Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Milyarali Hollanda milyarderi

Milyarali Hollanda milyarderi

Merhabalar Can Dostlarım. En başta söyleyeyim de yazı esnasında “Unutur muyum” diye stres oluşturmasın… Pazar Günlerinin sevinci ve coşkusunu sizler de bulamıyor musunuz? Sebebi gayet açık, çünkü biz emeklilere her gün Pazar… Ama çalışma hayatımız boyunca, genetiğimize işlemiş bir olgusu var ya, işte bu sebepten, geldiği zaman içimizdeki kıpırdanmalara sebep oluyor…

Sizin de zaman zaman zihninize takılıyor mu bilemiyorum. Ben küçükken çok merak ederdim. Çelimsiz kara kuru bir çingene, kendisinin iki misli ayıya nasıl hükmeder, Ona her istediğini nasıl yaptırır diye. Büyüklerim bu merakımı gidermişti… Ayının burnuna halkayı taktığınız zaman siz ne isterseniz yapıyormuşŞimdi de kötü niyetli kişiler, insanların mahrem görüntülerini çekip, şantaj yoluyla istediklerini yaptırabiliyorBu da post modern bir buruna halka geçirme değil de nedir? Her neyse, bir anlık aklıma takıldı ve gitti. Ulusal sistem içinde ki okurlarımı, ayı ile, burnuyla, halka ile meşgul edecek değilim. O konular yerinde kalsın biz yazmak istediklerimize yani gündemin dile gelenlerine dönelim…

RTE-Biden görüşmesi ve etrafındaki gelişmeler mutlaka, İletişim ve Siyasal Bilgiler Fakültelerine ders olarak konulacaktır… Havaalanın da “1915 olayları ile ilgili alınan kararları mutlaka soracağız” deyip, sormadığı gibi, sordurmadığındaki siyasi deha mutlaka ders olarak okutulacaktır… Elhamdülillah, diyerek ve de tercüman olarak ABD vatandaşı bir büyükelçimizin ABD Vatandaşı, türbanlı kızını, Biden’in karşısına çıkararak verilen mesajları ben anlıyorum ama sizlere ifade edemeyeceğimSadece, din tabanlı siyaset zarureti hasıl olmuştur. İktidar için bu yoldan başka çıkış kalmamıştır diyeceğim … Geçmiş yazılarım da bahsettiğim cami açılışlarının haftada bire inmesini hatırlatarak, bu olayların zirve yapacağına emin olabiliriz… Sabırsızlıkla beklenen, karşı çıkacaklar olmasıdır… “İşte bunlar Din düşmanı” demek için korkunç bir tahrik devrededir. Amman dikkat… Sağ olsun, okurlarımdan değerli bir kardeşim de paylaştı… Daha teferruatlısı da başka bir yerden geldi. Her ikisi de felâketin son noktası. Denilenlerin özeti: Bir dizi talimatlar zinciri önümüze konmuş… Bunların hepsini yapmamız bekleniyormuş. Bu durumda, Halkbank davası ve mal varlıkları olayı askıya alınmış… Evet bu tip konular, tirajı en yüksek gazete olan fısıltı gazetesi vasıtasıyla servis ediliyor… Ben bunların hiçbirine inanmıyorum. Sinek küçüktür ama mide bulandırır tezinden hareketle, dürüstlüğünden en ufak bir şüphemiz olmayan RTE’nin en kısa zamanda meydan okuması, herkesi, başta ABD, ne biliyorsa açıklama yapmaya çağırması gerekir… Kimse, en ufak bir şey bulamayacağından, bu çirkin dedikodu da böylece biter.  Dünyanın gelmiş geçmiş en dürüst lideri de bu tip şeylerle uğraşmaktan kurtulur… Uçurduğu ekonomiyle baş başa kalarak, kim bilir bizi nerelere getirir… Haaa, uçmağa varmak gibi bir ihtimal de var. Onu da tarafsız gazetecilik gereği dile getirmek zorundayım. Yoksa havuzculardan farkım kalmaz…

Daha önceki yazılarımın, süzmesini zihinlerinde muhafaza edenler bilirler… Kripto Kemal’le ilgili görüşlerim bellidir… Ortalıktan çekilmeyen, başımızın belâsı eski siyasetçilere bakışım da hepinizin malûmudur… Geçtiğimiz günlerde, onlardan birisi daha sahne aldı… Kim mi… RTE’nin İstanbul’u; İ. Melih’in de Ankara’yı almasının baş aktörlerinden, Kara Murat, kapkara neticeli fikirlerine birkaç ilave daha yaptı…K. K.’nın Cumhurbaşkanı adayı olmasını istedi… Zaten alt yapı da hazırlanmıştı. Kripto da “Olabilirim” diye konuşmuştu… Devri sabık yaratmayacağız lafı da boş yere söylenmedi… Peki, olayın böyle tecelli etmesini en çok isteyebilecek kişi kim … Evet, bunun cevabı sizi doğruya ulaştırabilir… Kara Murat Paşa, Ağası, Domates Deniz’in misyonunu tamamlamak görevini üstlenmiş görünüyor… O işi başlattı, bu da tamamına erdirecek.  Bizim gibi garipler de beş yıl daha sinir hastası olacak, kimin umurunda…

Dönelim tekrar NATO zirvesine. RTE doğal olarak her seyi açıklayacak durumda değil. Anlaşılan, Afganistan olayı, üzerimize yıkıldı… Asrın Lideri de çıktı “lojistik ve mali destek verilirse olabilir” dedi… Utancımdan yerin dibine girdim. Pırıl pırıl tertemiz Mehmet’imiz ve kanı üç beş kuruşa pazar edildi. Oradan gelecek muhtemel cenazelere ne diyeceğiz. Bizi Müslüman görmeyen, esas İslam’ı kendilerinin temsil ettiğini ve yaşadığını ilan edenlere karşı ölenlere sehit diyebilecek miyiz? Ne ad vereceğimizi tartışın ama ben bunlara muhtemel “Niyazi“ler denmesinin en doğru olacağını düşünüyorum… Bu seyahatin birde ikinci durağı vardı… Kardeş Azerbaycan ve ŞusaDiplomasinin bitişini ve hangi ehil (!) ellerde olduğunu tekrar yaşadık… Beyler bu işler alenen olmaz ve lafla da olmaz. Yaparsın olup biter, herkes sonra öğrenir… Türkiye’nin üs girişimi, Rusya’yı ayağa kaldırdı. Sözcünün açıklaması da tam bir diplomatik tehdit niteliğindeydi… Bizde boş durmayız gerekli adımları atarız diyerek, uluslararası saygınlığımızı bir kere daha ayaklar altına aldıİkili temasların yıkılmış Karabağ görüntüleri önünde oluşu, buraları bizim tekrar imar edeceğimiz açıklamaları yapılırken, diplomatik teamüllere uymayacak şekilde sürekli Kolin İnşaat ve mahrem yerlerimize göz diken Cengiz’in konu edilmesi, sizce en azından haksız rekabet sayılmaz mı? Çok az kimsenin gözünden kaçmayan başka bir detay da Milyarali kuytuda  sessiz sedasız avını gözleyen kurt gibi sessizce oturuyordu… Tam bu sıralarda Hollanda Hükümeti, Milyarali’nin Hollanda’daki malvarlığının 26 Milyar $ olduğunu açıkladı… Yerli ve Milli olmasından en ufak bir şüphemiz olmayan Milyarali’nin kazanacağı her kuruşun ,kimi sevindireceğini de öğrenmiş olduk… Biraz da magazin… RTE’ye bu seyahat esnasın da Azerbaycanlı kardeşlerimizce çok güzel bir de at hediye edildi… Zat-ı Şahaneleri’nin ata binmede ne kadar maharetli oldukları hepimizce malûmdur… Acaba bir şey mi ima etmek istediler? Yoksa her şeyde olduğu gibi, hemen binip denemesini mi beklediler… Ne dersiniz, bence hemen binseydi keşke…

Bu arada, Mızıkacılardan hiç bahsetmiyorsun diyenlerin de gönlünü alarak kapatalım… Ca-Ce erken seçim isteyenlere “Alçak, şerefsiz, adi” muhabbeti yaptı. Böylece biz de yıllar önce 3 Kasım seçim kararı alanların da ne olduğunu öğrenmiş olduk…

Tekrar buluşma günümüzü iple çekeceğim. Hepiniz Yüce Yaradan’ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!