Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, KRT TV’nin Özel Yayın’ında Elif Doğan Şentürk ve Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtladı. AKP’nin son oyunu açıklayan Davutoğlu, “Ak Parti’den kaçan oylar ki şu an yüzde 15, 16 civarındadır. 49,5’dan 34’lere düştü. Bahçeli, yeni partilerin çıkmasından, özellikle de Gelecek Partisi’nden rahatsız. Bugün askıda ekmeğin bir sorumlusu Erdoğan ise ikinci sorumlusu Bahçeli’dir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’de evine ekmek götüremeyen diye bir şey var mı?” ve “OECD ve IMF ölçeklerine göre en iyi konumda olan ülkeyiz” açıklamasını da değerlendiren Davutoğlu şunları söyledi:
“Bahçeli askıda ekmek ikram ediyorsa millete, Sayın Cumhurbaşkanının bugünkü tespiti yanlıştır. Sayın Cumhurbaşkanı tespiti doğruysa o askıda ekmekleri niye israf ediyorsunuz, demek ki milletin ekmeğe ihtiyacı yok. Daha vahimi nedir biliyor musunuz? Bu psikoloji. Otoriter liderlerin psikolojileri böyledir. İçinden çıktığı halkın gerçeğini unutur ve kendi dünyalarında yaşarlar. Herkesi o dünyada yaşıyor görürler.Türk halkı Sovyetlerin bıraktığı 80’li yıllarda kalmış Doğu Avrupa ülkelerinden geriye getirilmişse bunun sorumlusu kim? Bu asgari ücretle kaç ekmek alınabilir hiç bunun hesabı yapıldı mı? Bir güne 10 dolar düşüyor OECD standartlarına göre. Dünyada bir günde 10 dolarla ne alınır, Türkiye’de ne alınır?
Cumhurbaşkanının yanlış gördüğü şey kullandığı hazine, kendisinin hazinesi değil. Milletin vergileriyle gelen hazine. Kimseye o rızkı o veriyor değil. Birisi rızkım daraldı diyorsa kaynaklar yanlış kullanıldığı için rızkı daralıyor. Kaynakları düzgün kullanın. Ekim ayı başında Hazine Maliye Bakanı yeni ekonomi programını açıkladı. Dedi ki bu yıl sonunda dolar, 7.68 olacak. 2021’in sonunda 7.88 olacak. 2022’nin sonunda 8.02 olacak. Bunu açıkladıktan sonra aynı gün içinde, konuşmayı yaparken dolar 2020’nin rakamına ulaştı. 9 gün sonra 2021 son rakamlarına ulaştı. 28 gün sonra 8.02’ye ulaştı.2 yılda ulaşacağı yere 28 günde yol kat etti. Dolar o kadar hızlı koştu ki Hazine ve Maliye Bakanının hayalini bile geçti. Şimdi nasıl güneir halk? önünüze gelen rakamlara bakmayın. Beştepe’de sunulan imkanlara da bakmayın.
Varoşlara gidin ama korumasız gidin. Açım eve ekmek götüremiyoruz diyen birine keyif çayı ikram etmekle olmuyor bu işler. Bugün okuduğumda tebessüm ettim bir insan ancak bu kadar kopabilir . gerçeklikten koptu. Bir lider için en büyük tehlike hata yapabilir bir lider gerçeklikten kopmuş ve hayal aleminde yaşıyorsa artık kendini düzeltme şansı yoktur. Bugün türkiye’deki tablo maalesef bu. Bahçeli ile arasındaki fark bu. Bahçeli kendi kitlesinden gelen tepkileri görüyor ve bir fakirleşme olduğunun farkına varaya çalışıyor ama aradaki görüş farkı ittifakın ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Bakalım hangisinin gerçeği öne çıkacak.”
Davutoğlu, “Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un İslamla ilgili açıklamaları ve Fransa ile Türkiye arasındaki gerilim” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“İnsanlığın Avrupa’da ve Batı’da Liderlerin ahlaki ve etellektüel seviyelerinin bu kadar düşük olduğu ikinci bir dönem olmamıştır. Macron, Fransızların son 200 yıla damgasını vuran Fransız Aydınlanması ve eşitlik düşünceleri etrafında bir bilince sahip olsaydı, İslamı bilmeyebilir, cehaletine verelim. Fransa’daki o eşitlik ilkesini kabul etseydi Fransa’nın 22nci büyük dini islam’dır. Kendi vatandaşlarına saygısı dolayısıyla dahi İslam’a saygı göstermek zorundadır. Hiçbir devlet başkanı Türkiye Cumhruyeti Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret edemez. Gönül isterdi ki bugün Macron’a gösterilen tepkiler, Trump ‘ahmak olma’ diye bir mektup gönderdiğinde de Trump’a gösterilmiş olsaydı. Bir makam eğer izzetiyle korunamazsa birgün bir devet başkanı hakaret edildiğinde susulduğunda, başka bir gün devlet başkanının veya dreginin hakaretinin önü açılır.”
Davutoğlu, erken seçim sorusu için “Bu ülkede hiçbir siyasetçinin demokrasi kökleşene kadar erken seçim olmaz deme lüksü yok. Hukuken erken seçim zor. Bahçeli fiili olarak götürebilir. Meclis’te Cumhurbaşkanının çalışmasını bütçe yoluyla engeller. Erdoğan bunun için Bahçeli’nin ağzına bakmak zorunda. Bahçeli bunu ister mi, 2001 ‘de 2018’de nasıl dediyse şimdi de der. Sosyolojik ve ekonomik şartlar seçimi zorunlu kılıyor. 2021’de seçim muhtemeldir. 2022’de büyük ihtimaldir. 2023’e kalması ise bence küçük bir olasılıktır” yanıtını verdi.
Davutoğlu şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bahçeli’nin hedefi şu; ben görüyorum onu, siyasi akıl olarak AK Parti’den daha ileride seyreden bir akıl. Bu konuda da ayrılmadan önce Cumhurbaşkanı’nı uyarmıştım. Bu tür ittifaklarda açık ve net bir ittifak yapılmamışsa, yani koalisyon protokolüne benzer… İttifakın, hükümetin her hatasından Bahçeli bir pay almıyor. Hükümeti istediği zaman suçlayabiliyor. Bahçeli bu konforla şunu yaptı. Bunun neticesini de aldı. 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra MHP’nin oyları düşmüş, Bahçeli MHP kitlesi nezdinde de itibarını kaybetmişti. İYİ Parti’yi doğuracak muhalefet hareketi başlamıştı. Son derece başarısız bir liderdi. Bu arada Bahçeli eğer bir ‘Siyasi fosil’ varsa, bana da ‘Siyasi artıklar’ dedi. Ben siyasete 2009 yılında Bakan olduktan sonra girdim. Bahçeli 20 sene, benden önce 15 sene kadar Genel Başkanlık yaptı. Bahçeli aynaya bakmalı.Bahçelinin hesabı şu; Tayyip Erdoğan ve AK parti iktidarın gücünü elinde tutsun ama gerçek gücü ben kullanayım. Onlar yıpransın. Onlardan kaçan oylar, MHP’ye aksın. Bu başarılı da oldu. MHP’nin oyları büyük ölçüde İYİ Parti’ye gitti. Ak Parti’den kaçan oylar ki şu an yüzde 15, 16 civarındadır. 49,5’dan 34’lere düştü. Bahçeli, yeni partilerin çıkmasından, özellikle de Gelecek Partisi’nden rahatsız. Bugün askıda ekmeğin bir sorumlusu Erdoğan ise ikinci sorumlusu Bahçeli’dir.
“ŞARTLAR SEÇİMİ ZORUNLU KILIYOR”
En büyük öğretmen pratiktir, tecrübedir. 1 Kasımın ertesi gün bir daha 4 yıl seçim olmayack biz de 4 yıl reform yapacağız demiştim. Türkiye’de 4 yıl içinde siyaseti temizleyecektim. Başbakanlığıma mal olan budur. Yapısal reformlar açıklamıştım. Ama 6 ay sonra bana karşı parti içi bir darbe yapıldı.Bu ülkede hiçbir siyasetçinin demokrasi kökleşene kadar erken seçim olmaz deme lüksü yok. Hukuken erken seçim zor. Hukuken Cumhurbaşkanı erken seçime götürür. Bahçeli fiili olarak götürebilir. Meclis’te ittifakı bozar, Cumhurbaşkanı’nın çalışmasını bütçe yoluyla engeller. Bahçeli istemezse bütçe çıkmaz. O yüzden Erdoğan, Bahçeli’nin ağzına bakmak zorundadır. Bahçeli bunu ister mi, 2001 ‘de 2018’de nasıl dediyse şimdi de der. Hukuken zor ama sosyolojik ve ekonomik şartlar seçimi zorunlu kılıyor. Bu ekonomik şartlarda hiçbir demokratik ülkede bir iktidar ayakta kalamaz. 2023’ü kesinle görmeyecekleri kanaatindeyim. Ekonomik şartlar bunu zorlar. Bu yükü taşımak istemeyen Bahçeli bir gün Erdoğan ne derse desin ülkeyi seçime götürmek zorunda kalabilir. Ya da Erdoğan’nın kendisi artık ülkeyi taşınamaz bir yükle, enkazla karşı karşıya bıraktığını öngörerek seçime gitme zorunluluğu hisseder. Ama 2021’de seçim muhtemeldir. 2022’de büyük ihtimaldir. 2023’e kalması ise bence küçük bir olasılıktır.