Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) aktardığı habere göre, terör örgütü IŞİD, Suriye Demokratik Güçleri adıyla anılan ABD destekli terör örgütü YPG ve onun destekçilerine açık tehditte bulundu.
SOHR gözlemcileri, Deir Ezzor’un batı kırsalında SDG’nin (YPG) elindeki El-Kabar, El-Kasrah ve El-Harmoushiyah gibi dükkanların kapılarına ve SDG/YPG kontrolündeki alanların duvarlarına yapıştırılan tehdit içerikli kağıt broşürleri belgeledi. Bu broşürler, IŞİD’in Suriye Demokratik Güçlerine ve sivillere, onlarla “işbirliği yaparak” saldırılarını yoğunlaştırma tehdidini içeriyor.
Yine aynı broşürlerde IŞİD, karargahına ve karakollarına yaklaşanların saldırıya uğrayacakları konusunda da tehditler yer alıyor. Broşürlerin bazılarında “El-Cezire, El-Kabar, El-Kasrah ve El-Harmoushiyah köylerindeki Müslüman kardeşlerimiz, karargahlara veya ateist Kürtlerin SDG üyelerine yaklaşmazlar, yoksa sen ölürsün. Şanlı ‘İslam Devleti’nin güvenlik müfrezesi tarafından hedef alındı. Ey kâfirler, istihbarat teşkilatı üyeleri, askerler, ateistlerle uğraşan kabile büyükleri, cezanızı bekleyin. Seni görüyoruz ama sen bizi görmüyorsun. Gitmeden önce kafalarınızı kontrol edin. Allah dilerse, gelen azap daha kötü olur ” ifadeleri yer alıyor.
Suriye Gözlemevi, Nisan ayında IŞİD tarafından Suriye Demokratik Güçlerinin elindeki Deyrizor, Haseke, Halep ve Rakka’da düzenlenen silahlı saldırılar ve patlamalar da dahil olmak üzere 31’den fazla saldırıyı belgeledi.
2014 yılında Ortadoğu’da bir iki istisna dışında tüm devletlerin ordularına rahatlıkla kafa tutabilecek nitelik ve niceliğe ulaşan IŞİD, ABD’nin Bağdat’a, Erbil’e ve PYD’ye, İran’ın Bağdat’a, Türkiye’nin ÖSO’ya, Rusya’nın Şam’a verdiği askeri destek IŞİD’in eş zamanlı olarak birçok cephede baskı altına alınmış oldu. Buna ek olarak ABD taktik ve stratejik hava harekatlarıyla, Rusya Palmira’daki operasyonlarıyla, Türkiye Fırat Kalkanı’yla IŞİD’i tam anlamıyla askeri bir yenilgi yaşatmış oldu. Fakat IŞİD Irak ve Suriye’de kritik topraklarını ve gelir kaynaklarını adım adım kaybetmesine rağmen örgütsel bir çöküş ile kolay bir yenilgiye uğramadı. Aksine son dönemde yavaş yavaş güçlendiğini gözlemlemek mümkündür. Gözlemevinin verilerinden de anlaşılacağı üzere, IŞİD faaliyetlerini sonlandırmamıştır.
Kabil’deki Cami Saldırısını DEAŞ Üstlendi
Afganistan’ın başkenti Kabil’in Shakar Dara bölgesindeki camiye yönelik saldırıyı terör örgütü DEAŞ üstlendi. IŞİD, Telegram sosyal medya uygulaması üzerinden Neshir haber ajansına yolladığı bir açıklamayla saldırıyı üstlendi.
Afgan yetkililer, Ramazan Bayramı’nda ibadet edenlerin Cuma namazı için toplandığı esnada camide meydana gelen patlamada en az 12 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Patlamada, hayatını kaybedenler arasında caminin imamı da yer alırken, onlarca kişinin yaralı olduğu açıkladı. Afganistan İçişleri Bakanlığı sözcüsü patlayıcıların namaz saatinden önce camiye yerleştirildiğini açıkladı. Patlama, Taliban ile Kabil yönetimi arasında bayramda sağlanan üç günlük ateşkesin devam ettiği vakitlerde meydana gelmişti.
Söz konusu saldırıdan bir hafta önce de bir okula düzenlenen bombalı saldırıda çoğu kız öğrencilerden oluşan 80 kişi yaşamını yitirmişti. Taliban bu saldırıyı da kınamıştı ve saldırıyı üstlenen olmamıştı.Amerikalı yetkililer okul saldırısının da DEAŞ’ın bir eylemi olduğuna inanıyor.
IŞİD, İstanbul, Mısır, Yemen, Irak vb. gibi birçok stratejik noktada cami saldırısı düzenlemiş ve onlarca ve yüzlerce can kaybına neden olmuştur.İbadethaneler, herhangi bir dini inanç, gelenek veya akımın dini uygulamalar, adetler, ibadetler ve ritüeller için yapılan, çoğunlukla kutsal kabul edilen yapılardır. Daha özelde camiler, Müslümanların beş vakit namazlarıyla cuma ve bayram namazlarını kıldıkları, topluca ibadet ettikleri büyük mabetlerdir. DAEŞ’in Kuzey Irak’a ilerlemesinden sonra yağmalanan ve tahrip edilen ibadethaneler sürekli artmıştır. Bölgede bulunan gruplar camiler, kiliseler, mezarlar, tapınaklar, heykeller gibi putperestlik olarak görmüş oldukları bütün şeyleri yok etmektedirler. DAEŞ’in Müslümanların ibadet yeri olarak kabul edilen camilere dahi saldırmasının amacını kendi dini yaşayış biçiminden başkasını benimseyen “öteki”ye karşı tekfir ve reddiyeci tutumunda aramak gerekmektedir. Dolayısıyla DEAŞ, varlık gösterdiği her yerde cami, kilise gibi toplu ibadet yapılan yapıları hedef almış ve infial yaratmak istemiştir.
Diğer taraftan IŞİD, şiddeti boyutlandırarak kitleleri psikolojik yıkıma sürüklemek amacıyla çok çeşitli kanallar kullanabilen bir örgüttür. Sosyal medyayı etkin bir biçimde kullanarak saldırıları popülize etmesi ve insanların akıl ve ruh sağlığını yıpratması örgütün en önemli özellikleri arasındadır. Dolayısıyla IŞİD, popülerliğini arttırmak ve kitleleri korkuya sürüklemek amacıyla da saldırıyı gerçekleştirmese de üstlenebilmektedir. Propaganda kanalını aktif kullanan örgüt, gerçekleştirmediği saldırıyı üstlenerek kitlelere korku salmak ya da örgüte katılımı yükseltmek amacını güdebilmektedir.
Kaynak: 21YYTE/Kübra Ünlü-Büşra Aksu
