ABD Afganistan’dan Çekiliyor

ABD Afganistan’dan Çekiliyor
U.S. Army soldiers from 1st Platoon, Company A, 1st Battalion, 2nd Infantry Regiment, Task Force Blackhawk, search travelers at a traffic checkpoint outside Combat Outpost Yosef Khel, March 9. The 1st Platoon soldiers were conducting traffic checkpoints and clearing missions all day with a platoon from the Afghan National Army.

Amerika Birleşik Devletleri, 7 Ekim 2001 tarihinde Afganistan’da ‘’terörle mücadele’’ adı altında askeri operasyon başlatalı tam 20 yıl oldu. Bu süreç içerisinde birçok bölge el değiştirdi. ABD tarihinin en uzun savaşının yürütüldü, ancak birçok yorumcu ve analiste göre, bunun sebebi ABD’nin bölgeyi terk etmememek için savaşı kasıtlı olarak uzatmasıydı. Ancak, Joe Biden’ın görev süresi içerisinde bu geri çekiliş tamamlanacak. Bugün gerçekleştirdiği basın toplantısında, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie, Afganistan’dan çekilme sürecini yarı yarıya tamamladıklarını açıkladı.1 Görünen o ki çekilme süreci Biden’ın açıkladığı tarih olan 11 Eylül’den daha erken sonuçlanacak. Peki, Afganistan’da ne oldu? Nasıl bir 20 sene geriye bırakıldı? Beklenti neydi, sonuç ne oldu? Neden bu kadar uzun sürdü?

Afganistan Yönetimi

1919 yılında Emanullah Han tarafından bağımsızlık ilan edilerek Afganistan Krallığı kuruldu. 1973 yılında ise cumhuriyet ilan edildi ve ülkenin resmi adı Afganistan Cumhuriyeti haline geldi. Soğuk savaşın etkisinin hala sürdüğü bu yıllarda, Sovyet destekli, komünist ideolojiye sahip Afganistan Demokratik Halk Partisi darbe yaptı ve yönetimi ele geçirdi. Ülkenin resmi adı yeniden değişti ve Afganistan Cumhuriyeti yıkılarak yerine Afganistan Demokratik Cumhuriyeti kuruldu. Bu sürecin adı kayıtlara ‘’Sevr devrimi’’ olarak geçti. Yeni dönem ülkeyi ikiye ayırmıştı. Bir kesim yeni hükümeti beğenirken, daha islami yönü keskin olan kesim ise yeni hükümetten şikayetçiydi. Bu karşıtlık, zamanla silahlı mücadele boyutuna ulaştı. Kimi kaynaklara göre, bu dönemin sonunda hükümetin çağrısı doğrultusunda Sovyetler Birliği askeri müdahalede bulundu. Kimi kaynaklar ise yönetimi ele geçiren Hafızullah Amin’in islami düşünceyi destekler açıklamaları ve ABD’den yardım talepleri doğrultusunda Sovyetler Birliği müdahalede bulunmak zorunda kaldı. Sovyetler Birliği’nin bu müdahalesi karşısında İslami gruplar bu kez direkt olarak silahlı mücadele başlattı.İngiltere, İran, ABD gibi devletler tarafından fonlanan bu İslami örgütler Sovyetler Birliğini geri çekilmeye zorladı.

Taliban Dönemi

Afganistan, Soğuk Savaş’a doğrudan etki eden bir şekilde 1979 yılında Sovyetler Birliği tarafından işgal edildi. Sovyetler Birliği bu toprakları 10 yıl sürenin ardından 1989 yılında terk etti. Ancak geriye bir iç çatışma kaldı. Afganistan’da aşırı dinci birçok grup ortaya çıktı. Bu gruplardan biri de şeriat isteyen radikal İslamcı grup Taliban oldu. Taliban kelime manası ile talebeler anlamına geliyor. Hızla yükselen, taraftar ve asker toplayan Taliban 1994 yılında aktif faaliyet göstermeye başlamış, kısa sürede 1996 yılında Kabil’i ele geçirmiştir. Böylelikle iktidarın kontrolünü ele almıştır. 1998 yılında ise çoktan Afganistan topraklarının %90’ını Taliban kontrolündeydi. Ancak, bir sorun vardı. Afgan halkı bu karışıklıktan ve çatışmadan ağır zarar görmüştü. Ülkenin altyapı sistemi de yeterli düzeyde olmadığı için halk en basit temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hale gelmişti. Barınma, gıda, ilaç, su gibi gereksinimler karşılanamıyordu. Bu sebeple o dönem ülkede doğan her 4 çocuktan 1’i 5 yaşına gelmeden hayatını kaybettiği kayıtlara geçmiştir. Afganistan’da gerçekleşen bebek ölüm oranı %25 ile dünyanın en yüksek oranıydı. Birleşmiş Milletler bu durum üzerine harekete geçti. Ancak, Taliban yabancı fonlu kuruluşları samimi bulmadı, tüm yardım faaliyetlerine ve yabancı fonlu bürolara son verdi. Bu hamle, Birleşmiş Milletler ile Taliban arasındaki ilk gerilim oldu. Taliban iktidarı sırasında Suudi Arabistan, Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri hükümetleri ile yakın ilişkiler göstermiş, bu ülkelerden yardım almıştır.Afganistan’dan ise ABD’de gerçekleşen ikiz kuleler saldırısının ardından ABD’nin sorumlu tuttuğu El Kaide lideri Usame bin Ladin’e korumalık yapılmıştır. Bu sebep ile başlatılan operasyonlar sonucu iktidardan uzaklaştırılmıştır.Diğer örgütler ile iş birliği içerisindeki ABD önce Afganistan’ın kuzey bölgesini ardından başkent Kabil’i Taliban’ın kontrolünden almıştır.

Böylelikle hızla güç kaybeden Taliban ABD ile uzlaşmaya çalışmış ancak dönemin ABD başkanı Bush tarafından bu girişim reddedilmiştir. Artık tamamen kayıplara karışan Taliban ve El Kaide Lideri Ladin’i aramak, bölgeyi desteklemek ve dönüşümünü sağlamak maksadıyla ABD Afganistan’da birçok üs ve hareket noktası inşa etti. Ancak yeniden organize olan Taliban 2004 yılında ABD’ye karşı savaşmaya başlamıştır. Amaçları, Sovyetlere karşı yapıldığı gibi gerilla taktiği ile ABD güçlerini yenmekti.2009 yıllarında Taliban oldukça güç kazandı.2011 yılında Pakistan topraklarında Usame Bin Ladin’in izine rastlanmasının ardından yapılan operasyonda Bin Ladin ölü ele geçirildi.

2011 yılında dönemin ABD Başkanı Obama, ABD’nin artık Afganistan’da var olması için bir sebep olmadığını ve ABD’nin bölgeden çekileceğini ilan etti. Yılların ardından ABD’nin bölgeden çekilme şartıyla ABD- Taliban arasında barış anlaşması imzalanmıştır. Bu barış anlaşması Trump tarafından imzalanmıştı. Ancak, süreç yeni göreve gelen Joe Biden döneminde sonlanacak. Biden tarafından 11 Eylül’e kadar Afganistan’dan çekilmenin tamamlanacağı açıklandı.

ABD Neden Çekiliyor?

Amerika’nın, Orta Asya’nın jeopolitik merkez noktasında bulunması aslında birçok açıdan önem taşıyor. Bu noktada en önemli unsur Amerika’nın mücadele içinde olduğu veya gelişim kazanabilecek devletlere yakın olma politikası ile alakalı. Afganistan’a ilk hareket düzenlendiği vakit bazı çevrelerce bu durum, ABD’nin İran’ı kuşatma ve ona yakın olma fikriyatı ile hareket ettiği ileri sürülmüştü. Bölgeye bakıldığı zaman Afganistan’ın Rusya’ya olan yakınlığı da önemli bir faktör etkisi taşıyor. Yapılan bu hamle Soğuk Savaş döneminden bir intikamolarak da algılanabilir. Öte yandan günümüzde gelişen bir güç var. Bu güç Asya’dan yükseliyor. Çin de bölgeye oldukça yakın bir yerde bulunuyor. Bu sebeple Afganistan çok kritik bir yer. Peki, madem böyle Amerika neden Afganistan’dan çekiliyor?

Öncelikle, ABD tamamı ile Orta Asya’yı terk etmeyecektir. Amerika’nın dış istihbarat teşkilatı CIA bu bölgede kendine üs ve hareket merkezi aradığı birçok kez medyaya yansıdı. ABD bölgede yaklaşık 20 senelik süren Afganistan savaşı boyunca kayıtlara göre 2500 askerini kaybetti. NATO ise 1150 asker kaybetti. Bu savaşın resmi açıklamalara göre mal olduğu rakamın 2 Trilyon$’dan fazla olduğu tahmin ediliyor.Teknoloji çağında artık fiili kara harekatları pek tercih edilmiyor. Gelişen İHA, SİHA sektörleri, radar ve uydu teknolojisi ile bir bölgede üsse sahip olunmamasına karşın eskiye kıyasla çok daha fazla bilgi alınabiliyor. Üstelik bu bilgiyi dev bir bütçeye sahip CIA istiyorsa bir üs bulundurmasına gerek kalmıyor. ABD, rotasını Orta Asya’dan Hint/Pasifik bölgesine kaydırdığı doğru. Demokrat düşüncedeki başkanlar hep ABD’nin Ortadoğudan artık çekileceği iddiası ile iktidara gelmiştir ancak bu iddialar bir şehir efsanesi olarak görülüyordu.

Sonuç olarak evet, ABD rotası çoğunluk ile Hint/Pasifik bölgesine kaydıracaktır. Ancak tamamen bu noktayı terkedecekleri doğru değildir.Ayrıca, ABD için geri çekilme şartlarından biri de Çin ve Rusya’nın bu bölgede hiçbir rolü olmaması olmuştur. Bu demek oluyor ki, ABD giderken kapıyı açık bırakıyor.

Afganistan’ın Geleceği

Afganistan hala yeterli demokrasi düzeyine, yeterli altyapı imkanına ve yeterli potansiyele sahip bir ülke değil. Bölgedeki iç çatışmalar zaman zaman hala sürmekte ve radikal İslamcı gruplar varlığını hissettirmekte. Ülkeyi belirsiz bir gelecek bekliyor. Afganistan halkı son çeyrek asırdır olan bitenden en çok yara alan taraf. Çatışmalar boyunca birçok sivil hayatını kaybetti. Bu kayıplar, yaralanmalar, Afgan halkının bölgeyi terk etmesi uzun bir süre daha devam edecek gibi görünüyor çünkü siyasi istikrarın sağlanması uzun yıllar alacaktır. Öte yandan Birleşmiş Milletlerin bölge halkına açıklanmış bir yardım planı bulunmamaktadır.

Türkiye Faktörü

Türkiye 11 Eylül saldırısına ilişkin, ABD önderliğinde hareket eden NATO ordularına bir müttefik olarak 260 kişilik bir katkıda bulunmuştu. Süreç boyunca sürekli asker yardımında bulunan Türkiye’den, ABD’nin stratejik olarak terkettiği, öncelik sırasını değiştirdiği bölgeye ilişkin bir teklif geldi. Amerikan basınına göre, Türkiye Kabil havalimanını koruma ve işletme teklifinde bulundu. Bu konuya ilişkin, Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, siyasi, mali ve lojistik destek şartı ile Türkiye’nin Afganistan’da kalma niyeti olduğunu açıkladı. Bu teklife ilişkin Pentagon sözcüsü Kirby, Türk yetkililerle görüşme yapılması gerektiğini ifade etti. NATO zirvesinde konunun ele alınması bekleniyor.

 

Kaynak: 21YYTE/Mehmet Burak Albayrak

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!