Avrupa Birliği’nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini askıya alması çağrısında bulunan rapor, Avrupa Parlamentosu’nca kabul edildi.
Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Birliği’nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini askıya alması çağrısında bulunan raporu kabul etti. Dışişleri Bakanlığı kabul edilen rapora tepki gösterirken, yapılan açıklamada “Tek taraflı ve nesnellikten uzak olan söz konusu tavsiye kararının kabul edilmesi mümkün değildir” denildi.
Euronews’in aktardığına göre, AP’nin İspanyol parlamenteri Nacho Sanchez Amor tarafından kaleme alınan rapor ve buna bağlı karar tasarısı, 480 Evet, 64 Hayır ve 150 kararsız oranıyla, büyük bir oy farkıyla kabul edildi.
Kabul edilen raporda, Türkiye’ye temel haklar, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları konularında sert eleştiriler yöneltildi.
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’ye ‘Sözde Ermeni Soykırımı’nı tanıma’ çağrısında bulunduğu kaydedildi.
The European Parliament just adopted a resolution on #Turkey, reiterating that it should recognise the #ArmenianGenocide and "refrain from any anti-Armenian propaganda and hate speech" https://t.co/BDyn7yxt4U #Armenia #Artsakh pic.twitter.com/pJ3BgeokD9
— Info on Armenia (@bxl_blog) May 19, 2021
DIŞİŞLERİ’NDEN TEPKİ: KABUL EDİLEMEZ!
Türk Dışişleri’nden rapora ilişkin yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Avrupa Parlamentosu’nun (AP) tavsiye kararı niteliğinde olan 2019-2020 Yılı Türkiye Raporu, 19 Mayıs 2021 tarihinde AP Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir.
Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin, AB’ye üyelik perspektifi temelinde olumlu bir gündem çerçevesinde yeniden canlandırılmasına yönelik çaba harcandığı bir dönemde, tek taraflı ve nesnellikten uzak olan söz konusu tavsiye kararının kabul edilmesi mümkün değildir.
İnsan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, yönetim yapımıza ve siyasi partilere ilişkin gerçek dışı iddialar içeren, ülkemizin etkin, çözüm odaklı, insani ve girişimci dış politikasını tehdit olarak gören, Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında tamamen haksız, yanlı Yunan ve Rum tezlerini yansıtan ve 1915 olaylarına ilişkin tek taraflı tutarsız Ermeni anlatılarına dayanan önyargılı bu yazımı reddediyoruz.
Raporda Türkiye’nin katılım müzakereleri sürecinin geleceğini tartışmaya açmaya yönelik ifadeleri vizyonsuzluk ve ahde vefa ilkesinden sapma çabası olarak görüyoruz. Ülkemizin katılım müzakereleri sürecinde yaşanan duraksamanın, Türkiye’nin reform iradesinin eksikliğinden veya AB müktesebatını üstlenme yetersizliğinden değil, bazı çevrelerin en başından bu yana, üyelik sürecini Türkiye aleyhinde siyasi istismar vesilesi olarak kullanmış olmasından kaynaklandığını en iyi AB kurumları ve AP üyeleri bilmektedir.
AB üyeliği, Türkiye için stratejik bir hedeftir ve tüm Avrupa ve ötesi için bir kazanç olacaktır. Ülkemiz bu hedef doğrultusunda çalışmalarını kararlılıkla sürdürecektir.
AB tarafı, taahhütlerimizi yerine getirdiğimiz 18 Mart Türkiye-AB Mutabakatı kapsamında, özellikle göç konusunda çabalarımızı söylemde takdir ederken, katılım sürecinden göç işbirliğine kadar 18 Mart Mutabakatındaki kendi taahhütlerini yerine getirme konusunda somut bir adım atamama kısır döngüsünden çıkmalıdır.
AB’ye aday ülke olarak, AP’den beklentimiz, Türkiye aleyhindeki temelsiz iddiaların ve körü körüne suçlamaların zemin bulduğu platform olmak yerine, Türkiye’yle ilişkilerin nasıl geliştirilebileceği ile ülkemizin AB’yle bütünleşme sürecine ne şekilde katkı sağlanabileceğine yönelik yapıcı çalışmalar yürütmesidir.”