Yeni Anayasa Hangi Yöntemle Yapılacak?

Başlıktan anayasa yapımı konusunda birden fazla yöntem bulunduğu anlamı çıkarılabilir. Doğru, bence de anayasa yapımı konusunda birden fazla yöntem mevcut. Anayasa yapımı konusunda birden fazla yöntem mevcut olmasının sebebi, anayasa yapıcıların değişik tarzlarda davranma ihtimalidir. Yani, bu konudaki yöntemler anayasa yapımında etkili olabilecek merkezlerin değişik tarzlarda  davranmaları nedeniyle farklılaşabiliyor.
Darbe dönemlerini hariç tutacak olursak anayasa yapımı konusunda bugüne kadar şahit olduğumuz iki yöntem var. Bunlar:
1-Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin verdikleri üyelerle kurulan uzlaşma komisyonunda  anayasa maddeleri konusunda uzlaşılan bir metnin Meclis Genel Kurulu’na getirilerek kabul edilmesi,
2-Meclis’te çoğunluğu elinde bulunduran siyasi partinin sayısal çoğunluğuna dayanarak kendi hazırladığı bir metni Meclis Genel Kurulu’na getirerek kabul edilmesini sağlaması,
Birinci yöntem, 1995 ve 2001 yıllarında yapılan anayasa değişikliklerinde uygulanmıştı. Bu yöntemin uygulanmasında o dönemlerde Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin uzlaşmaya yatkın olmalarının yanında  hiçbir partinin Meclis’te tek başına çoğunluğu elinde bulunduramamasının da etkili olduğu bir vakıadır. Ancak, hangi sebeble olursa olsun Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin uzlaşmaları neticesinde bir anayasa değişikliğinin yapılabilmesi hem demokrasinin gelişmesi, hem de siyasi istikrar açısından sevindirici bir durumdur.
İkinci yönteme ise 12 Eylül 2010 Halkoylamasıyla yapılan anayasa değişikliğinde şahit olmuştuk. AKP, uzlaşmadan söz etmesine rağmen hazırladığı metni muhalefet partilerine dayatmış, uzlaşma sağlanamayınca milletvekili sayısal çoğunluğuna dayanarak  bu metni tek başına Meclis’ten geçirmişti.
AKP, 12 Haziran seçimlerinden sonra yeni anayasanın siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının katılacağı büyük bir uzlaşma ile yapılacağı yolunda büyük vaatlerde bulundu. AKP’den bu doğrultudaki açıklamalar gelmeye devam ediyor. Yeni anayasanın böyle büyük bir uzlaşma ile hazırlanmasını samimiyetle temenni ederiz. Çünkü, böyle bir uzlaşma ülkemizdeki istikrarı, sosyal barışı güçlendirecektir. Gene, böyle bir uzlaşma milletin birliği, ülkenin bütünlüğü, devletin tekliği konusundaki şüpheleri de giderecektir.
AKP’nin yeni anayasa yapımı için vaat ettiği bir uzlaşma mümkün olabilir mi? Böyle bir uzlaşma pekala mümkün olabilir. Ancak, bunun için öncelikle siyasi aktörlerin uzlaşma konusunda gerçekten istekli ve samimi olmaları gereklidir.
Mevcut siyasi aktörler içinde en güçlü olanı şüphesiz AKP’dir. Hepsinden önce AKP’nin uzlaşma için istekli ve samimi olması önemlidir. Çünkü, AKP, hem iktidar partisidir, hem de yeni anayasa konusunda en iddialı olan partidir.
AKP’de uzlaşma konusunda istek ve samimiyet olup olmadığı net değildir. AKP’nin 12 Eylül Referandumu öncesinde uzlaşmadan söz edip, sonra da kendi hazırladığı metni muhalefet partilerine dayatması zihinlerde soru işaretlerinin ortaya çıkmasına sebeb olmaktadır.
Uzlaşma konusunda AKP’ye güven duyulmamasının diğer bir sebebi de  AKP’nin Anayasanın ilk üç maddesini değiştireceği veya ortadan kaldıracağı yolunda daha önceden parti yetkililerince yapılan açıklamalar ve ÖCALAN ile yapılan gizli pazarlıklar hakkında kamuoyunda dolaşan söylentilerdir.
AKP’den Anayasanın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmeyeceği konusunda kamuoyunu ve muhalefet partilerini rahatlatacak net  açıklamalar yapılmadıkça soru işaretleri zihinleri meşgul etmeye devam edecektir.
AKP’den Anayasanın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmeyeceği konusunda net mesajlar gelmesi neredeyse sıfıra yakın bir ihtimaldir. Yukarıda belirttiğimiz üzere AKP yetkililerinin bugüne kadar yaptıkları açıklamalar, ÖCALAN ile yürütülen gizli pazarlıklar ve AKP’nin Türkiye’de çok önemli bir dönüşüm hedeflendiğine dair gelen açıklamalar Anayasanın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmek ya da kaldırılmak istendiğine dair güçlü işaretlerdir.
AKP’nin Anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirmeye ya da kaldırmaya teşebbüs etmesi yeni anayasanın hazırlanması konusunda bir uzlaşmayı kesin olarak imkansız kılacaktır. Çünkü, öncelikle MHP, tüm varlığıyla buna karşı çıkacaktır. CHP’nin yeni yönetimi uzlaşmak istese bile parti içinden yükselecek güçlü itirazlar CHP’nin de uzlaşmaya yanaşmasını önleyecektir. AKP, CHP ve MHP ile uzlaşma sağlayamayınca ya BDP ile uzlaşmayı deneyecek, ya da kendi hazırladığı bir anayasa taslağını 12 Eylül referandumunda olduğu gibi tek başına kabul ettirmeye çalışacaktır.
AKP’nin  BDP ile uzlaşarak yeni anayasayı yapmaya kalkışması Türkiye’nin kesin olarak ikiye bölünmesine yol açacaktır. Bu bölünme Allah korusun, bir iç savaşa kadar varabilecektir. AKP’nin kendi hazırladığı anayasa taslağını  tek başına halkoylaması yoluyla kabul ettirmeye çalışması da ülkenin ve milletin yararına olmayacaktır. AKP’nin anayasa taslağı halkoylamasında kabul edilse bile muhalefet bunu kesinlikle kabul etmeyecek, endişem odur ki sokağa dökülecektir. Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi, Türkiye’nin  Mısır ve Suriye’den çok daha kötü  bir kaosa yuvarlanmasına yol açabilecektir.
Yukarıda açıkladığım riskler sebebiyle ülkemizde barışın, istikrarın korunabilmesi için AKP’nin devleti dönüştürme iddialarından vazgeçerek CHP ve MHP ile uzlaşma araması en akıllıca yoldur. Bunun gerçekleşebilmesi için de AKP’ye oy veren vatandaşlarımızın aşağıdan yukarıya doğru baskı uygulamaları memleket ve milletin hayrı için elzemdir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!