Afganistan’da ilerleyişi devam eden Taliban güçleri ülkenin kuzeye açılan kapısı Kunduz’u da ele geçirdi. Diplomatik gözlemcilere göre Taliban ilerledikçe Kabil Havalimanı’nın güvenliğini korumaya hazırlanan Türkiye askeri için risk de büyüyor.
ABD ve diğer yabancı güçlerin 20 yıldan sonra çekilmeye başlamasıyla Afganistan’da çatışmalar şiddetlendi. Kırsal bölgelerde büyük kazanımlar elde eden Taliban, önemli kentleri hedef alarak ilerleyişini sürdürüyor.
Son olarak, ülkenin kuzeyindeki Kunduz, Sae-i Pol ve Talukan da Taliban’ın eline geçti. Taliban son olarak Samangan vilayetinin merkezi Aybak’ı da ele geçirdi ve hükümetle ateşkes konusunda bir anlaşma olmadığını açıkladı.
DW Türkçe’nin aktardığına göre, Taliban’ın bu ilerleyişi, ABD çekildikten sonra Kabil Havalimanı’nın güvenliğini ve işletmesini sağlamaya talip olan Ankara’nın karşılaşacağı risklerin ne yöne ilerlediğine ilişkin tartışmaları da yeniden gündeme taşıdı.
NATO, “TÜRKİYE AFGANİSTAN’DA KİLİT ROL OYNAYABİLİR” DEMİŞTİ
NATO’ya bu yöndeki talebini Mayıs’ta ileten Ankara’ya olumlu cevap 14 Haziran’da Brüksel’deki NATO zirvesinde geldi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye’nin Afganistan’da “kilit rol oynayabileceğini”, ABD Başkanı Joe Biden da “iyimser” olduğunu söyledi.
Zirvenin ardından Ankara-Washington hattında başlayan diplomatik ve askeri müzakerelerden henüz bir sonuç çıkmaması ise Taliban güçlerinin hızlı ilerleyişi karşısında Türkiye’nin Kabil misyonunun karşılaşacağı risklere ilişkin değerlendirme yapılan diplomatik ve askeri çevrelerdeki soru işaretlerini artırdı. Bu soru işaretlerinin başında “müzakerelerin neden uzadığı ve Taliban güçlerinin ilerleyişinin bu müzakerelere nasıl etki ettiği” geliyor.
AKAR’IN CEVABI TATMİN ETMEDİ
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türk askerinin Kabil’de tam olarak ne yapacağına dönük sorulan “Türkiye muharip güç olmayacak” diye yanıtlasa da, siyasi muhalefetin “Türk askeri göz göre göre ateş çemberine mi atılıyor?”, diplomatik çevrelerin de “Bölge ülkeleriyle ve Taliban ile diyalog zemini neden tam olarak sağlanamıyor?” sorularına
Türkiye’nin NATO daimi temsilciliği görevinde de bulunmuş emekli büyükelçi Fatih Ceylan, Türkiye’nin talip olduğu Kabil misyonu konusunda kamuoyunda birçok soru işareti olduğuna dikkat çekenlerden. Ceylan, “Türkiye bu görevi niçin üstlendi? Bizim oradaki ulusal çıkarlarımız nedir? Hangi ulusal çıkarlara hizmet için oraya gidiyoruz? Kamuoyuna bu sorular üzerinden düzenli ve yeterli bilgi verilmedikçe spekülasyonların sonu gelmeyecek” diyor.
Ceylan en büyük spekülasyonun da, Türkiye’nin ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerle yaşadığı sıkıntılar üzerinden yapıldığını söylüyor. Ceylan bu spekülasyonun; Türkiye’nin Kabil misyonunu alması durumunda ABD ile sorunlarını çözmek için elinin güçleneceği ve Türk hükümetinin siyasi muhalefete karşı da başarı sağlamış olacağı değerlendirmelerine dayandığını anlatıyor.
TALİBAN: TÜRKİYE İŞGALCİ GÜÇ
Ceylan, Taliban’ın daha önce Türkiye için “işgalci güç” tanımlaması yaptığını hatırlatırken, Ankara’nın başta Taliban olmak üzere Kabil konusunda kimlerle ne konuştuğuna ilişkin kamuoyuna bilgi vermesi gerektiğini belirtiyor. Ceylan, “Eminim ki bir temas trafiği işliyordur. Ona hiç şüphem yok. Türkiye, Taliban, Katar, Pakistan, civar ülkeler, Orta Asya Türk cumhuriyetleri temas halindedir. Ama kamuoyunun Kabil konusunda Türkiye’nin ne yapmak istediğine ilişkin doyurucu bilgilere ihtiyacı var” diyor.
Akar’ın “Afganistan’a muharip güç olarak gitmiyoruz” açıklamasına gönderme yapan Fatih Ceylan, “Biz zaten Afganistan’da olduğumuz süre içinde muharip güç olmadık. ISAF içinde bile birçok kayıt altında Türk kuvvetleri orada görev yaptılar. Kararlı destek misyonunda yine havaalanındaydık. Son beş senedir havaalanındayız. Muharip güçler zaten değildi. Akar’ın açıklamaları yeterli değil” çıkışında bulunuyor.
‘TALİBAN’IN İLERLEMESİ İÇ ÇATIŞMANIN BÜYÜMESİ DEMEK’
Emekli Büyükelçi Ceylan’a göre Taliban’ın Kunduz ve ötesine doğru ilerlemesi, Kabil’e görev yapması muhtemel Türk askeri için çatışma riskinin doğrudan büyümesi demek.
Ceylan, “Afganistan’ın kuzeyinde Türk soyluların da yaşadığı bölgede çatışma ihtimali artıyor. Afgan hükümetinin oradaki birtakım savaş ağalarıyla işbirliğiyle Taliban’ın ilerleyişini durduracak yönde adımlar atması mümkün. Bu iç çatışmanın şiddetlenmesi demektir. Taliban havaalanına saldırır mı bilemeyiz ama Kabil’in güvenliği riske girerse orada görev alan bir başka ülkenin, bu durumda Türkiye’nin orada bulundurduğu kuvvetlerin de çeşitli risklere maruz kalması karşımıza gelebilir” uyarısı yapıyor.
Taliban’ın Kunduz’u ele geçirmesi Mayıs’tan beri sürdürdüğü ilerleyişinde en büyük kazanım olarak görülüyor. Kabil başta olmak üzere ülkenin büyük kentleriyle bağlantılı yollar üzerine kurulu Kunduz, Tacikistan sınırında yer alıyor. Tacikistan sınırı da Afganistan’dan Orta Asya’ya, Avrupa’ya uyuşturucu kaçakçılığının merkezi olarak biliniyor.
‘DOSTUM, TÜRKİYE’DEN NE İSTEYECEK?’
Diplomasi yazarı Semih İdiz, Kunduz’un Türkiye’nin yakından tanıdığı ve dost saydığı Mareşal Raşit Dostum’un bölgesi olduğunu hatırlatıyor.
İdiz, “Şu anda Dostum orada Taliban’a karşı savaş halinde. Zaten kısa bir süre önce Türkiye’deydi ve Taliban alan kazanınca kendisi oraya döndü. Şimdi Dostum’dan Türkiye’ye herhangi bir talep olursa ve bu talebi Türkiye karşılayamazsa Türkiye’nin imajı daha da zedelenmiş olacak. Yani Türkiye kendisini bu Afganistan konusunda bir açmaza attı ve şu anda içinden nasıl çıkacağını tam bilemiyor” diyor.
Taliban ile diyaloğun da Türkiye için başlı başlına bir açmaza dönüştüğü yorumunu yapan Semih İdiz, Taliban’ın Türk askerinin ülkeden çekilmesini istediğini, diyalog için de bu çekilmeyi şart koştuğunu belirtiyor. Diplomatik kaynaklar, Taliban ile “karşılıklı güven esasına dayalı diyalog için gerekli tüm girişimlerin sürdürüldüğü” bilgisini paylaşıyor.