Geçtiğimiz hafta, diplomasi bakımından oldukça yoğun geçti. Önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Libyalı mevkidaşı ile görüşmesinin ardından, Dışişleri Bakan yardımcısının Mısır ile teması ve yine Çavuşoğlu’nun Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile görüşmesi gündemdeydi.
Libya ile Temas
Haftanın ilk günü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Libya’nın başkenti Trablus’taydı. Şubat ayında geçiş dönemi için oluşturulan Ulusal Birlik Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı Necla el Manguş, Çavuşoğlu’yla düzenlediği ortak basın toplantısında, Libya’da Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde imzalanan ve yaklaşık yedi aydır süren ateşkesin sürdürülebilmesi için Türk askerlerinin de çekilmesi çağrısı yaptı. Manguş, “Türkiye’yi, egemenliğimizi korumamız için ülkedeki tüm yabancı güçler ve paralı askerlerin varlığına son vermek için bizimle işbirliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.
Çavuşoğlu ise Türkiye’nin, Libya’nın “bütünlüğü, egemenliği, bağımsızlığı ve siyasi birliğine öncelik verdiğini” söyledi ve “Türkiye’nin Libya’daki varlığını gayrimeşru şekilde ülkede bulunan savaşçıların varlığıyla bir tutanları” eleştirdi:
“Türkiye ve Libya arasında 2019 tarihli askeri işbirliği anlaşması, Libya’nın iç savaşta batmasının önüne geçti. Bizim desteğimiz ateşkesin ve yeni birleşik bir siyasi yönetimin oluşmasının yolunu açtı.”
AP haber ajansı, Libya Dışişleri Bakanı’nın bu ifadelerinin Halife Hafter güçleri tarafından 2019 yılında saldırıya uğrayan başkent Trablus’u savunmak için buradaki askerlerle birlikte savaşmak üzere birlikler ve Suriye’den paralı askerler gönderen Türkiye’ye bir sitem olarak nitelendirdiğini yazdı.
Libya’da Başbakanlık ofisinde gerçekleşen görüşmede Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, AKP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala da yer aldı. Görüşmelerin ardından Çavuşoğlu, görüşmelerde Kasım 2019’da imzalanan deniz yetki alanları anlaşmasını, ekonomik ilişkileri ve Türk yatırımcıların Libya’daki yatırımları görüştüklerini söyledi.
Mısır ile Temas
Dışişleri Bakanlığı, Türkiye-Mısır istişarelerinin “samimi ve kapsamlı içerikte gerçekleştirildiğini” bildirdi. Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sayfasında yer alan açıklamasında, “Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal ve Bakan Yardımcısı Büyükelçi Hamdi Sanad Loza başkanlıklarındaki heyetler arasında 2 gün süreyle Kahire’de gerçekleştirilen istikşafi nitelikli Türkiye ve Mısır istişareleri 6 Mayıs 2021 tarihinde tamamlanmıştır” ifadeleri yer aldı. “Görüşmeler samimi havada ve kapsamlı içerikte gerçekleştirilmiştir” vurgusu yapılan açıklamada “Görüşmelerde ikili konuların yanı sıra Libya, Suriye ve Irak’taki durum başta olmak üzere bölgesel konular ele alınmış, Doğu Akdeniz’de barış ve güvenliğin sağlanması ihtiyacı üzerinde durulmuştur” denildi. Açıklamada ayrıca, tarafların istişarelerin bu turunun sonuçlarını değerlendirerek, müteakip adımları kararlaştıracağı bildirildi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise “(Mısır’la) Önümüzdeki süreçte ilişkileri normalleştirmek için atılabilecek adımlar konusunda görüşmeler devam edecek” dedi.
Almanya ile Temas
Dün (6 Mayıs), Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Alman mevkidaşı Maas ile görüştü. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu görüşmeden hemen önce, Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) gazetesine gündemdeki önemli konulara dair açıklamalarda bulundu. Türkiye ile Almanya arasındaki yakın ve kapsamlı ilişkilere işaret eden Çavuşoğlu, Başbakan Angela Merkel’in altı yıl önce mülteci kriziyle ilgili söylediği “Biz bunu başarırız” sözünü hatırlatarak bunun Türkiye-Almanya ilişkileri için de geçerli olduğunu belirtti ve “Biraz çaba gösterirsek, birbirimizi daha iyi anlar ve en önemlisi birbirimize saygı ve empati ile yaklaşırsak yapamayacağımız hiçbir şey yok” diye konuştu.
Çavuşoğlu, terörle mücadelede de Almanya ile etkili diyalog mekanizmaları bulunduğunu söyledi, ancak “Alman dostlarımızdan daha fazlasını bekliyoruz” diye sözlerine ekledi. Çavuşoğlu, Türkiye ile AB arasında 18 Mart 2016’da imzalanan ve güncellenmesi tartışılan mülteci mutabakatıyla ilgili de konuştu. Mülteciler alanında işbirliğinin mutabakatın önemli bir parçası olduğunu ancak mutabakatın bundan ibaret olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, AB’nin Türkiye’ye mutabakat çerçevesinde üyelik müzakerelerinin hızlandırılması, gümrük birliğinin modernizasyonu, vize serbestisi, üst düzey temaslar ve terörle mücadelede işbirliğinin güçlendirilmesi gibi somut taahhütlerde bulunduğunu hatırlattı.
Türkiye’nin mülteciler konusunda yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 2015 yılından bu yana Ege üzerinden AB’ye geçişlerde yüzde 92’lik düşüş kaydedildiğini belirten Çavuşoğlu, AB’nin taahhütlerinin hayata geçirilmesinde ise büyük ilerlemeler kaydedilemediği siteminde bulundu. Çavuşoğlu, “AB ve üye ülkeler, kendi yükümlülüklerini göz ardı edip sadece Türkiye’nin kaçak göç konusundaki yükümlülüklerine odaklanmayı tercih ediyor gibi bir görünüm var. AB, ne Suriyelilerin gönüllü ve insancıl koşullarda kabulü için öngörülen sistemi aktive etti ne de Suriyelilerin terörden arındırılmış bölgelere geri dönüşünü destekledi, ki bu 18 Mart mutabakatının dokuzuncu maddesinde öngörülüyordu” diye konuştu.
Görüşme sonrasında ise Maas ve Çavuşoğlu’nun yaptığı ortak basın açıklamasında, Libya’daki birliklerin odak noktası olduğu görüldü. Berlin’de gerçekleşen görüşme sonrasında yapılan açıklamada Maas, Libya konusunda dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. “Çok hassas bir süreçten geçilmekte olunduğuna” işaret ederek tüm yabancı askerlerin çekilmesi beklentisine vurgu yapan Heiko Maas, “Tüm devletlerin, Berlin Konferansı’nda verilen taahhütlerini yerine getirmelerini, tüm yabancı birlik ve paralı askerlerin çekilmesini, seçimler için gerekli şartların tesis edilmesini ve bu sayede de barışçıl ve özellikle bütünlüğü korunmuş bir Libya için yolun açılmasını istiyoruz” dedi.
Öte yandan Maas, “Türkiye NATO bünyesindeki önemli bir müttefik. Almanya bunu hep vurguladı. Ancak Almanya’nın savunma sanayi ihracatı ile ilgili kapsamlı kısıtlayıcı politikaları var ve bunlar uygulanmaya devam edilecek” ifadeleri ile işbirliğine vurgu yaptı.
Çavuşoğlu ise Maas’ın bu açıklamalarına karşılık olarak, şunları kaydetti:
“Libya’da bulunan çok sayıda yabancı savaşçılar, paralı askerler var, bunların çekilmesi konusunda hemfikiriz. Fakat iki egemen ülke arasında bir anlaşma gereği buraya verilen askeri eğitim ve danışmanlık desteği gibi ülkenin ihtiyacı olan desteklerin sona ermesi Libya’nın yararına değil ve iki ülke arasındaki bu tür anlaşmalara müdahale edilmesi doğru bir yaklaşım olmaz. Hele hele yabancı terörist savaşçılarla, meşru mevcudiyeti de karıştırmamak gerekir diye düşünüyoruz.”
Geçtiğimiz hafta içinde gerçekleşen diplomatik görüşmelerin yoğunluğuna bakıldığında en çok dikkat çeken konunun ‘Libya’ olduğu açıkça görülmüştür. Gerek, Libya; gerekse de Libya’da bulunan diğer ülkelerin temel odak noktası yabancı savaşçılar olmuştur. Bölgeden yabancı savaşçıların ayrılması konusundaki baskı bir süredir devam etmektedir. Fakat Çavuşoğlu’nun da belirttiği gibi, iki egemen ülke arasında bir anlaşma gereği buraya verilen askeri eğitim ve danışmanlık desteği gibi ülkenin ihtiyacı olan destekler söz konusudur. Bu noktada Türkiye’nin geri adım atmaması hukuki dayanağı olan tavırdır.
Kaynak: 21YYTE/Kübra Ünlü