Öcümüzü, Misliyle Alamazsak…! – Hüseyin Kocabaş

 Antalya Ülkücü İşçiler Derneğinde, birkaç gün önce, Taş Medreseli Başkan Osman YILMAZ, Elazığlı Ömer EKİNCİ ve bir grup ülkücü ile güncel mevzular üzerine sohbet ediyoruz.
 
Albay Raci TETİK’in hanımı ‘’Eşim verilen emir ve görevleri yerine getirdi…!’’ diye beyanat vermiş…!
Yani; Mamak’ın zebanisi, ölümcül sadist işkencelerin talimatını komutanlarından aldığı için,hanımefendide bunca yıl gönül rahatlığıyla, işkenceciyi koynuna almış…!
 
Vardiyacılar, kocaları rutubetli yerde yatmasın ve makarna yemesin diye nöbeti devralmış,eylem yapıp yolu trafiğe kapatmış…!
 
12 Eylül Darbecileri için mahkeme yine takipsizlik vermiş…!
Rahmetli Mustafa’nın mektubunu siyasi istismar eden takkiyeci Tayyibe kanan ‘’Bizim Evetçiler’’’ bu aldatılma karşısında,12 Haziran seçimlerinde,gereken cevabı verirler inşallah…!
….
Sohbet sohbeti açarken, tanımadığımız, üstü başı düzgün, kravatlı, bizlerle akran bir arkadaş ‘’Selamünaleyküm’’ diyerek içeriye girdi.
Selamlaşmadan sonra, tanışma faslında Y.K’nın aslında Mamak Cezaevinde bir dönem birlikte yattığımız bir arkadaşımız olmasının mutluluğuyla, yeniden kucaklaştık…!
Ortak dostlarımızı anıp, çaylarımızı yudumlarken, Y.K’nın Ankara’dan özel bir meselesi için Antalya ya gelmiş olduğunu öğreniyoruz.
Y.K ‘’Sizleri görmekten ve böyle bir teşkilata uğramaktan son derece mutlu oldum.15 gündür Antalya’dayım.Partiye gittim sıcak bir ortam göremedim.Ocağa gittim,çoluk çocuk gençlerle derdimi paylaşamadım…!’’
 
‘’ Gardaş,Hayırdır İnşallah…! Bizim yapabileceğimiz bir şey varsa…!’’ deyince,yeri göğü inleten bir’’OFFF…!’sesiyle sarsılıyoruz…!
Meraklı ve şaşkın bir vaziyette,acaba hangi trajediye şahit olacağız diye içimizden geçirip, bizler dinlemeye Y.K anlatmaya başlıyor…!
 
‘’Ülkücü camiadaki çoğumuz gibi bende fakir bir ailenin çocuğuydum.Mamak cehennemine düştüğümde,evliydim.Eşim hamileydi…! Eşim,çocuğumuzu doğurduktan 3 ay sonra,yaşadığı sıkıntılar ve geçirdiği bunalım sonucu intihar etti…! Kızım,anasız babasız kaldı…!’’ diyerek,o ağlayarak anlatmaya,bizlerde başlarımıza öne eğip,gözyaşlarımızı birbirimizden gizlemeye çalışarak dinlemeye başladık…!
 
‘’Evladıma,eşimin ailesi sahip çıktı…! Kadersizlik peşimizi bırakmadı…! Anneannesinin vefatı,çocuğuma bakacak kimsenin kalmaması üzerine,Çocuk Esirgeme Kurumu’na oradan da bir aileye evlatlık verilmiş…!.Yıllar sonra cezaevinden çıktım.Çocuğumun peşine düştüm.Çaldığım her kapı yüzüme kapandı…! 31 yıldır,huzur dolu bir gün geçirmedim…! Aradım,taradım,etkili-yetkili adamlar buldum.Nihayet çocuğumun izini Antalya’da buldum.’’ der demez fenalaşıyor…! Yüksek tansiyon ve Kalp hastası olduğunu öğrenince,dil altı hapını verip,kolonya-su ile yardımcı olup,sakinleştiriyoruz…!
 
Biraz dinlendikten sonra anlatmaya devam ediyor.’’Kızım,evlenmiş şu an Antalya’da Meltem mahallesinde yaşıyormuş…! Açık adresine ulaşmak üzereyim…! Ama nasıl karşılaşacağım,nasıl yüzleşeceğim,nasıl bir tepkiyle karşılaşacağım,bilemiyorum…!
On beş gündür,sabahtan akşama kadar Meltem mahallesinin sokaklarında ağlayarak dolaşıyorum…! Her sokağın köşesinde bir taşa oturup, acaba kan çeker mi diye, şu gelip geçenlerden biri benim kızım, şu sokaklarda oynayanlardan biri benim torunum olabilir mi diye, sevgiyle, şefkatle ve hüzünle bakıyorum.
Ve ellerimi semaya kaldırıp,bizlere nice acılar yaşatan 12 Eylül darbecilerine beddualar okuyorum…!’’
 
Koro halinde,küfürlerimizle şerefsizlere göndermede bulunuyoruz…!
’Bizden ne istiyorsun Gardaş’’dediğimizde,’’Açık adres bir iki güne elime geçecek…! Bu karşılaşma heyecanına kalbim dayanmaz…! Yanımda siz can kardeşlerimden birinizin olması bana güç verecektir…! Benimle gelir misiniz…?’’
 
Sözleşiyoruz, ‘’Sen adresi al gel, nasıl münasip olacaksa beraber gideriz, seni böyle bir zamanda yalnız bırakır mıyız…!’’ diyerek helalleşip ayrılıyoruz.

Derin düşüncelerle söyleniyorum.
Bizler,bu davaya girerken ucunda acı ve ızdırap olduğunu biliyorduk.Her türlü meşakkatini çektik…! Ve bu uğurda birbirimizin kucağında öldük…!
Meğerse;ailelerimiz bizlerden daha büyük acılar çekmiş…! Analarımız,babalarımız,eşlerimiz ve evlatlarımız kederin en ağırını yaşamış…!
 
Allahsız, imansız, şerefsiz darbeciler; sebep olduğunuz aile faciaları sonucu yıktığınız yuvalar,anasız babasız yetim ve öksüz bıraktığınız evlatlar, gözyaşı pınarlarını kuruttuğunuz babalar adına, bir kez daha yemin olsun ki: sizlerle hesabımızı göremezsek;
 
‘’Gök girsin, kızıl çıksın…’’’
 
Vatansever, ahlaklı, inançlı Ülkücü Hareketin şanlı mücadelesi, onca acıları ve fedakârlıkları ile Türk siyasetinde var alan Milliyetçi Hareket Partimizin nefsine yenilmiş, mazimizin vebalini taşıyamayan bazı yöneticilerinin camiamıza yaptıkları kötülüklerin bedelini bu şerefsizlere ödetemezsek;
 
’’Bu hâkimler veremez, hükmünü bu celsenin
Ey ! Bozkurdum hazır ol,hüküm sırası senin…!’’
 
 
 Tuzağı, şantajı, hileyi, hainliği, puştluğu ve kahpeliği metot edinenlerden öcümüzü misliyle alamazsak;
 
’Yastığımız mezar taşı, yorganımız kar olsun,
 Biz bu yoldan dönersek namus bize ar olsun…!’’

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!