Mimarlar Odası Ankara Şubesi, hinterlandında olan illerde de doğal ve kültürel varlıkları koruma mücadelesine devam ediyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin Göreme Vadisi’nin milli park olmaktan çıkarılmasına ilişkin açtığı davada, Danıştay Savcısı Göreme’nin milli park olarak kalması ve söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararının iptal edilmesi gerektiği görüşünü sundu.
Savcılık görüşünü değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “ Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak 22/10/2019 tarih ve 30926 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Göreme Vadisi ve çevresindeki alanın milli park olarak belirlenmesi hakkındaki 30/10/1986 tarih ve 86/11135 sayılı Bakanlar Kurulu kararının yürürlükten kaldırılmasına ilişkin 21/10/2019 tarih ve 1673 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle dava açmıştık. Danıştay Savcısı Göreme’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’nde olduğuna ve eşsiz doğal ve kültürel özellikler barındığına dikkat çekerek, kararın iptal edilmesi gerektiğini ve kararın kamu yararına aykırı olduğu görüşünü sunmuştur. , Göreme ve Kapadokya bölgesinde uzunca süredir tarih ve doğa katliamı yaşandığını yaşanmaktadır. Yargı söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararının Göreme bölgesinin işgalini ve talanını meşrulaştıracağının altını çizmiştir. Karar iptal edilinceye kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
Karar kamu yararıyla bağdaşmıyor
Candan, Danıştay Savcısının “Türkiye, “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunmasına Dair Sözleşme”nin 23.05.1982 tarih ve 8/4788 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanıp, 14.02.1983 tarih ve 17959 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmasıyla taraf olmuştur. “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunmasına Dair Sözleşme” Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu olan UNESCO’nun, 17 Ekim-21 Kasım 1972 tarihleri arasında gerçekleştirilen 17. Genel Konferansında kabul edilmiş bu Sözleşme ile; kültürel miras sayılan; anıtlar, yapı toplulukları, sitler ve doğal miras olarak sayılan; estetik veya bilimsel açıdan istisnaî evrensel değeri olan, fiziksel ve biyolojik oluşumlardan veya bu tür oluşum topluluklarından müteşekkil doğal anıtlar, bilim veya muhafaza açısından istisnaî evrensel değeri olan jeolojik ve fizyografik oluşumlar ve tükenme tehdidi altındaki hayvan ve bitki türlerinin yetiştiği kesinlikle belirlenmiş alanlar, bilim, muhafaza veya doğal güzellik açısından istisnaî evrensel değeri olan doğal sitler veya kesinlikle belirlenmiş doğal alanları, kendi toprakları üzerinde bulunan çeşitli varlıkları saptayıp belirlemek, bu Sözleşmeye taraf olan her devlete ait bir sorumluluk olarak belirlenmiş ve temel amacı; üstün evrensel değere sahip kültürel ve doğal alanların korunması ve gelecek nesillere aktarılması olarak ortaya konulmuştur. 6 Aralık 1985 tarihinde 357 sıra numarası ile doğal ve kültürel varlıklar kategorisinde UNESCO tarafından Göreme Milli Parkının, Dünya Mirası Listesine dahil edilip koruma altına alındığı dikkate alındığında, tesis edilen işlemin, sözleşmenin getirdiği yükümlülük ve kamu yararı ile bağdaşmadığı görülmektedir” ifadelerine dikkat çekti.
Candan, savcılığın söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararının hukuki değerlendirmeye dayalı olmadığına ilişkin de görüş sunduğuna dikkat çekti.
Candan, savcılık “Göreme Vadisi ve çevresindeki ekli kroki ile sınırları tespit edilmiş olan alanın, milli park olarak kabulü Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanı onayı ile gerçekleşmiş bulunmakla birlikte, bu alanın milli park olarak belirlenmesi kararının yürürlükten kaldırılmasının hukuki bir tespit ve değerlendirmeye dayalı olarak verilmediği, bu alanın korunması, sorunlarının tek elden daha hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması, turizm potansiyelinin değerlendirilmesi ve gelecek kuşaklara korunarak aktarılmasına yönelik amaçlarla özel bir yasayla düzenlenmesine gerek duyulan bu alanın milli park olmaktan çıkarılmasının, alanın yeniden düzenlenmesi amacı ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır” diyerek görüşünü ortaya koydu.
Söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararının altından TOKİ atakları ve rant politikası çıkabilir uyarısında da bulunan Candan, “Göreme Vadisi’nde işgaller kaldırılmalıdır, yapılaşmaya izin verilmemelidir. Sürecin peşini bırakmayacağız” dedi.