Davutoğlu’nun MİT Tırları Açıklamasına Sedat Peker’den Onay Geldi

Davutoğlu'nun MİT Tırları Açıklamasına Sedat Peker'den Onay Geldi

Sedat Peker’in geçtiğimizde günlerde yayınladığı sekizinci videosunda, kendisi üzerinden Suriye’ye SADAT’ın, El Nusra’ya silah gönderdiğini söylemişti.

Peker’in iddiaları üzerine, sosyal medyada Ahmet Davutoğlu’nun Suriye’ye giden tırlarla ilgili “Vallahi billahi, o tırlar Türkmenlere gidiyordu” dediği miting video kaydı gündem olmuştu. Bugün Habertürk’te canlı yayın konuğu olan Davutoğlu, tırlarla ilgili açıklamada bulundu.

Davutoğlu’nun açıklaması şöyle:

“Ben birine tez vereceğim zaman iki şeyi ölçelerim. Bir kavramsal zekası var mı, iki kronoloji sıralaması doğru mu? Tarihi kronolojiyi doğru okuyor mu? Bunun ikisini yapamayanın muhakeme yürütmesi imkansızdır. Öyle bir Davutoğlu dönemi çiziliyor ki, son 18 yılı ben yönetmiş gibiyim. İstenildiği zaman ben hiç yokmuşum gibi. Bu olaylar olduğunda ben Başbakan değilim, MİT tırları olduğunda. Dışişleri Bakanıyım o zaman. Sedat Peker’in iddialarıyla MİT tırlarının alakası yoktur. Bu operasyon 19 Ocak 2014’te oldu. Sedat Peker o zaman cezaevindeydi. O silahları nasıl gönderdi oraya? 10 Mart 2014’te çıktı cezaevinden. Benim Dışişleri Bakanlığım görevinde MİT ve Genelkurmay bana bağlı değil. Ama çok iyi koordinasyon içindeydik. Zikrettiği işadamı Hz.Mevlana’ya hakaret eden sözleriyle ilgili herkes tutumumu bilir. Devlet görevi yürütürken, devlet kurumları dışında hiçbir militer, paramiliter, çıkarcı, organize suç örgütü, mafya lideri ile görüşmem ve irtibatım yoktur.

19 Ocak’taki MİT tırlarının hikayesi nedir? Zalim Esad kimyasal silah kullanmış kendi halkına. Humus’u, Halep’i yerle bir etmiş. Türkiye’nin en tabii hakkıdır kendi sınırlarını korumak. Mültecileri kapınıza geldiğinde almak zorundasınız. Geri dönüşleri kolay olsun diye yorumladık biz onu. Doğu Türkistan’dan kaça Uygurlar’ın statüsü, Bulgaristan’daki soydaşlarımızın statüsü neyse o. Esad rejimi sınırlarda kontrolü kaybettiğinde Türkiye haklı olarak kendisine müzahir yapılara önem verdi. Bunlar Bayır Bucak Türkmenleriydi. Bunların korunması, oradaki mevcudiyetleri Türkiye için elzemdi. Akraba topluluklara Kürt ve Araplara. O bölgeler bombalandığında, Türkmenler zor durumda kaldığında yardımlar yapıldı. 17-25 Aralık’tan hemen sonradır bu. Türkiye’yi istikrarsızlığa sevk eden unsurların asker içine sızmış kanatları, 19 Ocak’ta, tam da o zaman Adana’dayım. Mülteci kampında bölge dışişleri bakanları toplantısı yaptık. Biz oradayken bu operasyon yapıldı. Türkiye’yi suçlu göstermek isteyen çetenin işiydi MİT tırlarına yapılan operasyon. Türkiye sınırındaki her olaya yeterince tepki vermek zorundadır.

Ben Dışişleri Bakanıyım, Erdoğan Başbakan. İçinde bulunduğum hükümeti satmam. SADAT denilen yapının hiçbir rolü yoktu. Sedat Peker’in anlattığı ilişkiler ağı sonradır. Bir zihniyet devlet güç ilişkileri örgütüdür. O gücü elde eden kendisini devlet yerine koyar diye bir görüş vardır. Benim devlet anlayışım tam bunun karşısındadır. Devlet milletin örgütlenmiş kurumudur, şahsi manevisidir. Bugün Bahçeli devlet adamı olarak konuşuyor. O gün MİT tırlarına en ağır ithamı yapıyordu. Başbakan iken de ne Sedat Peker ne SADAT’ın benimle hiçbir görüşmesi olmamıştır. Hiç kimse kendisinden menkul görev üstlenmemiştir. Türkiye’de cuntalar olmuştur. Benim Başbakanlık yaptığım dönemde FETÖ gibi yapılar, Erdoğan’ın Başbakanlık yaptığı dönemde olmuş ve yanlış iş yapmış olabilir. Başbakanlık döneminde ise ikili otorite vardı. Benim Başbakanlık otoritesi kullanarak verdiğim talimatlar ve bazen aynı kişilere sayın Cumhurbaşkanının verdiği talimatlar. Kendisine sorarsanız cevap vermek durumundadır.

Benim iradi olarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı vasfıyla herhangi bir yapıya hiçbir görev verilmemiştir. Benim talimatımla olmamıştır. MİT tırlarıyla Sedat Peker’in bahsettiği tarih ayrı tarihtir. Kronoloji bilgisi olmadan yorum yapanlar muhakeme yapamaz. Benim dönemimde Sedat Peker ve bu yapıların aktivitesi yoktu. Olsa duyulurdu. Net olarak MKYK’da talimat verdim. Sedat Peker’in ismini zikrederek değil. O dönemde bazı ocaklar çıktı. AK Parti’nin kendi mitingleri dışında kimse AK Parti adına miting yapamaz. Benim dönemimde ne AK Parti ne de devlet içinde bu yapılara hiçbir misyon verilmemiştir. O dönemde spontan şeklide birçok faaliyet yapılıyordu. Onlara karşı tavrımı söyledim. Sedat Peker’in kast ettiği ilişkiler ağı zihnar benim döneminde sözkonusu değildir. MİT tırları Türkiye’yi uluslararası La Haye divanına getirmek için FETÖ’nün işidir. Bu ilişkiler benim 5 yıldır devlet yönetiminde bulunmadığım döneme ait ilişkiler.

Bu süreçler yaşanırken. 7 Şubat 2012 MİT Müsteşarımızın ifadeye çağrılması. Sayın Başbakana bağlı müsteşar çağrılıyorsa bu yapılanma aşikar. Hemen Dışişleri’ne talimat vermiştim gerekli önlemler alınması için. 2013’te bu faaliyetler yoğunlaşınca özellikle Suriye bağlamında operasyon yapılırken Türkiye’nin uluslar sınırlarını korumak için dahil olmak üzere, 2013 yılında BM toplantısı için New York’a giderken Sayın Erdoğan’la istişare bulundum. Fetullah Gülen’in yurt dışında kalması halinde Türkiye karşısında istihbari olarak kullanabileceği yönünde, sayın Erdoğan benden mümkünse Fetullah Gülen’le görüşüp Türkiye’ye getirmek için talimat verdi. Sayın Erdoğan 2015’te ‘görevi ben verdim’ diye teyid etti. Ben Erdoğan’a intibalarımı anlattım. ‘Kesinlikle geleceği kanaatinde değilim. Türkiye’de devlet içi yapılanmalarında teşkil ettiği, dolayısıyla her türlü senaryonun beklenebileceği’ şeklinde kendisine söyledim. Ben bu görevimi yaptım. Ne onun öncesinde oturup görüşmüşlüğüm var, ne bankaların açılışında bulundum, ne orada, ne şurada, ne burada. O gün bir şekilde ikna edilip getirilebilseydi Türkiye bunlarla karşı karşıya kalmazdı.

Benim dönemimde devlet kurumları dışında hiçbir aracı olmamıştır. Sayın Tuğrul Türkeş’in kast ettiği 19 Ocak tırlarıdır. 30 Mayıs 2015’de seçim kampanyası esnasında sayın Bahçeli, Bayburt’ta mitingte ‘Türkiye Cumhuriyeti MİT tırları altında ezilmiştir’ diye Türkiye’yi uluslararası alana şikayet etti. Ben de ‘Bu tırlar Bayır Bucak Türkmenlerine gidiyordu’ dedim. Sayın Tuğrul Türkeş ‘gitmiyordu’ dedi. Ben de 5 Haziran’da Kahramanmaraş mitinginde yemin ederek ‘Bayır Bucak Türkmenlerine gidiyordu’ dedim. Ha Bayır Bucak Türkmenlere gitmeden başka ellere geçmişse bilemem ama o konuda da bir delil yok. ABD’nin YPG’ye silah aktarması, Fransa’nın aktarması, Rusya’nın yığınak yapması suç olmuyor da, Türkiye’nin Türkmenlere aktarması mı oluyor? Ne Nusra ne DEAŞ’la ilgili bir ifadem var. Terör örgütü ilan edilen bir topluluğa devlet yardım gönderir mi? Benden sonrasıyla ilgili bir şey diyemem. Benim dönemimde illegal bir şey yapılmışsa bunun üzerine gidilmiştir” dedi.

Öte yandan Sedat Peker, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımla Davutoğlu’nu doğruladı:

“Sayın Davutoğlu’nun söylediği çok doğru. Videoda da söylediğim gibi, benim üzerimden giden silahlar SADAT tarafından organize edildi. Genelkurmayın ve MİT’in bu organizasyonda bir dahilliği yoktur.”

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!