ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield, 2-4 Haziran tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etti. Greenfield Türkiye’yi ziyareti sırasında Hatay ile Suriye sınırını birbirine bağlayan Babül Hava Sınırı Kapısına da ziyarette bulundu.
Greenfield Babül Hava Sınır Kapısı ziyareti sırasında çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. Greenfield’ın yaptığı açıklamalar şu şekildeydi:
Bu onların can simidi. Geçen bir buçuk yıl içinde Güvenlik Konseyi’nin bazı üyeleri, Suriye’ye giden diğer iki geçiş kapısını utanç verici bir şekilde kapatmayı başardı. Babel Hava, kelimenin tam anlamıyla geriye kalan tek şey… Kapatılırsa bir zulme neden olur.” diye konuştu.
Thomas-Greenfield, ayrıca Suriyeliler için 240 milyon dolarlık ek bir fon sağlayacağını açıklayarak, Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgelerden yardım ulaştırmanın yollarını bulmak için Rusya ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu söyledi.
Greenfield’ın bu açıklamaları Türk halkının kafasında hem ekonomik yönden hem de sınır güvenliği açısından soru işaretleri oluşmasına sebep olmuştu.
Greenfield’ın bu açıklamalarına daha yanıt bulunamamışken Thomas-Greenfield’ın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile bir araya geldikten sonra ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Baş Müsteşarı resmi konutunda, üç günlük Türkiye ziyaretine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Greenfield’ın basın toplantısında yaptığı açıklamalar ise Türk halkının nezdinde cevaplanması gereken birçok yeni soruyu doğurdu.
Thomas Greenfield ülkesinin bu zamana kadar Suriyeli mülteciler için 13 milyar dolardan fazla destek sağladığını belirtti.
Toplantının soru cevap kısmında sınır kapanırsa yaşanması ön görülen sıkıntılara da vurgu yapan Thomas-Greenfield, “Daha önce de söylediğim gibi insanlar ölecek. Bu yüzden New York’ta BM Güvenlik Konseyi’ndeki meslektaşlarımla sınır geçişlerinin açık kalması için her şeyi yapmaya niyetliyim. Ayrıca daha önce kapatılan iki sınır kapısının açılması için de çalışıyoruz.” dedi.
Türkiye’den sınır sorunu ve mültecilere yönelik sorunların çözümüne yönelik ABD’nin beklentilerine yönelik soruya da yanıt veren Thomas-Greenfield, “Türkiye, sığınmacılara karşı fevkalade şekilde cömert ve misafirperver. Neredeyse 6 milyon sığınmacıyı ağırlıyorlar ve bunların 1 milyonu benim ziyaret ettiğim bölgede. Türk hükümeti sığınmacılara entegrasyon imkânı tanıyor. Hatta sınırın diğer tarafındaki mültecilere bile evler yapıyorlar.” dedi.
Greenfield’ın bu açıklamalarıyla birlikte Türk halkı nezdinde sığınmacılar için olan endişe daha da arttı. Çünkü Greenfield’ın iddiasına göre ABD sığınmacılar için 13 milyar dolar destek sağladı.
ABD 13 milyar dolarlık bir maddi yardım sağladıysa bu para nereye gitti. Ülkeye böyle bir para girişi olduysa Türk hükümeti neden yıllardır ülkeye parasal yönde bir destek verilmediğini söylüyor.
Diğer bir yandan ise iki ülkenin açıkladığı sığınmacı sayılarında bir çelişki vardır. Türk hükümeti resmi verilere göre 3 milyon 670 bin 342 Suriye uyruklu kişi olduğunu açıklarken, Greenfield 6 milyon sığınmacı olduğunu açıkladı. En korkuncu ise bunların 1 milyonun Greenfield’ın ziyaret ettiği bölgede olması. Yani 1 milyonluk bir nüfusun bir bölgede yerel halkın demografik yapısını değiştirebilecek şekilde bir arada yaşamasıdır.
Babül Hava Sınır kapısının ve diğer iki sınır kapısının kapatılmasının ana sebebi güvenlik iken Greenfield bu üç sınır kapısının açılmasında neden bu kadar ısrarcıdır.
İşte tüm bunlardan yola çıkarak Türkiye Cumhuriyeti’nin sınır güvenliği çiğnenmek mi istenmektedir? ABD’nin isteği doğrultusunda ortak bir yol bulunup bu sınır kapıları açılırsa bunlardan kim kâr elde edecektir. Sınır güvenliği yok mu sayılacaktır.
Türk hükümetinin açıkladığı kayıtlara göre 3 milyon 670 bin 342 Suriye uyruklu sığınmacı olduğu bildirilirken, ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield bu sayının 6 milyon olduğunu iddia etmektedir.
Bu doğrultu da Türk halkını kim yanıltmaktadır. En kısa süre içerisinde Türk halkının nezdinde soru işareti bırakılan bu sorulara cevap verilecek midir?
