Günlerden bir gün: bir Bektaşi ile bir İmam karşılaşmışlar.
İmam din adamı ya! Başlamış kendince Bektaşi’yi sorguya ve ilk sorusu gelmiş:
-De bakalım, İslâm’ın şartı kaçtır?
Bektaşi kendinden emin yanıtlamış: “Dokuzdur.”
İmam kızmış. Öyle ya yıllardır beş bilinir. Ve öfkelenerek:
-“Bre zındık! Beşi nasıl Dokuz yaptın?!.. Say bakalım.”
Bektaşi kendinden emin, imamın dediklerini kale bile almadan başlamış:
1 – Allaha ve Resul’üne inanmak!
2 – Dürüst olmak, yalan söylememek.
3- Adaletli olmak, haksızlık yapmamak! Haksızlık karşısında susmamak!
4 – Merhametli olmak, zulüm yapmamak!.. Zalime direnmek!
5- Helalinden yemek! Çalmamak! Kul hakkı yememek!
6 – Aklı, ilmi kullanmak. Tefekkür etmek.
7– Hayatın geçici olduğunu bilerek, iyilik üzerine yaşamak!
8- Kimsenin canına kıymamak!
9– Çalışkan olmak, üretmek… Helal kazancından yoksullara da pay vermek…
İmam afallamış. Ama alışkanlıkları da var ya!.. Yeniden kükremiş:
-Bre bi namaz. Bu saydıklarından birincisi dışında, diğerleri hangi mezhepte var?
-De bakayım namazı, zekâtı, orucu, haccı ne yaptın?
Bektaşi, gayet sakin kızmadan, olgunca tane tane anlatmış:
-Namaz, bu saydığım farzları yapan insanın secdeye giderek, kendi varlığının geçici olduğunun bilincine varmasıdır. Yoksa “Vay o namaz kılanların haline! ” demektedir yüce Tanrı!..
-Zekât, helal kazancından ihtiyaç sahiplerine verilen yardımdır. Aksi halde, yetim malı yiyenin cenaze namazı kılınmaz! Der İslam biliyorsun değil mi?
– Oruç, kişinin bir beden olmadığını, şuurlu bir varlık olduğunu kavramasıdır. Ya değilse: dünyayı gerçek zannedip haksızlık yapanların vay haline
-Hac işine gelince, komşusu aç iken tok yatmayanların gitmeyeceği bir seyahattir. Bu şartları yerine getirmeyenler beyhude gitmiş olur
İmam afallamıştır. Ama serde de alışkanlıklar var ya! Yarı bozum:
–Seni mezhepsiz zındık!
Deyip hızlı adımlarla uzaklaşırken, Bektaşi, imamın arkasından seslenmiş:
-İmam Efendi, hemen şimdicik bir tane daha aklıma geldi:
–Dedikodu yapmamak! Duydun mu?
Tanrı korusun; dedikodu yapmak, fesatlık çıkarmak: “Ölmüş kardeşinin etini çiğnemek!” Der Kur’an!..
İmam duymak istemez ve hızla uzaklaşmaya devam ederken, Bektaşi bir daha seslenmiş:
-İmam Efendi, aklıma yeni farzlar gelirse sana söylerim…
Bilmem anlatabildik mi? “Harabat ehlini hor görme Şakir, defineye malik viraneler vardır.”
Ben Az Söyledim Siz Çok Anlayın efendim!..
Esen kalınız.