AKP iktidarındaki Türkiye’de; Suriye ve Libya’nın ardından gündemde bir başka askeri misyon var. Türk Silahlı Kuvvetleri, NATO Kararlı Destek Misyonu’nun bitmesinden sonra Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı’nın işletilmesini sürdürmeye hazırlanıyor. Bu havalimanı hem Afganistan’a diplomatik personelin gitmeye devam edebilmesi, hem de insani yardım gönderilmesi için stratejik olarak çok önemli. Afganistan’da ise dengesiz bir hava var; ABD ve NATO güçleri çekilmesini tamamlarken Taliban son hız toprak kazanmaya devam ediyor…
Afganistan’da hem sahada bulunmuş, hem de akademik olarak çalışan bir emekli asker olan DEVA Partisi kurucularından Metin Gürcan, Türkiye’nin dış gündeminde en tepeye sıçrayan Afganistan başlığını T24’e değerlendirdi.
Metin Gürcan, ABD’nin Kabil Havalimanı etrafında diplomatik misyonların bulunacağı bir Irak’taki gibi ‘Yeşil Bölge’ oluşturmak istediğini söyledi. Gürcan, “(ABD) Bunların tamamını Yeşil Bölge’de olduğu gibi güvenlik alanı ilan etmek ve bu güvenlik alanının korumasını vermek istiyor. Burada çatışma ihtimali çok yüksek” değerlendirmesinde bulundu.
Gürcan, Afganistan başlığında konuşulmayan bir konunun da oraya yüksek ihtimalle birçok sivil görevli gönderilmesi gerekecek olması olduğunu vurguladı. Gürcan, ayrıca orada hem askeri birlikler hem de siviller için nasıl askeri hastaneler kurulacağını sorguladı.
Türkiye’nin Afganistan’da üstlenmeyi planladığı boyutta bir askeri misyonun başarısı için birçok farklı faktör olduğunu vurgulayan Gürcan, hala cevapsız kalan pek çok soru olduğunu ifade etti: “Bana büyük bir bilinmezliğin içine giriyormuşuz gibi geliyor…”
Gürcan, Afganistan’da ABD hava saldırılarının Taliban’ın ilerlemesini önlemekte yıllar boyunca çok önemli rol oynadığını; bu saldırıların kesilmesiyle Taliban’ın ilerleyişinin hızlandığına dikkat çekti.
Gürcan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’nin, Taliban’ın inancıyla ters bir yanı yok” ifadeleriyle ilgili olarak da şu değerlendirmede bulundu: “Şunu net söyleyeyim; oturduğum için, görüştüğüm için biliyorum; bir Taliban mensubuyla ideolojik bir tartışmada bırak Türkiye’deki herhangi laik normal bir insan, Türkiye’deki standart sağ muhafazakar dindar bir insan otursa çoğu meselede anlaşamaz. Net anlaşamadan ve büyük bir husumetle kalkılır. Temel, felsefik, teolojik din yorumlamalarında farklılıklar var”.
Gürcan’ın T24’ün sorularına verdiği yanıtlar şöyle…
Emekli bir asker gözüyle havalimanının risklerini anlatabilir misiniz? Asker orada nasıl bir risk alacak?
Bu güzel bir soru. Biliyorsunuz burada operasyonel görevleri yoktu Türk askerlerinin. Afganistan’da ISAF(Uluslararası Güvenlik Destek Gücü) kapsamında, bizim sivil asker işbirliği dediğimiz SAİ(Sivil Asker İşbirliği) görevleri yapıyordu. Neydi SAİ görevi: operasyonel olmayan, kinetik olmayan işte oradaki sivil nüfusa destek eğitim-öğretim faaliyetleri; yol, inşaat, mühendislik faaliyetleri yani yapı inşa faaliyetleri ve sivil altyapı faaliyetleri içerisindeydi. Bunların hiçbiri operasyonel görevler değildi. Yani aslında Türk Silahlı Kuvvetleri orada bir zafer kazandı. Ben buna yumuşak askeri zafer diyorum. Tek bir mermi atmadan, tek bir Afganlıyı öldürmeden, can kaybı olmadan ve tek bir sivile zarar vermeden büyük bir askeri zafer kazandık biz. Bu Afganistan tecrübesi, uluslararası ortamda silahlı kuvvetlerin ve Türkiye’nin imajına çok güzel katkıda bulundu. Bunu mutlaka görmemiz lazım.
Ama bir gerçeği de vurgulamak lazım; Kabil’de, Afganistan’da bu kadar rahat olabilmesi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Amerikalıların ve ABD’nin başını çektiği koalisyon güçlerinin Taliban’la amansız şekilde yürüttüğü operasyonel faaliyetler sayesinde oldu. ABD Hava Kuvvetleri olmasa, Amerika’nın hava desteği olmasa özellikle güney Afganistan ve güneydoğu Afganistan’daki Kandahar bölgesinde çok ciddi çatışmalar yaşanmasa Kabil’de bizim askerimiz bu kadar rahat oturmazdı. Bunu da vurgulamak lazım.