 Eylül davaları, Türk devletine yapılacak balans ayarına karşı çıkacakların içeri alınması için çoğunlukla suni olarak yaratılan davalardır. Bu dava sayesinde arıza çıkaracak subaylar, aydınlar ve bürokratlar içeri alınır.
  Proje ordu ve hükümet işbirliği içinde “şiir gibi” ilerlemektedir fakat AKP ikinci seçim zaferinden sonra güçlenmiş ve cesaretlenmiş, ABD’nin de tezkere meselesinden dolayı Türk ordusuna ceza vermek istemesini fırsat bilerek, projedeki kendi rolünün sınırlarını aşmaya başlamıştır. Ordu bunu görmekte ama artık çok geç olduğunu düşünmektedir. Ordu hala projeyi desteklemekte ve kendi içindeki NATO ile senkronize olamayan klikleri hükümet vasıtasıyla temizlemektedir ama AKP artık çok güçlenmiş ve projede kendisine verilen rolün sınırlarını genişletmiştir. Ordu ve diğer devlet kurumları hükümetin bu fırsatçılığına çok içerlemekte ama hala işbirliğini sürdürmektedirler.
  Veri aynı veri ama iki farklı teori.
  Hangi teori gerçektir? Bilmiyorum ama ikincisinin gerçeği yansıttığına inanıyorum.
  Peki gerçekten bu teori doğruysa, devlet projesi olduğu için AKP’yi desteklememiz mi gerekir?
  Bu soruya soru ile karşılık verelim: 1944 Irkçılık-Turancılık davası ve 12 Eylül duruşmaları da devlet projesiydi. Bu devlet projelerini destekledik mi?

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!