ralarında Condoleezza Rice’in da bulunduğu bir grup tanınmış siyâset bilimcisi, ünlü Amerikan siyâset bilimcisi William Riker’ın “heresthetic kampanya stratejisi” fikrinin seçimleri kazanmak için belki de en etkili kampanya stratejisi olduğu iddiasını harâretle savunmaktadır. William Riker, stratejiyi ve matematiği siyâset bilimine profesyonel bir şekilde uygulamasıyla tanınmış bir siyâset bilimcidir.
Riker’a göre, genel olarak seçim kampanyaları ikiye ayrılır: Retorik ve Heresthetic. Negatif kampanya gibi diğer kampanya şekilleri bu iki başlık altında toplanır. Retorik kampanya, daha önce tanımlanmış problemlere kendi oy tabanına göre çözümler sunar ve bunu yaparken her türlü belâgat ve retorik sanatını kullanır. En önemli özelliği genel olarak kendi oy kitlesini hedef alması ve problemlere yeni bir çözüm getirse de yeni bir tanım getirmemesidir.
Heresthetic kampanyanın ise en belirgin özelliği daha önce rakipler veya toplum tarafından tanımlanmış problemlerin “tanımını” baştan reddedip problemi kendi bakış açısından “yeniden tanımlaması” ve bu yeni tanıma göre çözüm getirmesidir. Dolayısıyla, bu yeniden tanımlama sadece kendi oy kitlesinin oylarını değil, diğer partilerin de oyunu getirecektir. Heresthetic kampanya ile değişik oy kitleleri bu “yeniden tanımlama” etrafında koalisyon meydana getirerek partiyi inanılması güç zaferlere taşıyabilecektir.
Tabiî ki zor bir kampanya stratejisidir ve bu nedenle Riker başarılı bir heresthetisyeni büyük bir ressama ve dahî bir matematikçiye benzetir[1]. Heresthetic kampanya doğal olarak inisiyatifi ele geçirmenizi sağlar. Başkalarının tanımlarının bir kelimesini bile kullanmayıp kendi siyâset dilinizi ve dünyanızı yaratabildiğiniz oranda inisiyatifi ele geçirirsiniz. Ünlü İngiliz general Montgomery inisiyatiften bahsederken şu tavsiyede bulunur: “Düşman sizin çaldığınız müziğe göre dansetmeye zorlanmalıdır[2]”. Retorik kampanyada haliyle rakibinizin veya ortamın doğal müziği ile dansedersiniz ama belki de bu müzikle ondan daha iyi dansedip kazanabilirsiniz. Bu da kendi içinde tutarlı bir stratejidir. Heresthetic kampanyada ise, rakibiniz sizin müziğinize göre danseder. Müziğin sizin olması size büyük bir avantaj sağlamaktadır.
Amerika’nın önde gelen dilbilimcisi ve siyâsî düşünürü ve aynı zamanda Rockridge Institute adlı think tankın kurucusu George Lakoff siyâsî bir düşüncenin toplumda hakim olmasının ve siyâsî zafer elde etmesinin en büyük nedenini Riker gibi “yeniden tanımlama” yöntemine bağlar ve eğer bir siyâsî düşünce problemlere “yeniden tanımlama” geliştiremiyorsa bunun nedenini belâgat ve retorik eksikliğine değil, fikir eksikliğine bağlar ve ekler: “Sadece kelime eksikliği probleminin olduğunu düşündüğün zaman, asıl problemin fikir eksikliğidir.[3]”.
Lakoff rakibin dilini kullanmanın zararları hakkında şu çarpıcı örneği verir. Nixon Watergate skandalından sonra televizyona çıkar ve şu sözü söyler: “Ben sahtekâr değilim!” Halbuki bu sözü duydukları an herkesin kafasında sahtekâr imajı belirmiştir. Lakoff bu ters algılamanın nedenini anlatmak için şu örneği verir. Bir insana “fili düşünme” dediğiniz anda o insan mutlaka fili düşünür. Bu nedenle, karşı tarafın dilini, tanımlamalarını olumsuz anlatmak için bile kullanmak bir siyasî hareketi yerle bir edebilir.
Örnek verecek olursak, AKP güneydoğu sorununu devamlı olarak Kürt dolayısıyla etnik sorun olarak tanımlamıştır ve çözümlerini ona göre sıralar. Toplumu ve diğer siyâsî partileri de medya gücü ile bu tanımı kabule zorlar. Halbuki MHP sorunun bu şekilde tanımını kabul etmemekte ve sorunu etnik bir sorun olarak değil bölücülük sorunu olarak tanımlamaktadır. Aslında bu yaklaşım heresthetic bir yaklaşımdır fakat MHP’nin bu yaklaşımının başarılı olduğunu söylemek yani bu tanımın toplum tarafından kabul edildiğini söylemek çok zordur. Toplum bölücülük tanımını kabul etmekle beraber, bu bölücülük sorununun da büyük oranda Kürt yani etnik sorundan kaynaklandığını düşünmektedir.
MHP’nin bu tanımı kabul ettirememesindeki en büyük nedenlerden biri MHP’nin medya gücünün olmamasıdır fakat diğer büyük neden MHP’nin heresthetical kampanyanın ilk kuralını çiğnemesidir. İlk kural, probleme getirdiğiniz yeni tanımın bir çok oy kitlesinin kabul edeceği bir tanım olması ve bunu toplulukların kavrayabileceği bir retorikle topluma kabul ettirmeye çalışmaktır. Bu bağlamda, uzman olmamama rağmen, şöyle bir tanımın işe yarayabileceğini düşünmekteyim: “Kürt kardeşlerimizi, trilyoner toprak ağalarının ve terör ağalarının zulmünden kurtaracağız”.
Elbette ki yukarıdaki yeniden tanımlama girişimi basit bir örnektir. MHP yönetiminden yılların birikimiyle çok daha sağlam “yeniden tanımlama” örnekleri çıkabileceğine eminim. Bilindiği üzere propagandanın ilk kuralı tekrardır. Devamlı binlerce defa tekrar! Şu an toplumdaki “etnik sorun” tanımı bu binlerce defa tekrar kuralının zaferidir! MHP de problemlere getirdiği yeni tanımları devamlı tekrarlamalıdır. Gerekirse aynı cümleyi binlerce defa tekrarlamalıdır. Bunu ben değil, propaganda uzmanları söylüyor. Asla, ortamın veya rakibin müziği ile dansedilmemelidir.
Tekrar Riker’a dönecek olursak, bu düşünüre göre, bu kampanyanın en büyük yararı, düşmanınızın sizin tanımınızı kabul etmesinin çok zor olmasıdır çünkü rakibiniz sizin probleme getirdiğiniz yeni tanımı kabul ettiği an hem inisiyatifi kaybetmiş olur hem de daha da önemlisi kendi içindeki koalisyonu bozmuş olacaktır. Yukarıki örnekten devam edecek olursak, MHP “Kürt kardeşlerimizi, trilyoner toprak ağalarının ve terör ağalarının zulmünden kurtaracağız” tanımını (veya buna benzer başka tanımı) öne sürerse ve başarılı olursa, AKP bu tanımı kabul eder etmez kendi içindeki liberal ve Kürtçü koalisyonu bozacaktır. Liberal ve Kürtçüler partiden ayrılacaktır. İşte bu nokta heresthetic kampanyanın en büyük silahıdır.
Bu kampanya stratejisini yakın dünya politik savaş sanatı arenasından en başarılı kullanan politikacılar Reagan ve Yeltsin’dir.
Her kampanyanın o partinin dokusuna, ruhuna da uyması gerekir. Rakibin müziğiyle dansetmeyen, tam tersine kendi orijinal müziğiyle ve iradesiyle rakibi dansettiren bir kampanya MHP’nin delikanlı ruhuna da uymaktadır. Bu bağlamda, MHP devamlı bir şekilde problemlere yeni tanımlar getirmeli ve çözüm amaçlı bile olsa asla rakibin dilini, tanımlarını kullanmamalıdır diye düşünüyorum. Kendi tanımını öne sürüp rakibin tanımının bir kelimesini bile kullanmama savaşında AKP’nin iradesini mutlaka ama mutlaka kırmalıdır. Bu şekilde değişik oy kitleleri MHP’ye kayacak ve en önemlisi 8 yıldır inisiyatifi elinde tutan AKP’nin elinden inisiyatif söke söke alınacak, AKP Montgomery’nin dediği gibi “bizim çaldığımız müziğe göre dansetmeye zorlanacaktır!”
[1] Skinner, Kudella, Mesquita, Rice, The Strategy of Campaigning, (The University of Michigan Press, 2010), sayfa: 13
[2] Montgomery of Alamein, A History of Warfare, (William Morrow and Company, Inc., New York, 1983), sayfa: 22
[3] George Lakoff, Don’t Think of an Elephant!, (Chelsea Green Publishing, 2004), sayfa: 23