Ağustos geldi ama pekte hoş gelmedi… Memleket ateşler için de kaldı… Eski devirler de halkın %80 i köylerde yaşarken güneş tutulmuş. Malum gelenek , köyün gençleri teneke çalmaya havaya kurşun atmaya başlamışlar… Birinin babası evladını kolundan tutmuş içeri çekmeye çalışırken de söyleniyormuş… Oğlum sen karışma bu işe , gir içeri, şeerliler (Şehirliler ) birazdan hallederler… Biz de , ahalinin %80 inin şehirlerde yaşadığı dönemlerde hiç bir şeyin halledilemediğini gördük… Herkes işine baksın, birazdan köylüler halleder de diyemediğimiz için , sadece bakınmakla yetiniyoruz… Cümlenize merhabalar olsun…
İki ateş için de sosyal medya sallandı durdu. Diğer ateş neydi diyenler lütfen biraz beklesin… Bizde iştirak ettik. Tam anlamıyla her türlü haberin, yalanın , provokasyonun havalarda uçuştuğu farklı yangınlara alayımız çapınca benzin attı… Bunlar kaynaklı yaklaşımlar yerine , muhasebe hesabına girmek istiyorum… Evvelâ PKK dan başlayacağım… İnlerinde vuruyoruz. Bittiler. Elebaşlarını tek tek temizliyoruz gibi yüzlerce yaklaşım bir dakika için de ıskarta oldu… 70-80 aynı notada yangın çıkarabilme kapasitesi , bulunmaz bir propaganda aracıydı. Henüz, hiç ses çıkarmadan, öne altın tepsi içinde sunulan bu ikramı geri çevrilemezlerdi ve de çevirmediler… Kazanç bununla kalsa bile çok süperdi ama , körün istediği tek , Allah verdi iki göz olayı gerçekleşti… Bir gün önce S. Sakık’ ın beyanatlarını manşet yapanlar ertesi gün PKK’nın işi değilmiş… Falan filan yakalandılar. Adam tarla yakmış gibi paylaşımlar yaymaya başladı… Bu gün yarın Mine Kırıkkanat gibiler çıkar PKK dan özür dilerlerse de hiç şaşırmayın… Bu Durumda PKK hem büyük bir eylem yaptı , yandaşlarına umut verdi… Hem de masum ilan edilip mağdur duruma düşerek farklı bir kazanca daha sahip oldu… Bana göre en karlı onlar oldu…
Gelelim Hükümet Cephesi’ nin bilançosuna… İlk baştaki yaklaşımlar gereği , HDP ve PKK ikilisini , direk olarak olmasa da , kapı kapı sistemiyle suçlu ilan edebilir… O kadarla da kalmaz , sabit olan ” Bunlar Zillet (Millet ) ittifakı içindeler ” söylemiyle bir genellemeye girip halkın öfkesini CHP ve İYİ Parti üzerine reflektör edebilirler… Mağdur olmuşluk yanında, yeniden imar ve iyileştirme faaliyetleri büyük bir şova dönüşebilir… Klasik IBAN sistemiyle yeni vakıflar oluşturup , harekete geçirerek yeni huzur hakları erbabına üçüncü dördüncü hatta yedinci sekizinci istihdamlar sağlanabilir… Toplanan paralarda 10 sene sonra maliyeye irat kaydedilir… Hükümetin aleyhine tek olay vardı… Yazımın başında ikinci ateş olarak bahsettiğim , Karadeniz doğalgazının yakılması töreni ve naklen yayın şovu havaya gitti… Epey önceden planlandığı için geri de dönemedik ama bunu farklı şekiller de telafi edebiliriz…
CHP ve Millet ittifakına dahil olan partiler , İYİ ve Saadet cephesinde sınırsız eleştiri alanı olmasına rağmen yeterli gürlükte sesleri duyamıyoruz… Görevden ayrılan THK Pilotları bulunup, sürekli uçuş baskısıyla biz bu işi çözeriz telkinleri yapılmalıdır… İktidardan bu konu dahilinde bile hesap sorulması yeterli muhalefettir ama , ne yapılabileceğini bizim söylememizi beklemeyin…IBAN olayı , Anayasa 169 . madde hatırlatması hem hükümetin başı hem de çavuşu tarafından yapılırken , yangın yerlerine yapılan otellerin görüntülenmesi bile yeterlidir. Yani , kısaca muhalefet çok büyük bir eleştiri alanına sahiptir dolayısıyla karlıdır , kazançlıdır…
Sermaye ve onun siyasal destekçileri için dostta düşmanda yoktur… İşe yarayan dost gerisi düşmandır… Irak’ a silah verip, İran’ a saldırtırsın sonra da Irak’ ı bitirirsin… PKK her zaman kulanılabilecek biçilmiş taşerondur… Yapılacak işbirliği , talan edilecek arazi ve otel sahası anlamına gelmektedir… TBMM’den , Milliyetçi bozuntularının yardımıyla geçen yeni kanun , yangınların en şiddetli zamanında maksada ilaç gibi yetişmiştir… Artık , her yerin akibeti ” Sahip ” in tek dudağı arasındadır. 169 ise , Anayasa nostaljisi ve fantezisi olarak yerinde durmaya devam edebilir…
Yerli işbirlikçi ve talanistler de çok kârlıydılar… THK’nun Uçaklarını devre dışı bırakıp, Milli-Rus uçaklarıyla hem onlara hem de kendilerine muazzam bir kaynak yarattıkları gibi ” Yerliyiz Milliyiz Müslümanız ” nidalarıyla da, halkımızın gönlünde taht kurdular. Belki de 2023 (!!!) seçimlerini garantilediler…
Her ilde muazzam imkânlara gark oldu Vali’lerimizin eli güçlendi… Halkımızın yardımlarından cûzi bir kısmı allanıp pullanan her tarafı yazılarla donatılmış bir kamyonla, felaket bölgelerine gönderildikten sonra, kalan ana kısımda Reyis’ in ” Gerekirse kamyonlara binin yardımları elinizle dağıtın ” talimatına kadar depolarda 2023’ü bekleyebilir…
Görüldüğü gibi olay her kesim için çok karlı oldu… Herkes yangından, yok oluştan güçlenerek çıktı. Yani başka bir tabirle , yangını tam anlamıyla fırsata çevirdiler…Yangından mal kaçırdılar… Peki bu kadar kazananı olan bir şeyin hiç mi kaybedeni olmaz… Olmaz olur mu… Tabiat kaybetti, kuşlar böcekler her türlü hayvanat kaybetti… Çevre kaybetti… İnsanlık kaybetti… Geleceğimiz, umutlarımız kaybetti…En önemlisi, milletimiz kaybetti…
Kastamonu günlerim , tabiatın göbeğinde yeşilliklerin arasında devam ediyor. Burası adeta bir huzur üretim merkezi. Dağı başka, kıyısı başka… Güzellik, doğallık , insanlık , huzur ve mutluluk isteyenler size unutamayacağınız bir rota tavsiye ediyorum… Cide’ ye gelin. Birer gün konaklayarak, Doğanyurt , İnebolu , Abana , Bozkurt , Çatalzeytin hattını takip edin sonra da bana teşekkür edin. Ayrıyeten hakkımdaki iyi dileklerinizi, Sinop’ ta da devam ettirebilirsiniz..
Bugün çok değerli bir büyüğümün ( Eşimin Dede’ si ) ölüm yıldönümü… Adı verilen, Kastamonu İlahiyat Fakültesi’nden başlayacak anmalara katılacağız… Başka kimlik arayanlar nazire edercesine ,Peygamber (SAS) Efendimizin yarı yarıya Türk olduğunu bildirir…
Yazımı kapatmadan önce , Bolu Belediye başkanı kardeşimizi tekrar gönülden kutluyorum… 2023 e kadar bakalım daha nice nice cevherlerle karşılaşacağız…” Bizim görüşümüz değildir, kendi görüşleridir” diyen kripto yumağı CHP yönetimini de en şiddetlisinden kınıyorum… Başkanım, millet arkanda, sen yeter ki yürü…
Bir ilave baskının daha sonuna geldik. Hepiniz Yaradanıma emanetsiniz. Hoşçakalınız…
Mehmet Edip Ören
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı