YSK, bugün (16 Nisan günü) oy kullanma işlemleri devam ederken sandık kurulu mührü bulunmayan zarflarla kullanılan oy pusulalarının geçerli sayılacağına karar verdi. YSK’nın bu kararı kesinlikle hukuka aykırıdır. Neden mi? 298 SAYILI SEÇİMLERİN VE SEÇMEN KÜTÜKLERİNİN TEMEL HÜKÜMLERİ HAKKINDA KANUN’un emredici hükümlerini irdeleyerek açıklayalım.
Yukarıda tam adını verdiğim 298 Sayılı Kanun’un 77. Maddesinde oy zarfları ile ilgili hüküm şöyledir:
Madde 77 – Sandık kurulu başkanı, oy verme işlerine başlamadan önce, sandığın boş olduğunu hazır bulunan sandık kurulu üyeleri ile müşahitler önünde tespit ederek sandığı kapatır, mühür bozulmadan açılamayacak şekilde sandık mühürü ile mühürler.
Sandık kurulu, and içme, sandığı yerleştirme, kapalı oy verme yerini düzenleme işlerini bitirdikten sonra, hazır bulunanlar önünde, ilce seçim kurulu başkanından teslim alınan ve ilce seçim kurulu başkanlığı mührünü taşıyan özel zarfları sayar, her birinin üzerine, sandık kurulu mühürünü basar, böylece üzerinde biri ilce seçim kurulunun, diğer sandık kurulunun mühürleri bulunan çift mühürlü özel zarfların sayısını tespit eder.
Sandık kurulu, bu madde gereğince yaptığı işlemleri tutanak tefterine geçirip imzalar.
Yukarıda verdiğimiz kanun hükmü emredici bir hükümdür. Kanunun bu emredici hükmüne göre sandık kurulu, oy kullanma işlemi başlamadan önce oy zarflarını sandık kurulu mührüyle mühürlemekle görevlidir. Sandık kurulu, hiçbir şart altında bu görevi yapmaktan kaçınamaz, bu görevi ihmal edemez. Sandık kurulu başkan ve üyeleri bu görevlerini yapmamaları, ihmal etmeleri suçtur. Sandık kurulu başkan ve üyeleri bu görevlerini yapmadıkları, ihmal ettikleri takdirde Türk Ceza Kanunu’nun 257. Maddesine göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
Seçimlerde kullanılan oyların hangi hallerde geçersiz sayılacağı hususu 298 Sayılı Kanun’un 103. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeyi de aşağıda veriyorum.
Madde 103 – Aşağıda yazılı oy pusulaları muteber değildir:
1. Sandık kurulunca verilen tek biçim ve renkteki çift mühürlü bir zarftan başka zarfa konulmuş bulunan oy pusulaları,
2. Hangi seçmen tarafından atıldığı belli olacak şekilde imza, mühür veya işaret taşıyan zarfa konulmuş oy pusulaları,
3. İmzalı veya mühürlü veya seçmenin kim olduğunu belirten herhangi bir işaret taşıyan oy pusulaları,
4. Hangi partiye veya bağımsız adaya ait olduğu belli olmayan oy pusulaları,
5. Yukarıki bentler dışında kalan ve özel kanunlarınca muteber sayılmayan oy pusulaları,
Bir zafta, partilere veya bağımsız adaylara ait birden fazla muhtelif oy pusulaları çıktığı takdirde, bu oy pusulalardan hiçbiri muteber olmaz.
Aynı adları taşıyan pusuladan birkaç tane çıkması halinde bunlar tek pusula sayılır.
Yukarıda verdiğim 103. Maddenin tümü emredici hükümdür. Bu maddenin 1. fıkrasına göre çift mühürlü olmayan, bir başka deyişle üzerinde ilçe seçim kurulu mührü ile sandık kurulu mührü bulunmayan zarfların içine konulan oy pusulaları geçersizdir.
YSK’nın görev ve yetkileri 298 Sayılı Kanun’un 14. Maddesinde düzenlenmiştir. 14. Maddeyi aşağıda veriyorum.
Madde 14 – Yüksek Seçim Kurulunun görev ve yetkileri şunlardır:
1. Seçimlerde, içine oy pusulası konulacak olan zarfların, icabında her seçim için başka başka renk ve ölçüde olmak ve gerek piyasada, gerek Devlet Mazleme Ofisince imal edilen veya ettirilen veya depolarında bulunan zarfların renklerinden ve ölçülerinden farklı ve kağıdında “Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu” filigranı bulunmak üzere, yeteri kadar özel zarf imal ettirmek ve bu imalatı, kağıt hamurundan başlayarak zarfın, imaline ve teslim alınmasına kadar olan safhalarını; üyeleri arasından seçeceği üç yargıcın devamlı gözetim ve denetim altında yaptırmak ve bu zarfları, il seçim kurullarına, her ilim ihtiyacına yetecek sayıda, alındı belgeleri karşılığında göndermek,
2. Özel zarfların imali için gerekli “Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu” filigran kalıpları ile zarf ölçü kalıplarını yaptırıp gerekli miktarda kağıt ve zarf imalinden sonra ,saklamak,
3. Kütük düzenleme işlerinin başlamasından seçim sonuçlarının kesinleşmesine bu kanunda söz konusu edilen işlemlerin gerektirdiği cetvel, alındı belgesi, tutanak , seçmen kartı gibi her türlü basılı kağıt ve defterlerin, İstatislik Genel Müdürlüğü uzmanları ve diğer uzmanlar yardımı ile şekillerini tesbit edip Adalet Bakanlığı eliyle ilve ilcelerin ihtiyacına yetecek sayıda bastırılmasını, il ve ilce seçim kurullarına yollanmasını sağlamak,
4.Seçimin başlangıç tarihinden en geç yedi gün önce ve seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde bu kararın ilanından itibaren beş gün içinde il ve ilce seçim kurullarının teşekkülünü sağlamak,
5. İl seçim kurullarının teşekkülüne, işlemlerine ve kararlarına karşı yapılacak itirazları, oy verme günündün önce ve itiraz konusunun gerektirdiği süratle, kesin karara bağlamak,
6. Adaylığa ait itirazlar hakkında özel kanunları gereğince kesin karar vermek,
7. İl seçim kurullarınca, oy verme günü işlemleri hakkında verilmiş olan kararlara karşı yapılan itirazları derhal inceleyip kesin karara bağlamak,
8. İl seçim kurullarınca düzenlenen tutanaklara karşı yapılan itirazları inceleyip kesin karara bağlamak,
9. Seçimlerden sonra, kendisine süresi içinde yapılan, seçimin sonucuna müessir olacak ve o çevre seçiminin veya seçilenlerden bir veya birkaçının tutanağının iptalini gerektirecek mahiyette itirazları, alt kurullara yapılan itirazların silsilesine ve sürelerine uygunluğunu araştırmaksızın inceleyip kesin karara bağlamak,
10. İl seçim kurulları başkanlıklarınca seçim işlerinin yürütülmesi hakkında sorulacak hususları derhal cevaplandırmak ve seçimin bütün yurtta düzenle yapılmasını sağlayacak tedbirleri almak ve bu hususta gereken genelgeleri zamanında yapmak,
11. Kanunla kendisine verilen başkaca görevleri yapmak.
Yukarıda görüldüğü üzere YSK’nın kanunların emredici hükümlerini değiştirme, geçersiz sayma gibi bir görevi ve yetkisi kesinlikle yoktur. Hiçbir kişi ve kurum TBMM tarafından çıkarılmış kanunların emredici hükümlerini değiştiremez, geçersiz sayacak şekilde karar alamaz.
YSK, bugün aldığı kararla, 298 Sayılı Kanun’un 103. Maddesindeki emredici hükmü geçersiz saymıştır. YSK’nın kesinlikle böyle bir yetkisi yoktur. YSK, bu kararıyla açıkça hukuku çiğnemiştir. Bu sebeplerle YSK’nın bu kararı kesinlikle hukuka aykırıdır. Temennimiz YSK’nın bun kararını geçersiz sayacak yeni bir karar alarak hukuka aykırılığı gidermesidir.