ABD’nin Oyunları ve Şanghay Alternatifi

 

Irak’a müdahale etti, uçuşa yasak bölge ilan etti ve ardından Irak’ın kuzeyinde yeni bir devlet inşa etti. Suriye’ye PKK-PYD eliyle müdahale etti. IŞİD’i bölgeyi dizayn etmek için kullandı. PYD ile Suriye’nin kuzeyinde iş tuttu ve kanton üstüne kanton ilan ettirdi. Türkiye kendi aleyhine, müttefiki ve stratejik ortağı olan ABD’nin oyununu gördü. Bunun üzerine CIA Türkiye’ye karşı PKK’yı harekete geçirdi. Sonuç alamadı. Bunun üzerine ABD elinin altında tuttuğu yabancılaşmış yerlileri darbe için 15 Temmuzda harekete geçirdi.

 

ABD oyun içinde oyun oynuyor!

AKP iktidarı oynanan oyunu fark ettiğinden çok geçti. Buna karşın TSK, bütün riskleri üstlenip, şartları zorlayarak Cerablus’ta PYD-ABD’nin önünü kesti. Bunun üzerine ABD, PYD’yi güneyden El Bab üzerinden dolaştırıp koridoru tamamlamak üzere hareketlendirildi.

Türkiye oyunu fark etti. Fırat’ın batısını ve özellikle Münbiç’i PYD’nin boşaltması için ABD’yi zorlamaya başladı. ABD ‘PYD Münbiçten çekilecek, çekildi, çekiliyor’ söylemleriyle Türkiye’yi oyalamaya başladı. Bu arada TSK koridora ortasından soktuğu hançerin ucunu El Bab’a ulaştırmak için harekete geçti. ABD, Türkiye’nin hamlesine PYD’yi El Bab’a karşı harekete geçirerek cevap verdi.

Bölge ülkeleri için El Bab en stratejik odak haline geldi.

ABD bölgede vekâlet savaşını PYD’nin eli ile yürütmektedir. Türkiye’nin güvenliği ve birliği açısından hayati öneme haiz El Bab’a TSK’nın yürüyüşünü engellemek için,  PYD’yi bölgeye indirmeye çalışmaktadır.

AKP’nin Süleyman Şah Türbesi, Kobani ve Türkmen Dağı operasyonlarında gösterdiği zafiyeti El Bab’da da göstermesini ABD beklemektedir.

ABD, TSK’nın Suriye’nin kuzeyindeki kararlılığını görünce de CIA yetkililerinin tüyleri diken diken olmaktadır.

Suriye’deki operasyonları yürüten ABD’li sözcü şu açıklamayı yapmıştır: “Biz şimdiye kadar (Türk Ordusu’nun) El Bab’a ilerlemesini desteklemedik… El Bab’a doğru gitmek onların aldıkları bir karar.

ABD açıkça Türkiye’yle değil PKK-PYD ile Rakka’ya operasyonu yapıyor. Böylece ABD, kâğıt üzerinde stratejik müttefik olduğu Türkiye’yle değil, terör örgütü YPG-PKK ile işbirliği yaptığını açıkça ortaya koymuştur.

ABD’li yetkililer Münbiç operasyonunu yaparken de Türkiye’ye yalan üstüne yalan söyleyerek oyalamışlardı. PYD’lileri SDG ismi altında Münbice soktular. Türkiye’nin kararlılığı ve ikazları üzerine de PYD’liler çekildi-çekiliyor söylemleriyle de oyalama oyununa devam ettiler.

Son olarak ABD’nin “Menbiç’i tamamen terk ettiler” iddiasında bulunduğu terör örgütü PKK/YPG’nin çekilme görüntülerinin aldatmaca olduğu bildirildi. PYD’nin Fırat’ın doğusuna doğru değil El-Bab’a doğru ilerlediği, Menbiç’te ise hala 3 bin teröristin olduğu medyaya yansımış durumdadır. Yaşananlar ortadadır.

ABD ile böyle bir müttefikliğin ve stratejik ortaklığın Türkiye’ye yararı nedir? Diye Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları soruyor!

 

“Türkiye niye Şanghay’da Olmasın?”

ABD’nin Irak ve Suriye’deki tutumu dost ve müttefik tutumu değildir. Türkiye’de sahneye koyduğu darbe ve girişimleri de işin cabasıdır. AB’nin tutumu da ABD’den çok da farklı değildir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin “benim için varsa yoksa AB”  dememeli. Mesela, ‘Şanghay 5’lisi içerisinde Türkiye niye olmasın? Diyorum… AB, Türkiye olarak bizi tam 53 yıldır oyalıyor”.

Başta Sayın Cumhurbaşkanının dahil AKP’li kadroların bu noktaya gelmesi dış ilişkilerdeki rasyonalite ve realite adına önemli bir aşamadır.

Umulur ki, Türkiye’nin AB’ye ve ABD’ye ölümünü muhtaç olduğunu savunan eski AKP zihniyeti artık terk edilmiş olsun.

Çünkü dış ilişkilerde romantizm değil çıkarlar vardır. Çıkarınız neredeyse orada olursunuz. Bunun yolu da bütünüyle ABD ve AB ile ilişkileri kesmekten değil gerçeklerle ilişkiler kurmaktan geçiyor. NATO, ABD ve AB’ye vazgeçilmez olmadıkları sık sık hatırlatılmalıdır.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!