Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini askıya aldı. Avrupa Parlamentosu’nun İspanyol parlamenteri Nacho Sanchez Amor’un kaleme aldığı rapor ve bu rapora bağlı karar tasarısı 480 “evet”, 64 “hayır”, 150 “çekimser” oy ile kabul edildi.
Nacho Sanchez Amor görevine hangi temennilerle başlamıştı?
Mayıs 2019’da Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raportörü pozisyonuna gelen Nacho Sanchez Amor göreve geldiğinde “Amacımız Türkiye’ye müttefik olmak” ifadesini kullanmıştı. Aynı zamanda “Türkiye başarılı bir ülke ve halkın büyük bölümünün Avrupa Birliği’ne yakın, modern bir ülke istediğini düşünüyorum.” demişti. Göreve geldiğinde Türkiye’ye bu kadar ılımlı yaklaşan Nacho Sanchez Amor’un göreve gelmesinden önce var olan sorunlara da raporunda yer verip Türkiye’nin tam üye olmaması gerektiğine sebep göstermesi akıllarda birçok soru uyandırıyor.
Eski Raportör Kati Piri’nin Raporu
Nacho Sanchez Amor’dan önce Türkiye raportörlüğü yapan Hollanda Parlamenteri Kati Piri de kaleme aldığı Türkiye raporunda Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını istemişti. Rapordan sonra Ankara’dan çok sert eleştiriler alan Piri DW’ye verdiği demeçte “Bu Türkiye ve bu AB ile Türkiye’nin üyeliği mümkün değil” ve “Türk hükümeti beni sevmiyor olabilir ama benden sonra gelecek raportörle çok daha zor anlar yaşayacaklar” ifadelerini kullanmıştı. Kati Piri’nin verdiği bu demeçteki en çarpıcı ve yıllardır olanı anlattığı sözü ise “AB Türkiye’deki mevcut hükümetle aynı masada oturup sanki bir Avrupa Birliği’ne katılım söz konusuymuş gibi yapmayı nasıl sürdürebilir?” sözüydü. Kati Piri kaleme aldığı raporda Türkiye’nin yeni anayasasının liberal demokrasiye uygun olmadığını belirtmişti.
Nacho Sanchez Amor raporunda müzakerelerin son bulması gerektiğine ne sebep gösterdi?
Nacho Sanchez Amor’un kaleme aldığı raporda ise en çok vurguladığı sebep Avrupa Birliği’ne katılmaya aday olan bir ülkenin Avrupa Birliği’nin değerlerine, çıkarlarına, standartlarına ve politikalarına aşamalı olarak yaklaşma isteği olması gerektiği ancak Türkiye’nin bunun aksine giderek bu değerlerden uzaklaşması. Bu değerleri daha da incelemek gerekirse Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ve temel haklar konusunda geri adım atması, gerici kurumsal reformları benimsemesi ve çatışmacı bir dış politika izlemesi sebeplerini gösterdi.
Aynı zamanda raporda spesifik olarak yer alan meseleler de var. Bunlara örnek olarak Osman Kavala’nın yeniden tutuklanması, HDP, Doğu Akdeniz, Suriye, Libya, kayyum belediye başkanları örnek olarak gösterilebilir.
Mevlüt Çavuşoğlu ne tepki verdi?
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu rapora tepki olarak “Türkiye-AB ilişkilerini yeniden canlandırmaya yönelik çaba harcanan bir dönemde, (AP’nin) nesnellikten uzak tavsiye kararının kabul edilmesi mümkün değildir” açıklamasını yaptı. Açıklamaların devamında “İnsan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, yönetim yapımıza ve siyasi partilere ilişkin gerçek dışı iddialar içeren, ülkemizin etkin, çözüm odaklı, insani ve girişimci dış politikasını tehdit olarak gören, Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında tamamen haksız, yanlı Yunan ve Rum tezlerini yansıtan ve 1915 olaylarına ilişkin tek taraflı tutarsız Ermeni anlatılarına dayanan önyargılı bu yazımı reddediyoruz.” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda AB üyeliğinin, Türkiye için stratejik bir hedef olduğu ve bu hedef doğrultusunda çalışmaların süreceğini vurguladı.
Türkiye’nin AB üyeliği kısır döngüsünden ne zaman çıkabileceği merak konusu.
Kaynak: 21YYTE/Bilge İklim Çizmecioğlu