Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, F-16 tedariki ve mevcut F-16 savaş uçaklarının bir kısmının modernize edilmesi dahil bazı konuları görüşmek üzere askeri bir heyetin ABD’ye gittiğini açıkladı.
Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği, teşviki ve desteğiyle savunma sanayide büyük atılımların gerçekleştirildiğini, yerlilik ve millilik oranının yüzde 80’ler seviyesine yaklaştığını belirtti.
Modernizasyon çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini ifade eden Akar, “Geçmişte piyade tüfeğimizi dahi yurt dışından tedarik ederken, artık milli piyade tüfeklerimizi, akıllı hassas mühimmatımızı, ÇNRA’larımızı, Fırtına obüslerimizi, İHA/SİHA/TİHA’larımızı, ATAK helikopterlerimizi, fırkateynlerimizi ve savaş gemilerimizi tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz.” diye konuştu.
Yerli ve milli silah sistemlerinin harekat sahasında elde ettiği başarıların tüm dünyanın dikkatini çektiğini, milli savunma sanayi ürünlerine olan talebi artırdığını dile getiren Akar, tüm dünyanın dikkatini çeken bir seviyeye ulaşılmasına rağmen daha kat edilmesi gereken mesafelerin olduğu bilinciyle hareket ettiklerini söyledi.
Akar, Türkiye’nin 1990’lı yılların başından itibaren uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi tedarik çalışmalarını sürdürdüğüne dikkati çekerek, “Bu çerçevede tedarik prensiplerimize uygun olan S-400 sisteminin tedarik sözleşmesi 11 Nisan 2017 tarihinde imzalanmıştır. S-400 bir savunma sistemi olup, S-300, NATO ittifakı içinde nasıl kullanılıyorsa, S-400 sistemi de bizde aynı şekilde kullanılacaktır, kullanılabilir.” dedi.
– F-35 projesi
Türkiye’nin, tüm sorumluluklarını yerine getirmesine rağmen S-400 gerekçe gösterilerek F-35 tedarikinin engellendiğini dile getiren Akar, “Bu gelişmeler üzerine Türk ve ABD heyetleri, 27 Ekim 2021’de Ankara’da bir araya gelmiştir. Bu görüşmede Türkiye’nin uğradığı zararın nasıl telafi edileceği de dahil olmak üzere, F-35 için yaptığımız harcamaların geri ödenmesine yönelik görüş ve taleplerimiz iletilmiştir. Mali hususlarda ayrıntılı olarak müzakerelerde bulunmak üzere, 2022 yılı başlarında ABD’de yeniden bir araya gelinmesi hususunda taraflar mutabık kalmışlardır.” diye konuştu.
Bunun yanı sıra yeni F-16 tedariki ve mevcut F-16 savaş uçakların bir kısmının modernize edilmesi için resmi talebin Yabancı Askeri Satışlar çerçevesinde 30 Eylül’de ABD’ye iletildiğini ifade eden Akar, şunları söyledi:
“ABD yönetiminin konuya olumlu yaklaşabileceğini düşünüyoruz. Ancak süreç Kongre onayına tabi olacağından, gelişmeleri yakından takip ediyoruz. ABD’nin tavrının olumsuz olması durumunda Türkiye, içinde bulunduğu tehdit ortamında güvenliğini sağlayabilmek için zorunlu ve tabii olarak başka alternatifleri değerlendirmek durumunda kalacaktır. Bu ve benzeri sorunları görüşmek üzere temaslarımız sürmekte olup, şu anda da Bakanlığımızdan bir heyet ABD’de bulunmaktadır.”
-“Mehmetçiğin tek beklentisi…”
Hudut güvenliğine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Akar, “Kaçakçı, terörist ve yasa dışı girişler engellenerek, personel ve malzeme takviyesi yapılarak, her türlü hava ve arazi şartlarında ileri teknolojiye sahip gözetleme sistemleri kullanılarak sağlanmaktadır. Hudutlarımız, Cumhuriyet tarihimizin en yoğun tedbirleriyle korunmaktadır.” diye konuştu.
Suriye hududunda Milli Savunma Bakanlığı, İran hududunda ise İçişleri Bakanlığı tarafından Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi projelerinin yürütüldüğünü dile getiren Akar, “1 Ocak’tan itibaren hudutlarımızda 261 bin 137 göçmenin geçişi engellenmiş, yakalanan 98 bin 763 düzensiz göçmen ile 406 terörist kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. ‘Hudut namustur’ anlayışıyla, yüksek bir moral ve motivasyonla, gerektiğinde canını ortaya koyarak görev yapan Mehmetçiğin tek beklentisi, kahramanlık ve fedakarlığına saygı gösterilmesidir.” dedi.
Doğal afet ve acil durumlarda ilgili kurumlarla koordineli olarak uçak, helikopter, personel, araç, gereç ve ekipman desteği ivedilikle sağlandığını belirten Akar, “TSK’da bulunan hava araçlarının çift maksatlı olarak kullanılması için Tarım ve Orman Bakanlığı ile gerekli koordinasyon yapılmaktadır. TSK, güvenliğimizin sağlanmasında olduğu gibi doğal afetler ve acil durumlarda da tüm imkanlarıyla asil milletimizin emrindedir.” ifadesini kullandı.
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunun yapılan yasal düzenleme ile daha dinamik, etkin, güçlü ve rekabetçi bir yapıya kavuşturulduğunu, Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketine (MKE A.Ş.) dönüştürüldüğünü hatırlatan Akar, “Bu süreçte, diğer kamu kurumlarına ve Bakanlığımıza bağlı birimlere geçmek isteyen işçilerimizin ve çalışanlarımızın hakları korunarak geçiş imkanı sağlanmış, hiçbir çalışanımız mağdur edilmemiştir. Bu dönüşüm ile şirketimiz, TSK’nin ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra dost ve müttefiklerimizin de gelişen ve artan ihtiyaçlarına cevap verebilecektir. Bu şekilde şirketimizin uluslararası pazarda da etkin bir konuma ulaşacağına inanıyoruz” diye konuştu.
– Askeri sağlık hizmetleri
Askeri sağlık hizmetlerine de değinen Akar, sağlık hizmet desteğinin, sınır ötesi ve muharebe hattında askeri sağlık personeli, geri bölgede ise Sağlık Bakanlığı personeli tarafından verildiğini belirtti. Akar, “Operasyon alanlarında ve yurt içinde askeri sağlık hizmet desteğinin geliştirilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığı ile yakın koordinasyon içerisinde çalışmalarımız sürdürülmektedir.” dedi.
Koronavirüs ile mücadelenin de titizlikle ve yoğun bir şekilde devam ettiğini belirten Akar, “Başta operasyon bölgeleri olmak üzere tüm birlik ve kurumlarımızdaki faaliyetler salgın şartlarına rağmen hiçbir aksaklığa meydan verilmeden planlandığı şekilde devam etmektedir.” açıklamasında bulundu.
Ülkenin ve milletin güvenliğinin sağlanmasındaki başarıda en büyük payın şehit ve gazilerde olduğunu vurgulayan Bakan Akar, şunları kaydetti:
“Ne yaparsak yapalım, aziz şehitlerimize, kahraman gazilerimize ve onların kıymetli ailelerine olan minnet borcumuzu tam manasıyla ödeyemeyiz. Böyle olmakla birlikte dünyada başka hiçbir millette emsali görülmemiş bir vefa ve minnet duygusuyla şehitlerimizin aziz hatırasına, gazilerimize ve onların emaneti değerli ailelerine sahip çıkmakta, kederde ve kıvançta daima yanlarında olmaktayız. Bu bilinçle Bakanlığımız ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere ve devletimizin tüm kurumları, şehitlerimizin değerli aileleri ve gazilerimize sağlanan hakların geliştirilmesi için azami gayreti göstermektedir.”
Akar sözlerini, “Türk Silahlı Kuvvetleri, binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerleriyle, aklın ve bilimin ışığında, Anayasa çerçevesinde ve yasalar doğrultusunda, Sayın Cumhurbaşkanımız ile sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Peygamber ocağı olarak da bilinen kahraman ordumuz; asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla, her türlü tehdit ve tehlikeye karşı ‘ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışı içerisinde, ciddiyet ve samimiyetle görevini yerine getirmekte azimli ve kararlıdır.” ifadeleriyle tamamladı.