MHP’nin Tavrı Doğrudur

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Erdoğan’la görüşmesinden sonra Meclis’te ve Meclis dışında iki komisyon kurulmasına, bu komisyonlara MHP ile BDP’nin de katılmasına yönelik yaptığı çağrıya MHP Yönetimi, "Terör örgütünün senaryosunu yazdığı, teröre can suyu vermek için hazırlanan bu oyunun içinde MHP olarak asla yer almayacağız." diyerek kapıları kapattı. Daha şimdiden MHP’nin bu şekilde kapıları kapatmasını çeşitli gerekçelerle eleştirenler var. Ama, nasıl eleştirilirse eleştirilsin MHP’nin bu tavrı ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü açısından doğru bir tavırdır. Yazının ana temasını bu şekilde açıkladıktan sonra dayandığımız gerekçeleri şöyle açıklayabiliriz:

Çok daha basit konularda mesela, tutuklu milletvekillerinin tahliye olmalarını sağlayacak bir formül üzerinde anlaşamayan iki partinin sözde Kürt Sorunu’nun çözümü üzerinde kolayca bir araya gelmeleri olağan bir gelişme değildir. MHP’nin bundan kuşkulanması gayet doğaldır. Çünkü AKP’nin sözde Kürt Sorunu’nun çözümü gerekçesiyle neler yapmak istediği, ağzına yüzüne bulaştırdığı Kürt Açılımı’ndan bellidir. AKP’nin sabıkası sadece bundan ibaret değildir. AKP, Öcalan ile yapılan müzakereleri önce gizlemiş, sonra ise “Devlet’in kurumları görüşür. Ancak, biz görüşmeyiz.” diyerek işi MİT’in üzerine yıkmıştı. Sonraki süreçte MİT yetkililerinin PKK temsilcileri ile yaptıkları gizli müzakerelerde müzakere talimatının Başbakan tarafından verildiği ortaya çıktı. Bu, net olarak PKK ile müzakerenin Başbakan ERDOĞAN’ın isteği ve iradesi sonucu yapıldığını ortaya koymaktadır.
AKP’nin bu aşamadan sonra “Devlet’in kurumları görüşür. Ancak, biz görüşmeyiz.” diye işin içinden sıyrılması mümkün değildir. AKP’nin yapmak istediği Kürt Sorunu’nu çözüyoruz gerekçesiyle üniter-milli bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’ni çok uluslu, çok kültürlü ve çok dilli federatif bir devlete dönüştürmektir. Esas ve nihai amacın bu olduğu, AKP Hükümeti’nin icraatlarından, yaptıkları açıklamalardan ve yandaşlarına yaptırdıkları propagandalardan oldukça net olarak anlaşılmaktadır.

CHP’nin Baykal döneminde teröre ve terör örgütüne karşı ülke ve millet bütünlüğünden yana dik bir duruşu vardı. Bu dik duruş, Türkiye’yi bölüp parçalamak isteyen dış odaklarla içerdeki işbirlikçilerinin işine gelmiyordu. Salt bu nedenle Baykal, bir kaset komplosu ile CHP’nin başından uzaklaştırıldı. Kılıçdaroğlu, önemli bir engelle karşılaşmadan  kolay bir şekilde CHP’nin başına geçti ve kontrolü ele geçirdi.

Kılıçdaroğlu’nun kolay bir şekilde CHP’nin başına geçerek kontrolü eline almasının sebebi ilk başta tam olarak anlaşılamadı. Ancak, daha sonra Kılıçdaroğlu’nun kendisine destek veren Önder Sav ve ekibini tasfiye ederek, daha önce CHP’nin önünden bile geçmemiş Sorosçu gazetecileri, siyasetçileri ve akademisyenleri milletvekili seçtirerek partinin kilit noktalarına getirmesi asıl desteği kimlerden aldığını ortaya çıkardı. Kılıçdaroğlu, 2010 referandumu ve 2011 seçim kampanyası sırasında söylediği “Genel af, Avrupa Yerel Yönetimler Şartı anlaşmasına konulan çekincelerin kaldırılacağı, anadilde öğretim” vb. söylemlerle niyetini belli etti. Bunun yanında partide önemli mevkilere getirdiği kişilerin CHP’nin Atatürkçülük, laiklik gibi temel politikalarına karşı yaptığı açıklamalar da CHP’nin geldiği noktayı daha da netleştirdi. Buna ilaveten Kılıçdaroğlu’nun George Soros’un Türkiye’deki kuklası TESEV’in kurucularından olduğu ve halen kuruculuktan ayrılmadığı ortaya çıkınca mevcut CHP’nin Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti kuran parti olma niteliğini kaybettiği kesin olarak anlaşıldı. Sonuç olarak Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP, sözde Kürt Sorunu konusunda AKP ile aynı hizadadır. BDP ile çok yakın mesafededir.

BDP’nin ise ne olduğunu söylemeye gerek yok. BDP, normal bir parti niteliğine dahi haiz olmayan bir yapıdır. BDP’nin terör örgütü PKK’nın TBMM’deki sivil uzantısı olduğu herkesçe bilinen bir durumdur. BDP, hiçbir zaman kendi başına karar alıp uygulayamamıştır. Talimatlar, ya İmralı’daki bölücübaşından ya da Kandil’deki terörist lider kadrodan gelmiştir. BDP’ye düşen bu talimatları uygulamak olmuştur. BDP’lilerin ipleri o kadar PKK’ya bağlıdır ki, seçimlerde kimin aday olup olmayacağına terör örgütü karar vermektedir. Zaten, BDP yöneticileri de bu durumu bazen açık, bazen de üstü örtülü olarak ifade etmektedirler.

Meclis’te MHP dışındaki üç partinin durumunu açık bir şekilde ortaya koyduk. Bu üç parti, söylem olarak sözde Kürt Sorunu’nun çözümü, gerçekte ise üniter-milli devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’ni çok uluslu, çok kültürlü ve çok dilli federatif bir devlete dönüştürmek konusunda hemen hemen anlaşmış gibidirler. MHP’nin fikri ve tavrı bu üç partiden tamamen farklıdır. MHP, üniter-milli devlet Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak için sonuna kadar kararlıdır.

MHP’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye etmek konusunda anlaşmış olan bu partilerle kurulması teklif edilen komisyonlara katılmasından ülke ve millet yararına olumlu sonuçlar çıkması mümkün müdür? Böyle bir şey kesinlikle mümkün değildir. AKP ve CHP de bu komisyonlardan uzlaşma çıkmayacağının bilincindedirler Peki, öyleyse bu partiler, neden MHP’nin de bu komisyonlara katılmasında ısrar etmektedirler? Bunun iki sebebi vardır.

Birincisi, MHP’yi aralarına alarak yapmak istedikleri yıkıcı icraatları kamuoyuna şirin göstermek,
İkincisi ise, MHP’nin ülke ve millet bütünlüğü konusunda kamuoyunda kazandığı haklı itibarını zedeleyerek halkın MHP’ye duyduğu güveni zedelemek, böylece kamuoyunu üniter-milli yapının tasfiye edilerek federasyona geçişe razı etmektir.

MHP Yönetimi, oynanmak istenen oyunu görmüştür. Çok yerinde ve radikal bir kararla bu oyuna alet olmayacağını, ülkenin ve milletin bütünlüğünü savunmaya kararlı olduğunu açıklamıştır. Bu doğru tavrından dolayı MHP Yönetimini kutluyorum.

MHP Yönetimi, bu çok yerinde ve doğru olan tavrını öncelikle kendi tabanına, sonra da tüm kamuoyuna ayrıntılı bir şekilde anlatmalıdır. Çünkü AKP ve CHP daha şimdiden MHP’yi uzlaşmadan kaçmakla suçlamaya başlamışlardır. Bu partilerin seçmenlerin kafalarını karıştıracak propagandalarına izin verilmemelidir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!