Cumhurbaşkanı’nın Başkanlık Sistemi İçin Öne Sürdüğü Gerekçeler Haklı Değil

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, milleti başkanlık sistemine ikna edebilmek için bazı gerekçeler öne sürüyor. Bu gerekçeler özetle şunlar:

1- Halkın 10 Ağustos 2014 tarihinde %52 oranında bir oyla Cumhurbaşkanı seçmesiyle parlamenter sistem fiili olarak yürürlükten kalkmıştır. Tayyip ERDOĞAN’ın deyimiyle buzdolabına konmuştur. Mesele, yeni bir anayasa yaparak bu fiili durumu hukukileştirmekten ibarettir.

2- Parlamenter sistemdeki çok başlılık  karmaşaya yol açmaktadır. Bu da devlet idaresini zora sokmaktadır.

3- Başkanlık sistemi, hızlı karar almak ve uygulamak için en elverişli sistemdir. Başkanlık sistemi kabul edilirse Türkiye hızla gelişecek, her alanda adeta koşmaya başlayacaktır.

4- Dünyanın gelişmiş ülkelerinin neredeyse tamamı başkanlık sistemiyle yönetilmektedir.

Şimdi, bu gerekçelerin haklı olup olmadığını ayrıntılı bir biçimde irdeleyelim.

1- Halkımız, 10 Ağustos seçimlerinde Cumhurbaşkanı seçmek amacıyla sandık başına gitmiştir. Tayyip ERDOĞAN dahil tüm adaylar Başkan olmak için değil, Cumhurbaşkanı olmak için halktan oy istemişlerdir. Hangi adaya oy vermiş olursa olsun her seçmen oyunu Başkan seçmek için değil, Cumhurbaşkanı seçmek için kullanmıştır. Halkın 10 Ağustos seçimlerinde Başkan seçmek için oy kullandığını iddia etmek halkın iradesine karşı saygılı olmamak anlamını taşımaktadır. Bu sebeplerle bu gerekçe kesinlikle haklı değildir.

2- Parlamenter sistemde yürütme gücünü Hükümet kullanmaktadır. Bu sistemde hükümet parlamento içinden çıkmaktadır. Anayasada her ne kadar yürütmenin başının Cumhurbaşkanı olduğu yazılı olsa da asıl yetki ve sorumluluk Hükümettedir. Cumhurbaşkanı’nın tek başına yaptığı işlemlerin dışında Hükümetle birlikte yaptığı işlemlerde sorumsuz olması, Devlet idaresinde asıl sorumluluğun ve yetkinin Hükümette olduğunun açık ve kesin delilidir.  Parlamenter sistemde çok başlılıktan söz edilemez. Bu sebeplerle bu gerekçe de haklı değildir.

3- Tayyip ERDOĞAN, başbakanlığı döneminde  AKP’nin iktidara geldikten sonra yaptığı başarılı icraatların Cumhuriyetin kurulmasından AKP iktidara gelinceye kadar yapılanların toplamından fazla olduğunu defaatle iddia etmiştir. Sadece Tayyip ERDOĞAN değil, bakanları ile AKP yöneticileri de bu iddiayı tekrarlamışlardır. Tayyip ERDOĞAN ve ekibinin bu iddiası, başkanlık sisteminin hızlı karar almak ve uygulamak için en iyi sistem olduğu gerekçesini çürütmektedir. Bunun yanında Cumhuriyetin kurulmasından itibaren ülkemiz parlamenter sistem ile yönetilmektedir. AKP dahil tüm Cumhuriyet tarihi boyunca  her alanda sağlanan gelişmeler, ilerlemeler parlamenter sistem sayesinde mümkün olmuştur. Bu sebeplerle bu gerekçe de haklı değildir.

4- Dünyanın gelişmiş ülkeleri G7 olarak adlandırılmaktadır. Bu ülkeler: ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve Kanada’dır. Buna Rusya’yı ilave edersek gelişmiş ülkeleri G8 olarak adlandırabiliriz. Bu ülkelerden sadece ABD başkanlık, Fransa ile Rusya yarı başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. İngiltere, Almanya, İtalya, Japonya ve Kanada  parlamenter sistemle yönetilmektedirler. Açıkladığımız sebeplerle bu gerekçe de haklı değildir.

Açıkladığımız üzere Cumhurbaşkanı’nın başkanlık sistemi için öne sürdüğü gerekçelerin hiçbirisi haklı değildir. Peki, hal böyle iken Cumhurbaşkanı neden ısrarla başkanlık sistemini savunmaktadır?
Kanaatimce, Cumhurbaşkanı, açık olarak söyleyemese de Yeni Osmanlı Devleti’ni kurmayı düşlemektedir. Bu düşünü halihazırda anayasada mevcut yetkileriyle gerçekleştirebilmesi imkansızdır. Bu sebeple sadece yürütmeyi değil, yasama ve yargıyı da kontrol edebileceği, ağzından çıkanın kanun sayılacağı bir yönetim modelini  arzulamaktadır. Cumhurbaşkanı, arzuladığı bu modeli Türk Tipi Başkanlık Sistemi olarak tanımlamaktadır.  Allah korusun Cumhurbaşkanı, arzuladığı  sistemi kabul ettirebilirse, bu, demokratik sistemin ve Cumhuriyet’in sonu demektir. Cumhurbaşkanı’nın istediği başkanlık sistemi kabul edilirse Türkiye, aynen Kuzey Kore gibi dikta yönetimine geçmiş olacaktır.  

Yukarıda dikkat çektiğimiz sonucun gerçekleşmemesi için 7 Haziran  seçimlerinde AKP’nin tek başına hükümet kurabilecek çoğunluğu elde edememesi zorunludur. Bunun diğer anlamı ise muhalefetin seçimi kazanarak hükümeti kuracak çoğunluğu kazanmasıdır. Bunun için CHP ve MHP’ye büyük sorumluluk düşmektedir.  

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!