Çin’in, ekonomik büyümesindeki devamlılığın sağlanabilmesi için, Ortadoğu önemli bir aktör. Çin ekonomisinin büyümesi bölgedeki istikrara bağlı.
Hükümete yakınlığı ile bilinen Çin Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü’nün (CIIS) Ortadoğu uzmanı Li Guofu DW ‘ye yaptığı açıklamada, Çin’in Ortadoğu ile ilgili beklentilerini “Bana Çin’in Ortadoğu’daki ulusal çıkarlarının ne olduğu soruyorlar. Ben de, ‘bölgede huzursuzluk ve çatışmaların olmaması’ diyorum” ifadeleriyle dile getirdi.
Çin’in ekonomisi ve enerji arzı için Ortadoğu büyük bir rol oynuyor. Çin, petrol ve doğal gaz ihtiyacının yaklaşık yarısını bu bölgeden sağlıyor. Milyarlarca euro değerindeki Çin ürünlerini Avrupa pazarına taşıyan konteyner gemilerinin de Süveyş Kanalı’ndan geçmesi gerekiyor.
Pekin, Ortadoğu’daki gerginlikle ilgili ABD’nin aksine “değerlere dayalı bir pozisyon” aldığını savunmakta ısrarcı. Çin Dışişleri Bakanlığının sayfasında bakanlık sözcüsü Zhao Lijian’nın, derhal ateşkes talep eden karar tasarısına itirazı nedeniyle Washington, “Güvenlik Konseyi’nde benzeri görülmemiş bir şekilde izole edildi ve insanlığın vicdanına ve ahlakına muhalif olduğunu gösterdi” şeklindeki sözleri dikkati çekti.
Pekinli siyaset bilimci Li Guofu ise, Washington’un Ortadoğu’daki çatışmalar karşısındaki tutumu nedeniyle uluslararası liderlik pozisyonuna geri dönme hedefini tehlikeye atabileceği görüşünü dile getirdi. Özellikle, çok sayıda Filistinli sivilin öldürülmesinin kabul edilemez olduğunu açıklayan AB ile ABD arasındaki tavır farklılıklarına işaret eden Li Guofu, bu durumun Çin’in lehine olduğunu savundu.
Son dönemde tüm dünyanın gündemindeki İsrail-Hamas çatışması da bölge istikrarını zedeleyen meselelerden biridir. İsrail ile ilişkilerinde daha çok işbirliğinin hakim olmasına karşın Çin, İsrail’e geri çekilme çağrısında bulunarak Filistin’e destek sözü vermiştir.
Çin Dışişleri Bakanlığı’nın Pazartesi günkü basın toplantısında Katar merkezli El Cezire televizyonundan bir muhabir, Çin’in İsrail’in Gazze’deki askeri eylemlerini neden açıkça eleştirmediğini sordu. Bakanlık sözcüsü Zhao Lijian bu soruyu şöyle yanıtladı: “Çin’in İsrail’i açıkça eleştirmediğini çok az sayıda insan düşünüyor. Çin sivillere yönelik şiddeti kınadı. Özellikle İsrail geri çekilmeli, şiddet, sindirme ve provokasyondan vazgeçmelidir.” Siyaset bilimci Bao, Çin’in Ortadoğu’daki çatışmalarda daha aktif bir rol oynamasını beklemediğinin de vurgulayarak, “Çin’in çıkarları işleyen ekonomik ilişkilere odaklanır. Her şeyden önce, petrol teslimatları ve gemi seferleri kesintiye uğramamalı. Ayrıca Çin resmi olarak müdahale etmeme ilkesine bağlı kalacaktır” değerlendirmesini yaptı.
Çin, doğal gaz dışındaki her bir enerji kaynağı için talebe en büyük artışa katkıda bulunarak küresel enerji piyasalarındaki genişlemede egemen sıfatına sahip durumda (Statistical Review of World Energy, 2020: 4). Bununla birlikte yükselen dünya talebine, petrol ve diğer hidrokarbonların fiyatlarına Çinlilerin katkısı yadsınamaz. Son yayınlanan BP Raporu’na göre Çin, dünyada en büyük enerji tüketicisi konumundadır. Özellikle petrolde, 2015’ten bu yana tüketimdeki en büyük artış Çin’e aittir. (Statistical Review of World Energy, 2020: 5). Bu durum, kısmen Çin’in muazzam ekonomik faaliyetlerinden kaynaklanırken aynı zamanda Çin’de gerçekleşecek üretim süreçlerinde enerji verimliliğinin önemli ölçüde eksikliğinin bir sonucudur. Çin’in ekonomik büyüme hızı 2013 yılından sonra düşmesine rağmen enerji tüketimindeki büyüme oranında bir azalma olmadı. Gittikçe artan bu durum onu dünya sıralamasında en yukarıya taşımıştır. Enerji tüketimindeki bu artışın tek faktörü ekonomi olarak görülmemelidir.
Enerjinin elde edilmesi ve kullanımı konusunda Çin dış politikasını tehdit eden bazı durumlar bulunmaktadır. Bu tehdit durumlarından ilki, dünyadaki enerji kaynakları bakımından zengin bölgelerin yüzde 80’inin ABD donanması tarafından kontrol edilen Deniz Yolları olmasıdır. Özellikle Çin’in Tayvan sorununda Çin’e karşı politikalar sergileyen, Çin ile derin bir rekabet içinde bulunan bir devlet olarak ABD’nin enerjinin sağlandığı deniz yollarının bu denli büyük bir bölümünü kontrol etmesi, Çin açısından olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu nedenledir ki Çin, enerji konusunda farklı bölgelere olan dış politikasında düzenlemeler yapmıştır. Bu düzenlemelerin varlığına karşın, Ortadoğu’da daha etkin bir aktör olan ABD ile karşı karşıya olan Çin, bölgenin istikrarını ön planda tutan bir politika izleme niyetindedir.
Kaynak: 21YYTE/Kübra Ünlü