Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Abdülhamit neler yaptı?

Abdülhamit neler yaptı?

Yepyeni bir ay, inşallah yepyeni umutlarınızın yeşereceği iklimleri bahşeder bizlere… Merhabalar canlarım, merhabalar hepinize…

Artık ülkemizin değişmez gündemleri haline gelen konular, bütün cesametleriyle karşımızda. Sanki gizli birileri, köklerine hormon zerk ediyormuş gibi de azalacaklarına çoğalıyorlar… Bugün, gördüğüm lüzum üzerine, 3-5-7 ballı maaşlar üzerine yazacağım. Niye mi? Geçenlerde konuştuğum AKP’li dostum bu maaşları, aldığı asgari ücret kadar olduğunu zannediyormuş… “O kadar önemli adamlar da 10 bin lira alsınlar” deyince, jetonum düştü. Ne demişler, kişi karşısındakini, kendi gibi bilirmiş… Bu garibim de ballı maaşları 2500’ün katları olarak düşünüyormuş… Yalnız, buradaki maaşlar 50-100 binin katları olarak ceplere giriyor… İsmini verip reklama sokmayayım. Bir GSM operatöründeki Yönetim kurulu üyelikleri “” cinsinden ödeniyor ki rakamı duysanız dudağınız uçuklar…  Bence, ilgili kişiler konu ehli olmadıkları için, ödenen paralar rüşvet hükmündedir… Ne dersek diyelim; dünyada bankacılığın piri olarak bilinen şampiyon güreşçimiz neyse ki, X Bankasında ki görevinden ayrıldı. Mesela konusu iletişim olmasına rağmen 4-5 maaş Fahrettin Paşa’mız, hiç istifini bozmadan paraların hepsini cukkalıyor… En azından Hamza’nın yaklaşımını bekleriz kendisinden. Bırak ta Borsa’yı bilenler yönetsin… Bu arada siyasilere vereceğiniz cevaplardan kaçırdıklarınıza vakit kalır… Hükümet Sözcümüzün yükü de hafifler… Fahrettin Paşa’mız, hayır hasenat işini de devletin sırtına yıktı… Ben demiyorum kendisi diyor. İkinci maaşını bu işlere harcıyormuş. İnanıp inanmamak sizlerin akıl seviyesine bağlı… Gelelim saf kardeşime söyleyeceğim son laflara…  Bu maaşların en ufağı, asgari ücretin 20-25 katı olduğu için bunlara 2-3-5 maaş diyemeyiz… Desek desek, 25-50-75 maaş dememiz daha doğru olur…

Bu derya, konuyu gerekirse ileride belki bir daha açarız… Şimdi, uzun zamandır bahsetmek istediğim ama içim elvermediği için açamadığım başka bir konuta bodoslama dalmak istiyorum… Konumuz Cennet Mekân Efendimiz, Abdülhamit Han Hazretleri… Bu payeyi verebilecek tek olgu vardır, o da cenabı Allah’tır… Bunun ötesi külliyen “Şirk“tir… Aksini iddia eden tez olarak yazsın… Her neyse biz Cennet Mekân olup olmama işini, mutlak Yaradan’ımıza emanet edip konumuza dönelim… Konumuz dedim. O kadar çok ki, bugün sadece 1-2 sini ele almak istiyorum… Son dönem siyasetimizin, lanetlenen ve ayyaşlıkla suçlanan Lideri de bir kenar da dursun… Bu Cennet Mekân (!!!) bakalım neler yapmışİlk Rakı fabrikamızı, Abdülhamit Han’ın izniyle, Başmabeyn Sarıcazade Ragıp Paşa’nın açtığını biliyor musunuz? Esas Adı Tenedos olan ama şişedeki deniz kızı resminden dolayı halk arasın da “Deniz Kızı Rakısı” olarak adlandırılan rakıdan başka, Tekirdağ’da, Üzüm Kızı diye bir Rakı daha imal edilmeye başlandı… Cumhuriyetten 22 sene önce açılan bu fabrikalar tek değildiler… Abdülhamit Han Efendimiz, ilklere doymayacak yapıda bir Cennet Mekân’dı… Nitekim, ilk bira fabrikasını da o kurdu. İlk birahanelerin açılışına ve orada ki safahata belki başka günlerde değiniriz…  O zamanlar, 10 milyon litreye ulaşan üretimi, Cumhuriyet, ancak 1940’larda yakalayabildi… Peki, genelde avamın içtikleri üretilirken, elitler için bir şey yapılmadı mı? Mutlaka ki yapıldı… Yahudi Alatini Kardeşler, Han’ımızın izniyle, Şampanya Fabrikasını da yurdumuza armağan ettiler. Bu hizmetleri karşılıksız kalmadı, Üstün Hizmet Madalyası’yla ödüllendirildiler… Bütün bu yeniliklerin yanında hüzün verici durumlarda oluşmadı mı? Mutlaka ki oldu… Cennet Mekân efendimiz, bunların hiçbirine dudak değdirmedi. O sadece “Rom” içerdi… İsteyen, torunu Osman Ertuğrul’un hatıralarında bu bilgiyi bulabilirKendileri, haram olanın, şarap olduğunu söyleyip, bu (Rom) şekerden yapılıyor, haram değildir diyerek bir de fetva ehli olduğunu gösterdi bizlere… Eeee, Cennet Mekân olmak kolay mı? Bu, yoldan geçerken bir de şuraya uğrayayım da olayım denilecek bir şey hiç değil… Bu kadar ucuz olsa, bizim zenginlerimiz, iki değil oniki Rakı Fabrikası açarlar… Demek ki başka şeylere de ihtiyaç var… O mübareğin devrinde, Keseci Hürrem’in Hanesi, Langa Fatma’nın Hanesi gibi evler, azgın zamparalara çare oluyorlardı. Bu arada, yasak olmaları, zaptiyelerin rüşvet isteklerini hep diri tutuyordu. Böyle haram türü olaylara tahammül edemeyen Han’ımız, sonunda, Karaköy’ de, Zürefa (lezbiyen demektir) Sokak’ta ilk resmi Genelevi açarak, serdengeçtilerin yüzyıllar sürecek hayır dualarına mazhar olmuştur… Görüleceği gibi, bu iş kolay değildir. Bu yüzden de herkese nasip olmaz… Şimdi de Kemalistlere sormak istiyorum… ATATÜRK bunların hangisini yaptı ki, ona Cennet Mekân diyelim… Diyemeyeceğimiz için de, sadece ayyaşlıkla idare etsin…

Bu Han’ımızın marifetleri bu kadar değil. Aklımıza gelirse başka bir gün de onlara değiniriz… Yavuz Sultan Selim’ in eşek; son sultanımız Halife efendimiz Vahdettin’in de, soyu sopu, yurdu belirsiz cahiller sürüsü dediği, Türk’e, Ulu Önderimiz “Ne Mutlu Türküm” diyerek cevap vermiştir… “Benim yegâne övgü kaynağım, dünyaya Türk olarak gelişimdir” demiştir… Şimdi anlıyor musunuz, saldırıların sebebini… Şunu unutmayın ki, kendilerine Türk diyemeyenler, Osmanlıcılığın arkasına sığınmışlardır. Durum tamamen bundan ibarettir… Birisi, Osmanlıcılık yapıyorsa, dibini kurcalayın, ya Arap ya Gürcü vs vs bir şeyler çıkar… Bu arada Cennet Mekan’ın, sosyal medya mesajlarına ve dillere pelesenk olmuş, kabinesi dahil birçok şeyinden bihaber olduğumu zannetmeyin…Onları zaten ezberlediniz. Yalnız; devrinde bir karış toprak kaybetmedik diyenlere bir ara cevap vereceğimBir buçuk milyon kilometre kare toprağı benden önce sizler de araştırabilirsiniz… İşte bu dünya malesef kahbe dünya… Böyleleri, Cennet Mekan olacaklar; yurdunu ite köpeğe yar etmeyenler, Ezan-ı Muhammediyeyi susturmayanlar gavur olacak, ayyaş olacaklar, kurduğu kuruluşun başındakilerce lanetlenecekler… Burası, böyle de bunun bir de ahireti var… O Muhterem’le nasıl helalleşeceksiniz düşünün…  O sizi mutlaka af eder ama ya bizler, milyonlar… İşiniz çok zor çok…

Bari finalde değineyim… Bugün Bir Mayıs… Bahar Bayramı desem, Amerikan Uşağı; Emeğin Bayramı desem “Gomonis” dersiniz… Yok mu bunun ortası? En iyisi her kes bildiği gibi kutlasın. Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!