Yahu gene mi, gene mi… Bugün ayın on dördü… Tikim depreşti. Kendimi zor tutuyorum… “Kız saçını kim ördü” dememek için diyecektim ama esasen demişim bile… Demediğimiz ne kaldı. Tamam anladım… Hepinize Merhabalar… Oh be onu da deyiverip rahata erdik. Şimdi konularımızla haşır neşir olabiliriz…
Orman yangınları üzerinden haftalardır sağlanan rant ve komplo teorilerine kadar uzanan sistemlere elimden geldiği kadar bulaşmadım… Güncel, dikkat çeken ve her yazılanı kaldırabilecek bir kaynaktan zahmetsizce bir şeyler elde etmeye uğraşmadım. Tekrarlar okyanusuna girmeye itibar etmedim… Bu demek değildir ki hiçbir şekilde konu etmeyeceğiz… Zaten IQ testine kesinlikle ihtiyacı olan Ekrem’in oğlandan da bahsetmeden geçmemiz mümkün değil… Yahu bu zavallının bütün konuşmaları arşivlenip, Siyasal Bilgiler fakültelerinde ders olarak okutulmalıdır… Genç talebeler ancak bu yolla bir siyasetçinin nasıl olmaması gerektiğini öğrenebilirler… Geçen konuşmadan incilere, bir iki örnekle konuyu fazla yaymadan devam edelim… Adeta beceriksizliğin itirafı gibi açıklama , geldi. Skorsky helikopterlere sepet takılıp devreye sokulmuş… Peki bunun için dokuz gün beklemeniz mi gerekiyordu? Hani CB Sistemi kararların hızlı alınmasını sağlayacaktı, hani… Hazret, bizlere ABD’deki yangınlardan bahsetti. İnanın nasıl ferahladık anlatamam. Elime benzin bidonunu ve çakmağı alıp en yakın ormana gidesim geldi… Meğerse çok az bir şeyler yanmış… Biz de ABD’lilerden aşağı mı kalacağız… Bu Bakamayan, helikoptere binip baksa bile göremeyen zavallı, söndürülen yangınlardan bahsediyor… Efendi onlar yanacak bir şey kalmadığından sönenler… Oğlanımız ayrıyeten hava araçları sayısını verirken öğünüyor… Efendi senin sadece bir uçağın var. Gerisi toplama, Rusya, Ukrayna AB vs. AB’den gelenler de Yunanistan’ a gitti… Evlat, Anadolu’da bir söz vardır. El atına binen tez iner diye… Bırak bunları, yarın unutulur, Sizlerde tekrar “Ay’a gitme” hikayeleri anlatmaya devam edersiniz… Her neyse bu komedyayı burada bırakıp daha çok önem verdiğim başka bir konuya geçelim…
İlk başta kısa bilgi tazelemesi… Hem Suriye’den hem de Afganistan’dan gelenler , kimler? Bunların hepsi ülke yönetimleriyle kavgalı insanlar. Baş kesme alışkanlıkları bulunan, terörist gruplar içinden süzülüp gelen kimseler… Hele hele Afganistan’ dan gelenler vatanlarına ihanet etmiş, ABD’nin köpekliğini yapmış olanlar… Bu kadar hainin ülkesine gelmesini kim hoş karşılayabilir? Bunu, şimdi icat ettiğim bir Atasözüyle açıklayayım… “Ermeni’yle kol kola yürüyorsan sen de Ermeni’sindir.” Pek olmadı galiba , aman boş ver anlayan anladı gerisi ve derisi bizi ilgilendirmez. Asla tavuk yemediğim düşünülürse… Yahu , birdenbire aklıma nereden geldi bilemiyorum. Bizim Durduyan ne yapıyor bileniniz var mı? Tek başına yürüyebiliyor mu? Üstüne titrememiz ve yardımcı olmamız lazım. Hele bir Partisini yıksın da sonrası Allah kerim… Araya bir iki gırgır alışkanlığımızı da test ettikten sonra , esas konuya bulaşalım mı? Daha önceki yazımı da göz önüne aldığınız da bu hainler , Halkımıza “Zavallı, ölümden kurtulmak için ülkemize sığınan Müslümanlar” olarak tanıtıldı… Her şeyde , Kutsal Dinimizin arkasına saklanıp, istismarı şiar edinen iktidarın gelenekselleşmiş hareketlerinden birine daha şahit olduk… İşin doğrusunu anlatmaktan, daha doğrusu muhalefet yapmaktan aciz olanlar da , mecburen bu politikanın karşısına çıkamıyor… Kripto’nun ve ona özenen kızımızın durumu bu… Problemi, siyasi dansözlükler girdabında kıvırmaya çalışmanıza bir şey diyemeyeceğim. Zaten buna alıştık, neredeyse politik faaliyetlerin merkezine oturdu… Amaaa… Bizlerin hislerine tercüman olan kimseleri, siyasi linçe tabi tutmanıza da seyirci kalamayız… Bolu Belediye Başkanı yalnız değildir. Kemal efendi, ona harcayacağın kuvveti ve mesaiyi doğru dürüst muhalefet yapmaya harca… Dön bir kendine bak… Dünyanın neresinde iktidar ülkesini bu şekil de yönetip perişan etse, bir sonra ki seçimde %1-2 bile oy alamaz… En bilinen örneği Sn. Ecevit’in DSP’sidir… Birinci Parti iken bir seçim sonra ne olduğu hepinizin malûmudur… Bir muhalefet için bu kadar müsait şartlar varken, yirmi senedir oyun aynı, hatta zaman zaman da düşüyor… Sen Muharrem’i yedin… İmamoğlu’nu harcamak için, aday yaptın ama olmadı vs vs. Şimdi de Köroğlu’nun torunuyla uğraşma. Hepsi birleşir gelir sarayını başına yıkarlar. Ne Başkanlığın kalır ne de kriptoluğun… Birkaç gün önce, çok değerli dostum, meslektaşım (Kim. Müh.) ve kardeşim İzmir’den Selahattin Korkmaz ve hemşerim, eli öpülesi Ağabeyim ; Marketlerde olmadığı zamanlar sık sık görüştüğümüz, Müslüm Başaran’la yaptığım görüşmelerde de konu yapmıştık… Hatırlayın. Gelmiş geçmiş tüm zamanların en soylu Bakamayanı Afyon’da ne demişti… Temmuz’da uçacağız. Herkes kıskanacak… Peki temmuz da ne oldu. Olağanın aksine, her şeyin bolluk olduğu dönemlerde, rakamlarla ne kadar oynanırsa oynansın, enflasyon tepe yaptı… Dostlarımla, konuşmalarım da , “Ben olsaydım ne yapardım” aklı verdim… Temmuz ayı boyunca seçilecek 4 ilde “Nereye Uçtuk?” mitingleri yapardım… Ağustos Ayında domates hala 6-7 TL. Salatalık (Bazıları hıyarlığını yaptı diyorlar) 7 TL. Bir kilo kayısı 20, bir kilo şeftali 15-20 TL... Bu Ay boyunca, her Pazar seçilecek 4 ilde “Yandım” mitingleri düzenlerdim… Rahmetli Demirel’i hatırlayın… Özal’ı perişan etmişti. Tencere tava yollara dökülmüştük… Ayrıyeten o zamanlar, şimdiki gibi de değildi… Peki şu an ne oluyor? Kocaman bir hiç. Ben medya sektöründe, siyaset ile iç içe bulundum ama siyasetçi değilim ve de yapmadım. Bu kadar düşünebiliyorsan, onların daha fazla hesaplayabilmeleri gerekir. Henüz ,koca bir hiçler yumağından başka elimizde düzgün bir şey yok… Bu potansiyeli heba edenlere sizce ne demeliyiz? En azından kripto. Şimdi beni anlayabildiniz mi… Kapatmadan önce bir iki lafım daha var. O da Bizim Evin kızına… Sakın ola ki, bizlere güvenip, popülist siyaset yapmaya kalkma… Geçici olarak buradayız. Yarın ,MHP’deki işgal bitince yuvamıza döneceğiz… herhangi bir şahsi ihtirasın yoksa, sen de döneceksin… Bu yüzden hiçbir Ülkücü’ nün tasvip etmediği göçmenleri (!!!) ve onlarla alakalı politikalarını değiştir… Bunlar zavallı değil, Hainler yumağıdır. Bizde zaten yeteri kadar var, ithaline hiç ihtiyacımız yok…
Bunun bir de yarını var. O’nu da düşünerek , toparlayalım mı… Hepiniz Allah’ a emanet olunuz. Hoşça kalın…