21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü tarafından çıkarılan 21. Yüzyıl dergisinin Mayıs 2012 tarihli 41. sayısında Afganistan’ı özel bir dosya ile kapsamlı bir şekilde inceledik. Dünyanın en önemli dış politika dergilerinden birisi olan Foreign Affairs dergisinin Mart/Nisan 2012 tarihli sayısında da senelerini Afganistan ve Irak’ta geçirmiş iki Amerikalı uzman Carter Malkasian ve Karl Weston tarafından yazılan makale Afganistan’ı inceliyor.
Malkasian ve Weston şu noktaların altını çiziyorlar. Obama, Irak’tan çekilirken Afganistan’da savaşı kazanma stratejisi geliştirdi. Afganistan’daki Amerikan asker sayısı 100 bine çıkarıldı. Uygulanan özel kuvvetler merkezli operasyonlar sonucunda taktik başarılar elde edildi. Kandahar ve Heland bölgelerinde büyük ölçüde güvenlik sağlandı. Ancak bu amaçla 2011 senesinde 114 milyar dolar harcandı. Bu, 2001’den buyana Afgan savaşında harcanan paraların dörtte birini oluşturmaktadır. Bu kadar para harcanmasına rağmen ortada somut bir başarı yoktur. 2012 sonunda 33 bin Amerikan askeri Afganistan’ı terk edecektir ve 2014 sonunda Amerikan Ordusu Afganistan’dan tamamen çekilecektir.
Amerikan Ordusu’nun Afganistan’dan çekilmesinden sonra Pakistan’daki Taliban güçleri Afganistan’ın stratejik noktalarına saldırıya başlayacak ve Afgan hükümetinin halka yönelik baskılarını istismar ederek kısa zamanda halk desteği alacaklardır. Kabil kısa süre içinde cephe şehrine dönüşecektir. Taliban’ın güçlenmesi ile ona karşı uygulanabilecek isyan bastırma stratejisi de istihbarat eksikliğinden dolayı uygulanamaz olacaktır. Artık El Kaide, Peştun bölgesine rahatlıkla yerleşebilecektir.
Malkasian ve Weston Afganistan’ın Kuzey Afganistan ve Güney Afganistan olarak ikiye bölüneceğini ifade etmektedirler. Öte yandan Amerikalı Büyükelçi Robert Blackwill, Afganistan’ın Amerikan menfaatleri gereği bölünmesi gerektiğini savunmaktadır. Blackwill’e göre Taliban’ın Peştun olan güney Afganistan’ın kontrolünü eline alması kaçınılmazdır. Blackwill, ABD, Amerikan Hava Kuvvetleri’ni ve özel güçleri kullanarak Taliban’ın Kuzey ve Batı Afganistan’a girmesini engellemesi gerektiğini ifade etmektedir. Blackwill açıkça bölelim demese de söylediği bu noktaya çıkmaktadır ve öyle de anlaşılmaktadır. Zaten Blackwill’e dikkat çeken Malkasian ve Weston da eski diplomatın Afganistan’ın bölünmesini savunduğunu yazmaktadırlar.
Eski Amerikan Savunma Bakan yardımcısı Dov Zakheim da Foreign Policy adlı web sitesinde yazdığı makalede ABD’nin çekilmesinden sonra Afganistan ve Pakistan’ın parçalanma ihtimalinden bahsetti. Pakistan ile ilgili meseleyi yarına bırakalım. Zakheim, bir süreden buyana Güney Asya uzmanları arasında Amerikan Ordusu’nun Afganistan’dan çekilmesinden sonra Kuzey Afganistan’daki Özbek, Türkmen, Kazak ve Tacikler ile Güney Afganistan’a hakim olacak olan Taliban yönetimindeki Peştunlar arasında bir savaş tartışmasının ve Afganistan’ın bölünmesi ihtimalinin yoğunluk kazandığına dikkat çekmektedir. Zakheim ayrıca böyle bir iç savaşta 1990’larda olduğu gibi Pakistan’ın Taliban ve Peştunları, Hindistan’ın ise Kuzey ittifakını destekleyeceğini kaydetmektedir.
Doğrusu Taliban iktidarının ortaya koydukları, Özbek, Türkmen, Kazak ve Taciklerin 1990’lardan daha sert bir şekilde Taliban’a ve Peştunlara direneceğini göstermektedir. Kısa bir süre önce görüştüğüm ve 7 sene Afganistan ve Pakistan’da medresede okuyan bir Afganistanlı Kazak genci, neden medreseden ayrıldığını sorduğum zaman “Taliban duruma hâkim olduktan sonra bizim medreseye gelen Talibanlar benim gözlerimin çekik olmasından hareket ile herkesin ortasında Kazakların ve diğer gözü çekik Türklerin, Kur’an-ı Kerim’de geçen yecüc-mecüc olduğumuzu söylediler. Ben de bunun üzerinde medreseden ayrıldım. Bir süre sonrada Türkiye’ye geldim” açıklamasını yaptı. Kehf suresi 93-99 ve Enbiya suresi 96-97 ayetlerde geçen yecüc-mecüc olarak Türkleri gören bir zihniyeti bir kez denemiş olan Özbek, Türkmen, Kazak ve Taciklerin sert direnişi, Afganistan’ın parçalanmasına giden yolu daha kolay açacaktır. Bundan bir süre önce yazdığım “Türkiye’nin Afganistan’da yapacak daha çok işi var” başlıklı yazımı bir de ABD’nin çekilmesinden sonra doğacak ortamı düşünerek değerlendirmekte fayda vardır. Eğer olaylar kendi akışına bırakılır ise olacak iki şey var: Ya Türkiye dost Pakistan ile farklı tarafı destekleyerek tarihi dostluğunu bozacak ve Hindistan ile taraf olacaktır ya da Pakistan’ı küstürmemek adına 1990’larda yaptığı gibi seyredecek ve Özbek, Türkmen, Kazakların ezilmesine seyirci kalacaktır.
Oysa Afganistan’da var olan ve Taliban’ın dahi saygı gösterdiği bir Türkiye’nin Afganistan’ın bölünmesini engelleyebilme ihtimali daha yüksek olacaktır.