Üye hakim, oy çokluğuyla verilen beraat kararına muhalefet şerhi düşerek, sanığın terör örgütüyle iltisaklı olduğunu, örgütün çıkar ve amaçları doğrultusunda faaliyetlerde bulunması nedeniyle eylemlerinin yardım niteliğinde kaldığını düşündüğü görüşünü ifade etti
İstanbul’da terör örgütü PKK/KCK’ya yönelik operasyonda gözaltına alınarak bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen ve açığa alınan Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Yavuz’un “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı dava karara bağlandı.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanık Cihan Yavuz ile avukatı katıldı.
Duruşma savcısı, celse arasında sunduğu esasa ilişkin mütalaasını tekrar ettiğini bildirerek, sanık hakkında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan dava açılsa da eyleminin “terör örgütü propagandası yapmak” suçu kapsamında olduğu değerlendirilerek, 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Mütalaaya karşı savunma yapan sanık Yavuz, beraatini isteyerek, “Bir kamu görevindeydim. Aynı zamanda seçilmiş bir belediye meclis üyesiyim. Bu vesileyle tutuklama ve yargılama aşaması nedeniyle görevimi yapamıyorum. Bu anlamda mağduriyetim oluştu.” dedi.
Sanığın avukatı da müvekkilinin üzerine atılı suçu işlemediğini savunarak, beraat talebinde bulundu.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçunun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle oy çokluğuyla beraatine hükmetti.
Heyet, sanık hakkında “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan cezalandırılması istemiyle mütalaa verilse de ifadelerin içeriği ve paylaşıldığı ortam dikkate alındığında bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığını belirtti.
Sanık hakkındaki adli kontrol tedbirlerini kaldıran heyet ayrıca karar kesinleştiğinde tazminat davası açabileceğini sanığa bildirdi.
Beraat kararına muhalefet şerhi düşen üye hakimin, örgüt üyeliğinden beraat kararına katıldığını belirttiği ve “Sanığın eylemlerinin bir bütün olarak değerlendirildiğinde her ne kadar PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmadığını düşünmekle birlikte, sanığın terör örgütüyle iltisaklı olduğu, örgütün çıkar ve amaçları doğrultusunda faaliyetlerde bulunması nedeniyle eylemlerinin yardım niteliğinde kaldığını düşündüğümden çoğunluğun kararına katılmıyorum.” şeklindeki görüşü tutanağa geçirildi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik sürdürülen çalışmalar kapsamında, 20 Eylül 2018 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yapılan bir ihbarla ilgili çalışma yapıldığı belirtilerek, kimlik tespiti yapılabilen şahıslar hakkında işlemlere başlandığı ve kollukça yapılan çalışmalar sonucunda ihbar metninde isimleri geçen 20 şahısla ilgili Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 135. maddesindeki tedbirlerin uygulandığı ifade edilmişti.
Daha sonra genişletilen soruşturmada 90 kişi hakkında CMK tedbiri uygulandığı ve operasyonel aşamada, şahısların irtibat konumuna göre Cezaevi Dış Koordinasyon Yapılanması ve HDK yapılanması adı atında dosyalarının ayrıldığı aktarılan iddianamede, hakkında tedbir uygulanan 20 kişiden biri olan ve e-posta ihbarında ismi geçen şüphelilerden Ramazan Yurttapan ile görüşmeleri ve irtibatı tespit edilen Cihan Yavuz’un 26 Kasım 2020’de evinde yapılan arama sonucunda yakalanarak gözaltına alındığı belirtilmişti.
Yavuz hakkında elde edilen delillerle ilgili iddianamede şu değerlendirme yapılmıştı:
“Elde edilen görüşme içerikleri, ikametinde ele geçirilen PKK/KCK terör örgütü ile ilişkili, yasaklı yayınlar, diğer şüphelilerin dijital materyallerinden elde edilen veriler, Yavuz’un partisel faaliyet adına olduğunu iddia ettiği örgüt mensuplarının ailesi olan ve örgütçe değer ailesi olarak nitelendirilen kişileri ziyaret etmesi, Diyarbakır Sur’da ‘hendek savaşı’ adı altında öldürülen örgüt mensubunu ‘şehit’ diye tabir ederek sahiplenmesi ve ailesini ziyaret etmesi, 27 Kasım 2016’da (örgütün kuruluş yıldönümü ) örgüt simgelerinin yoğun olarak afişe edildiği ve örgüt mensuplarının resimlerinin bulunduğu alandaki etkinliğe katılması, Belçika üzerinden örgütün amaç ve çıkarları doğrultusunda yayın yapan Sterk Tv’ye bağlanarak canlı yayında 3 Şubat 2019’da İstanbul Bakırköy’de gerçekleştirilen HDP mitinginin örtülü amacı doğrultusunda açıklamalar yapması, mitingi öncesi dönemde PKK üst düzey yöneticilerinin Sterk Tv, Anf ve benzeri yayın kuruluşlarında Abdullah Öcalan ve Leyla Güven’in açlık grevi hakkında yapılan değerlendirmeler, talimatlar ve eylem çağrıları, bu doğrultuda canlı yayında verdiği beyanatın örgüt sempatizanları tarafından takip edilen bir kanalda yayınlanması bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Yavuz’un PKK terör örgütü ile iltisaklı bulunduğu, yapmış olduğu eylemlerle örgütün amaçlarına yardım eden siyasi faaliyetler içinde bulunduğu ve atılı suçu işlediği hususunda kuvvetli şüphe oluşmuştur.”
İddianamede, 2 Aralık 2020 tarihinde tutuklanan ve 15 Nisan 2021’de tahliye edilen Yavuz’un , “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapsi isteniyordu.