Medyadan öğrendiğimize göre referanduma az bir süre kaldığı halde henüz tercihini yapamamış önemli bir kararsız kitlesi var. Muhtemelen kararsızların büyük çoğunluğu daha önce AKP ve MHP’ye oy vermiş vatandaşlardan oluşuyor. Bu vatandaşlarımız, herhalde oy verdikleri partilerin propagandalarından fikren tatmin olamadıkları için kararsız durumdalar. Daha önce oy verdiği parti ne olursa olsun, kararsız vatandaşlarımızın karar vermelerine yardımcı olmak düşüncesiyle bu yazıyı yazmaya karar verdim. Yazıda “EVET” çıkması halinde muhtemel sonuçların ne olacağını, “HAYIR” çıkması halinde de gene muhtemel sonuçların ne olacağını açıklamak istiyorum. Kararsız vatandaşlarımız, çıkması muhtemel sonuçların hangisini millet-memleket hayrına olacağını düşünürlerse o yönde karar vererek oy kullanacaklardır diye düşünüyorum.
REFERANDUMDA “EVET” ÇIKARSA MEYDANA GELEBİLECEK MUHTEMEL SONUÇLAR
1- Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık birleştirilecek, yürütmenin yetkilerinin tamamı Cumhurbaşkanında toplanacaktır. Cumhurbaşkanı yardımcılarını ve bakanları tek başına Cumhurbaşkanı tayin edeceği için yürütmenin tek hakimi Cumhurbaşkanı olacaktır.
2- Cumhurbaşkanı, aynı zamanda siyasi parti genel başkanı da olacağı için tarafsız olamayacak, milletin birliğini sağlaması ve temsi etmesi söz konusu olmayacaktır. Cumhurbaşkanı tarafsız olmadığı için milletin birliği ve bütünlüğü konusunda önemli sıkıntılar yaşanabilecek, milletin iki kampa bölünmesi tehlikesi ortaya çıkabilecektir.
3- Anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanına yürütmeye ilişkin konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma yetkisi verilmektedir. Cumhurbaşkanının çıkaracağı kararnameler kanun gücündedir. Böylelikle Meclis’e ait olan kanun yapma yetkisinin en az yarısı Cumhurbaşkanına geçmektedir. Bu, Meclis’in işlevsiz kalmasına, etkisini yitirmesine sebep olacağı gibi halkın seçtiği milletvekillerinin iş yapmadan maaş almalarına yol açacaktır. Meclis’in işlevsiz kalması, milli iradenin işlevsiz kalması demektir. Milli iradenin işlevsiz kaldığı bir yönetim biçimi hiçbir şekilde demokrasi değildir.
4- Anayasa değişiklik paketine göre cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekilliği seçimi 5 yılda bir aynı gün yapılacaktır. Siyasi parti genel başkanı olacak Cumhurbaşkanı, kendi partisinin milletvekili adaylarını tek başına belirleyeceğine göre Meclis çoğunluğu da Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmiş olacaktır. Bu, zaten işlevsiz kalacak Meclis’in tamamen Cumhurbaşkanının güdümüne girmesine yol açacaktır. Yürütmenin ve Meclis’in tek bir kişinin güdümünde olacağı bir yönetim sisteminde demokrasinin yaşaması mümkün olmayacaktır.
5- Anayasa değişikliğine göre Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12’si doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından, 3 üyesi Meclis tarafından seçilecektir. HSYK’nin 13 üyesinin 6’sı doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından 7 tanesi Meclis tarafından seçilecektir. Meclis çoğunluğu Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmiş milletvekillerinden oluşacağına göre böylece Anayasa Mahkemesi ile yargının tamamı Cumhurbaşkanının güdümünde olacaktır.
Yargı bağımsız olamayacağı için Cumhurbaşkanının yapacağı işlerin, alacağı kararların ve çıkaracağı kanun gücünde kararnamelerin ve Meclis’in yapacağı kanunların hukuka uygun olup olmadığı denetlenemeyecektir. Böylelikle devletin üç kuvveti olan yürütme, yasama ve yargı Cumhurbaşkanının elinde toplanacağı için temel hak ve özgürlüklerden, hukuk devletinden ve tabi ki demokrasiden söz etmek mümkün olmayacaktır.
6- Anayasa değişikliği ile hükümete güvenoyu vermesi ve gensoru ile hükümeti düşürmesi yetkisi Meclis’in elinden alınmaktadır. Böylece milli irade, hükümeti denetleyemeyecektir. Denetlenemeyen hükümetin bugün olmazsa yarın diktatörleşmesi kaçınılmaz olacaktır.
7- Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanına Meclis’i tek başına fesh etme yetkisi verilmektedir. Bu yetki, Meclis’i Cumhurbaşkanı karşısında tamamen güçsüz hale getirecek, Meclis, azalan yetkilerini dahi kullanamayacaktır.
8- Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının, Cumhurbaşkanı yardımcılarının ve bakanların görevleriyle ilgili işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri, Meclis’in 2/3 oranında “KABUL” oyu vermesi şartına bağlanmaktadır. Zaten Cumhurbaşkanının güdümünde olacak Meclis’ten Cumhurbaşkanının, Cumhurbaşkanı yardımcılarının ve bakanların yargılanması yönünde karar çıkması imkansız hale gelmektedir. Hiçbir zaman yargılanamayacak olan Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hiç çekinmeden suç işleyebileceklerdir.
REFERANDUMDA “HAYIR” ÇIKARSA MEYDANA GELEBİLECEK MUHTEMEL SONUÇLAR
1- İktidar değişmeyecek. Cumhurbaşkanı ve Hükümet görevlerine devam edeceklerdir.
2- Halk arasında referandum nedeniyle meydana gelmiş olan gerilim ve kamplaşma sona erecek, Türkiye hızla normalleşecektir.
3- Cumhurbaşkanı, anayasal sınırlarına çekilmek zorunda kalacaktır.
4- Hükümet, anayasal olarak ülkeyi yönetme yetkisi ve sorumluluğunun kendisinde olduğunu hatırlayacak, bu sorumluluğun gerektirdiği icraatları yapmak durumunda olacaktır.
5- Halkın parlamenter sistemin devamını istediği açık ve kesin olarak ortaya çıkmış olacağı için siyasi partiler parlamenter sistemin aksayan yönlerini düzeltmek ve toplumsal uzlaşmaya dayanan yeni bir anayasa yapmak konusunda kendilerini sorumlu ve görevli hissedeceklerdir. Bunun sonucunda parlamenter sistemin aksayan yönlerinin düzeltildiği, temel hak ve özgürlüklerin geniş bir biçimde teminat altına alındığı, toplumsal uzlaşmaya dayanan yeni bir anayasaya kavuşma imkânı doğacaktır.