Ayşe Tuba Arslan’ı satırla öldüren ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Yalçın Özalpay karara itiraz etti. Savcı, “haksız tahrik indirimi” uygulanmasını talep etti.
Eskişehir’de boşandığı Ayşe Tuba Arslan’ı başına defalarca satırla vurarak öldürdüğü için “canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme suçundan” ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Yalçın Özalpay’ın davası bir üst mahkeme olan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’ne taşındı. Davanın ilk duruşmasında, istinaf savcısı, Özalpay’ın “haksız tahrik altında tasarlayarak kasten öldürme” suçundan cezalandırılması gerektiğini belirterek cezada indirim talep etti.
Yalçın Özalpay, boşandığı 2 çocuk annesi Ayşe Tuba Arslan’ı 11 Ekim 2019’da satırla saldırarak ağır yaraladı. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tedavi gören Arslan, 44 gün sonra vefat etti. Ayşe Tuba Arslan’ın 3 kez uzaklaştırma kararı aldırıdğı Yalçın Özalpay hakkında birinde “Ben ölünce mi yardım edeceksiniz?” ifadesi yer alan 23 farklı dilekçeyle şikâyetçi olduğu ortaya çıktı.
Yerel Mahkeme’de ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası kararı
Yalçın Özalpay, kendisi hakkında 23 kez şikayette bulunan boşandığı işi Ayşe Tuba Aslan’ı satırla kafasına vurarak yaralamış, Aslan kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. Yalçın Özalpay hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılarak, Temmuz 2020’de Eskişehir 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce “tasarlayarak, canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. İyi hal ve haksız tahrik indirimi de uygulanmadı.
Mahkemenin gerekçeli kararının ardından dava, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’ne gönderildi. Yalçın Özalpay, istinaf mahkemesindeki savunmasında, Ayşe Tuba Arslan’ın kendisini aldattığını iddia etti.
Arslan ailesinin avukatları da sanığın tahrik indirimi almak için Ayşe Tuba Arslan’ın kendisini aldattığını öne sürdüğünü belirterek şunları söyledi: “İlk derece mahkemesi emsal bir yargılama yaparak doğru bir karar vermiştir. Sanığın savunmalarını kabul etmiyoruz, haksız tahrikten faydalanmak maksadıyla aldatıldığına ilişkin ileri sürdüğü hususlar da ancak boşanma davasının konusu olabilir. Boşanma davası 10 Eylül 2019 tarihinde kesinleşmiştir. Sanık bu tarihten sonra 11 Ekim 2019 tarihinde eylemi gerçekleştirmiştir. Haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılmaması gerekir. Sanık hakkında ilk derece mahkemesince kurulan hükmün onanmasını talep ediyoruz”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Vekili Avukat Murat Yurdakul da “İlk derece mahkemesi yerinde bir karar vermiştir. Boşanma davası kesinleştikten sonraki olaylar haksız tahrike konu edilemez. Olayda maktulden kaynaklanan bir haksız tahrik de bulunmamaktadır” dedi.
Duruşma 25 Haziran’a erteledi
İstinaf savcısı ise sanık Özalpay için “haksız tahrik indirimi” talep etti. Savcı mütalaasında, Yalçın Özalpay’ın “aldatma” iddiasının cep telefonu kayıtlarına göre doğru olabileceğini belirterek “Bu nedenlerle, yerel mahkeme kararının sanık lehine kaldırılarak, sanık Yalçın Özalpay’ın eylemine uyan ‘haksız tahrik altında tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan dolayı cezalandırılması kamu adına talep olunur” dedi. Duruşma 25 Haziran’a erteledi.
Ayşe Tuba Arslan Dava Komitesi
Duruşmanın ardından açıklama yapan Ayşe Tuba Arslan Dava Komitesi, savcının mütalası ile ölen Arslan’ın yargılandığı bir dava pratiği yarattığını, mütalanın kadın cinayetlerinin önünü açan bir zihniyetin ürünü olduğunu söyledi. Açıklamada “Ayşe Tuba’nın yargılandığı bir mahkeme pratiği yaratmaktadır. Erkeklerin kadınları öldürme hakkı olduğu düşüncesinin bir ürünü olan “kadın cinayetlerindeki haksız tahrik” senaryoları, tüm kadın cinayeti davalarında katil erkeklerin sığındığı en basit savunma aracıdır” şekline ifade edildi.
Ayşe Tuba Arslan Dava Komitesi açıklamada şu ifadeleri aktardı: “Savcılığın bu mütalaasına rağmen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi yerel mahkemenin kararını onamalıdır. 25 Haziran 2021 tarihinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde görülecek dava kadınların yaşam haklarına yapılan saldırıların yargı tarafından himaye edilip edilmeyeceği anlamında önemli gösterge olacaktır. Bu dava 23 kez başvurmasına rağmen korunmayan Ayşe Tuba’nın 24. başvurusunda da adaleti bulup bulamayacağını gösterecektir. Ayşe Tuba İçin Adalet isteyen tüm kadınları dava sürecini takibe çağırıyoruz.”