Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Selda Kaya, akciğer kanseri ve risk faktörleri ile ilgili bilgi verdi.
Erken teşhis tedavi başarısını artırdığını söyleyen Selda Kaya, “Akciğer kanseri, normal akciğer dokusu içinde bazı hücrelerin kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde kitle oluşturmasıdır. Hastalığın ilerlemesi ile çevre dokulara veya dolaşım yoluyla diğer organlara da yayılabilen akciğer kanseri, kanser kaynaklı ölümlerin birinci nedenini oluşturmaktadır. Erken evrede tanı alan akciğer kanseri hastalarında sağ kalım oranı yüksek olurken, ileri evre kanserlerde ise bu oran düşmektedir. Bu sebeple akciğer kanserinde tanının erken evrede yapılabilmesi oldukça kritiktir.
Uzun süre sigara içen her 7 kişiden 1’inde akciğer kanseri gelişir
Hiç sigara içmeyenler veya sigara içmeyi bırakmış olanlara göre, halihazırda sigara içen kişilerde yeni akciğer kanseri vakası görülme oranı daha yüksektir. Günde içilen sigara miktarı ve içilen yıl sayısı artıkça akciğer kanseri olma riski artmaktadır. Uzun süre (ortalama 30 yıl ) sigara içenlerin yaklaşık 1/7’sinde akciğer kanseri gelişir. Ancak sigaranın bırakılmasını takip eden 10 yıl içinde akciğer kanseri gelişme riski normal popülasyona göre yüzde 50 oranında azalır. Sigara içimi yaygınlığı açısından ülkemizde akciğer kanseri görülme oranlarında halen erkek cinsiyet ön plandadır.” ifadelerini kullandı.
Kaya, kanserin evresinin tedavi şeklini belirlediğini ifade etti. Uz. Dr. Selda Kaya, şunları kaydetti:
“Akciğer kanserinin tanısı için öncelikle göğüs hastalıkları konusunda uzman bir hekim tarafından fiziki muayene gerçekleştirilir. Muayene ile birlikte akciğer röntgeni, bilgisayarlı tomografisi, balgam sitolojisi, bronkoskopi, ince iğne aspirasyonu, torasentez, torakoskopi, ve torakotomi gibi tanı testleri istenebilir. Akciğer kanserinin evresinin saptanması tedavi şeklini belirleme ve hastalığın ağırlığını tespit etmek açısından önemlidir. Hastalığın başka organlara yayılıp yayılmadığı, hastanın efor kapasitesi ve günlük yaşam içindeki hareketliliği de evreleme kadar tedavi başarısını etkiler.”
Bu faktörler akciğer kanseri riskini artırabilir
Selda Kaya, akciğer kanseri açısından yüksek risk taşıyan grupları ise şu şekilde sıraladı:
“Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanmış olduğu üzere, ülkemizde görülen akciğer kanserlerinin yüzde 90’ı sigara kullanımına bağlı ortaya çıkmaktadır. Etkin bir tütün kontrolü sağlandığında, akciğer kanserleri dahil olmak üzere tütün kullanımına bağlı her yıl yaklaşık 110 bin ölüm önlenebilecektir.
Erkek cinsiyet ön planda görülmesine karşın son yıllarda kadınlar arasında sigara içiminin yaygınlaşması sonucu cinsiyet farkı azalmaktadır. Akciğer kanseri; ülkemizde her iki cinsiyet için yıllık yüz binde 61,2 görülme sıklığına sahiptir
Ailede akciğer kanseri hastası olması, toplumdaki diğer bireylere göre akciğer kanseri olma riskini artırır.
Mesleki veya çevresel anlamda kimyasal madde maruziyet öyküsü akciğer kanseri için riski iki kat artırmaktadır. Bununla birlikte, çevresel radyasyon kaynaklı radon gazı maruziyetinde yüzde 8-11, asbest maruziyetinde 1,5-5,4 kat oranında risk artışı bulunmaktadır. Radon gazı, akciğer kanserinde sigaradan sonra en önemli etken olup, akciğer kanserinin yüzde 3 ile 15’inden sorumludur.
Kanserleşme açısından tüberküloz, pulmoner fibrozis veya KOAH gibi yüksek risk grubunda yer alabilecek hastalıklara sahip olunması akciğer kanseri riskini artırır.
Fazla alkol tüketimi akciğer kanseri riskinin artmasına neden olur. “