Türk Polisi

Polis teşkilatı kuruluşunun 168.yılını kutluyor.  İçinde bulunduğumuz hafta “Polis haftası”dır.

  Bir ülkede polis teşkilatının durumu ile demokrasinin gelişmişliği arasında yakın ilişki vardır.

  Polis- vatandaş arasındaki güven ne derece kuvvetli ise, o ülkede taşlar yerine oturmuştur.
Vatandaş polise soğuk ve mesafeli ise işler yolunda gitmiyor demektir.

  Ne yazık ki bizim ülkemizde polis ile vatandaşın arasının iyi olduğu söylenemez.

  Türkiye’de oldum olası iktidarlar vatandaşı polis marifetiyle kontrol altında tutmayı bir politika olarak benimsemişlerdir.

  Her “ağzını açanı” polis copuyla susturmak uygulaması hep vardı. Son yıllarda “gözünü açana da” biber gazı sıktırıyorlar.

  Eski iktidarlar “konuşmayan vatandaş” ı makbul görüyordu, şimdiki iktidar”hem konuşmayan, hem görmeyen daha makbuldür” iddiasını sürdürüyor.

  Siyasi iktidarlar kendi saltanatlarının devamını hedeflerken, olan Türk polisine oluyor.

  Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık hesabı, ara yerde onlar kalıyor.

  Ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranabiliyorlar.

  Sistemden kaynaklanan “kötü adam”algısına bir de bireysel hatalar eklenince “yandı gülüm keten helva”.Günlerce televizyon kanalları, gazete sahifeleri suçlu polisi değil, teşkilatın tamamını hedef alır. Aşağılama, kötüleme, karalama alır başını gider.

  Oysa hiç şöyle düşünmeyiz. Polis dediğimiz  kamu görevlisi bu toplumun bir parçasıdır. Polis bizim kardeşimiz, bacımız, yeğenimiz, amcamız, dayımızdır.

  Polis Teşkilatı Türk Kamu yönetiminin köklü bir kuruluşudur.

  Polisin içinde bulunduğu durumu kaçımız merak etmişizdir?

  Ne kadar maaş alırlar? Mesai ücretleri yeterli midir? Emekli ikramiyeleri bu görevi yıllarca yapmalarına değecek miktarda mıdır? Çalışma şartları nasıldır?

  Son 10 yılda emniyet teşkilatı mensuplarından yaklaşık 3500 kişi intihar ve meslek hastalıklarının yanı sıra görev esnasında şehit olmuştur.

  Yine son 10 yılda mesleğin zorluğu nedeniyle 1857 kişi istifa ederken, 918 çalışan da görev malulü olmuştur.

  Yapılan araştırmalarda polis memurlarının birçoğunda baş ağrısı, uyku bozukluğu, gastrit, ülser ve kalp çarpıntısı gibi hastalıklar görülmektedir.

  Yapılan hesaplamalara göre bir memur yılda 1700 saat çalışırken, bir polis 3400 saat çalışmaktadır. Üstelik bu çalışmalar gerilimli bir ortamda, mutsuz ve mağdur insanlarla yüz yüzedir.

  Depremde, yangında, sel baskınında gözümüz önce polisi arar. Polis postacı gibi tebligat yapar, icra memuruna yardımcı olur, seyyar satıcıyı kovalar. Her türlü kazada ilk yardım, suni teneffüs, ambulans şoförlüğü polisin görevidir. Kavga eden karı kocayı ayırır, mümkünse barıştırmayı da üstlenir. Sarhoşla, sapıkla, balliciyle mecburdur muhatap olmaya…

  Bir an için günlük hayatımızdan polisi çıkaralım. Hayatın hepimiz için ne kadar endişe verici ve karmaşık olduğunu ancak o zaman fark ederiz.

  Siyasi iktidarlar Polisi herkesle kötü ettikleri için, onların hakkını arayacak kimse kalmamıştır.
   Kendileri haklarını aramaya kalksalar, diğer polis arkadaşları tarafından gözlerine biber gazı sıkılacağını bilirler.

  Kahraman Türk Polisinin bayramını tebrik ediyorum. Cenabı hak’kın onları kazadan, beladan korumasını niyaz ediyorum.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!