Ah, yazık!
Biri Yenilmez’i de Akil yapıversin. Çok üzülmüş, kendisini de o gurubun içinde göremeyince. AKP’lilerden de teklif meklif de gelmiyormuş. Napsın, kendisini Ülkücü zannedince sataşacak yer aramaya başlamış.
Medyada kendisi pek görülmeyince MHP’ye dil uzatarak bir çıkar ilişkisi içinde. Yok, kardeşim, biz bunu senin diline dolattırmayız. Sen bizleri bilmezsin, ama biz senin gibilerini çok gördük.
Anadolu’ya inip Halil İbrahim sofrasına oturacakmış!
Her gittiği yerin ayranını içip dolaşımını sağlamlaştıracakmış!
Bir orta yol bulacakmış!
Peh, yavrum peh!
Sen Karaman-Sarıveliler Karacaoğlan Sıla Şenliklerine geldiğinde neden Ermenek‘e gelip dört yıldızlı otelde kalıyordun peki?
Halil İbrahim sofrasının hasını Sarıveliler’de rahatlıkla bulurdun.
Dört yıldızlı otellerde atıp tutmak kolay.
Madem, Ülkücülerle derdin vardı, neden Bozkurtların Yuvası olan Toroslarda bu saçmalıklarını dile getirmedin?
Madem, Ülkücüyüm diye gezinirsin ortalarda, bilmez misin Ülkücülüğün erdemlerini?
Madem, Ülkücüsün Başbuğum’un miraslarını ne çabuk unuttun?
Madem, Ülkücüsün Dokuz Işık doktrinlerini hangi ara sildin kafandan?
Madem Ülkücüsün, madem Büyük Birlikçisin neden Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun sesine ses olmuyorsun: “ÜŞÜYORUM!” diyor Rahmetli Başkan.
Madem MÇP döneminden beri bu hareketin içindesin neden şimdi ampulün içine tıkıldın kaldın…
Daha neler neler söylenir sana, ama değmezsin.
Yalnız son sözüm:
Ülkücüyüm deyip de kanallara çıkıp çıkıp durma!
Senden Ülkücü falan olmaz!
İcraatını göster, tiyatronu oyna ve perdeni kapat!
