Adalet Mülkün Temelidir

Adalet Mülkün Temelidir

Sevgili Okuyucular. Yazılarımda Türkiye siyasetine fazla değinmek istemiyordum.

Yalnız, cennet vatanımız Türkiye’de yaşananları görünce, ister istemez içinde yaşadığımız devlet ile bir kıyaslama yaptım.

Belediye Başkanının, kendi ailesinden birini koruma babından başkalarının nasıl hakkını gasp ettiğini okuyunca, Devlet imkanlarının kimler tarafından ve nasıl kullanıldığına bir göz attım.

İçler acısı!.. Utanç verici, pervasızca kullanılan imkanlarla karşılaştım.

Hz. Ömer’in adaletiyle hükmedeceğiz” diyerek, makamı eline geçirenler, Ebu Cehil’in zulmüyle zulmeder hale gelmişler.

Kendi vicdanlarını rahatlatmak için, yapılan her yanlışa karşı, bir ayet bir hadis uydurmuşlar.

Konunun daha iyi anlaşılması için, bizzat kendi yaşadığım bazı olayları anlatacağım.

Yabancılar Meclisi Başkanlığı yaptığım dönemlerde, bir panel düzenledim. Panele KRV Çalışma Bakani Axel Horstmann, Prof. R. Faruk Sen, Marianne Myrconi ve ben Katıldım.

Yaklaşık üc saat süren panel güzel geçti, katılımcılar çok memnun kalmışlardı.

Anlatmak istediğim, panel değil! Panelden bir gün sonra yaşadıklarım.

Düsseldorf Tren Garının önünden tramvaya bindim. Bakan Axel Horstmann’da tramvayda oturuyordu. Evrak Çantasını da kucağına almış, yanında ikinci bir kişinin oturacağı yeri de boş bırakmıştı.

Selam verip yanına oturdum. Konuşmamız şu minval de devam etti.

 – Sayın Bakan gecenin bu vaktinde hala çalışıyorsunuz, Meclise mi gidiyorsunuz?

– Evet, Partimizin bir programı vardı oradan geliyorum.

– Dün bizim programa gelirken, Makam arabanızla gelmiştiniz. Şoför ve makam arabanız yok mu bugün?

– Hayır yok!.. Dün sizin oraya Bakan olarak DEVLET adına geldim. Bugün buraya partimin yaptığı bir programa geldim. Devletin imkanlarını partim için kullanamam.

– Peki ya kendi arabanız? Kendi arabanızla neden gelmediniz?

– Kendi arabamla geldiğimde orada park yeri bulamıyoruz. Bir defasında park yeri bulamadım, aceleyle bir yere park edip toplantıya girdim. Çıktığımda araba yoktu çekmisler. Bana 180 Avroya patladı.

Bu arada ben ineceğim durağa gelmiştim. Vedalaştık ve indim.

Ulaştırma Bakanı 100 km hızla gitmesi gereken yerde 140 KmH ile radara yakalanmıştı. Basına yansıyınca istifa etti.

Sevmediğim bir milletvekili, devlet göreviyle uçtuğu uçak biletlerinden toplamış olduğu puanlar ile kendisine bir bilet almış.

NETİCE! Sorgusuz sualsiz milletvekilliğinden istifa ettirildi.

Bu ve buna benzer örnekleri Almanya’da çoğaltabiliriz.

Sevgili Okuyucular! Türkiye’de durum nedir? Bizde de böyle birileri var mı? Yaptıkları hatalardan dolayı, devleti zarara uğrattığı için önce istifa sonra da özür dileyip, helallik isteyen BAKAN, milletvekilleri ve bürokratlar var mı bizim memleketimiz de acaba?

Bir bakanın arabası çekilse, çektiren polisler veya görevliler neler neler yaşarlar acaba düşünemiyorum bile?

Veya bir bakanın bir yere gittiğinde park yeri bulamaması mümkün mü!?..   Trafikte hızlı gitti diye bakanın arabasına ceza yazılsa, o polisler neler yaşar?

Bulunduğu makamın saygınlığını korumak için istifa eden birileri var mı?

Maalesef devletin temeli olan adalet bizzat devlet yöneticileri tarafından esir alınmış.

Hz. Ömer’in adaletiyle hükmedeceğiz diyerek gelip, Ebu Cehil’in zulmüyle zulmedenler, mülkün (Devletin) temeline dinamit koymuşlar.

Türk milletinin adaletinden ayrılıp, Emevi adaletine sarılmışlar.

Yukardaki karşılaştırmayı yapınca, şu soruyu sormak yanlış mı olur?

Müslüman kim? Hıristiyan kim? İnanan kim, kafir kim? Vatansever kim, vatan haini kim? Ali kim, yezid kim?

Selam ve Dua ile…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!