“Badü’l harabü’l Basra” diye bir söz vardır. Bunu yaşıtım olanlar iyi bilir. Gençler ise, her zamanki gibi, klavyeleri yardımıyla ne anlama geldiğini çarçabuk öğrenebilirler… Ben gene de bu dediklerimin dışında kalabileceklere açıklayayım… “Basra harap olduktan sonra” anlamına gelen bir sözdür… Bunun amiyane karşılığı, “Bayram geçtikten sonra, kınayı götür geri ver“dir… Şu an ki durumumuz yakılmış, yıkılmış Basra’yı seyrediyoruz… Kınalar da parmaklarımız arasından kayıp gidiyor… Mecburi bir ilave baskıda buluşmanın anlaşılmaz duygularıyla, hepinize merhabalar…
Bir seneyi aşkındır, TV’lerden dinlediğim her uzman 14-28 gün arasında tam kapanmanın gerekli olduğunu söyledi durdu… Efendimiz Hazretleri, bunları “Anlatsın Ali Ağam, dinlesin yanımdakiler” mantığıyla değerlendirdi… Bu yaklaşım, şu ana kadar 40 bin kayba sebebiyet verdi… Bu da şimdilik… Üstelik TUİK doğruluğunda… Peki bunların hesabını kim verecek? Bir deprem oluyor, 180-200 kişi ölüyor, matemlere, ağırlaştırılmış yayınlara geçiyoruz, hesap soracak müteahhitler arıyoruz… Peki günde 350 kişi ölüyor ne yapıyoruz… Sadece “-ecek, -acak” Bir de utanmadan, dünyanın iyileri arasındayız diye caka satıyoruz… Çıta gittikçe yükseliyor… 40-50 arasından 30-40 arasına hatta, 18-30 arasına indik, ama aşı yok… Bir de olsa…… Mart’ta 50 milyon, daha sonra Nisan da 100 milyon aşı geldi, herkesi aşıladık, şimdi de Ruslarla anlaştık, Suputnik, Türkiye’de üretilecek… Bu “-cek, -cak” daha kaç ay idare edecek hep birlikte göreceğiz… Yalana bir başladınız mı gerisi çuvalla gelir… Hepsi de birbirini doğurur… Sonun da “Yalancı Çoban” olursunuz… Tam kapanma adındaki, komikliği incelediğimde, değişen bir şeyin olmadığını gördüm. Gene aynı meslek grupları dışarda. Eline uyduruk bir kâğıt alabilen de çıkacak… Bu tip belgelerin nasıl elde edildiğini benim bütün vatandaşlarım bilir, ayrıyeten, falan Parti’nin İlçe teşkilatına gitmeye gerek yok… Bir sene önce yazdığım yazının arkasındayım… Mümkün olduğu kadar -cek, -cak oyalamasıyla yaza ulaşılacak… Yetiştirilmeye çalışılan yerli aşı ile nokta konulacak… 17 Mayıs olayının altında yatan gerçek, yeni turizm sezonunu riske atmamak… Bu paralar, cari açık için elzem. Ruslar gelmiyor, bir bakıma da iyi oldu… Çünkü, gelen Ruslar, parasız gelip, buradan çanta dolusu dolarlarla dönüyorlar… Türk erkeklerinin misafirperverliği ve de töremizde ki “Diş kirası” sistemi olduğu sürece bu olay artan hızla devam eder… Mühim olan Avrupalı turist… Onlar da bu vakaları görünce uğramazlar… Şimdi anladınız mı niye kapandık…
Hangi geri zekalıya nasip olur derken, Biden sahip çıktı. Elindeki, altın yumurtlayan tavuğu kesti… Çok altın derken, 2-3 parça kanlı et, elinde kaldı… Yakın çevrem bilir her 24 Nisan öncesi dua ederdim “İnşallah bu sefer yanılırlar” diye. Şimdiye kadar “Soykırım” yerine, yakın laflar kullanarak, bizden almadıkları taviz kalmazdı… Hiç yanılmadılar yani altın yumurtlayan tavuğa, gözleri gibi baktılar, ta ki Biden’e kadar… Sağ ol, dost. Bizi kurtardın, senin de elinde koz kalmadı… Gene yakın dostlarım bilir. Hep demişimdir, içeriye anlatmanın bir faydası yok, Mine Kırıkkanat’ı bile inandıramadık ki gitti, özür belgesini imzaladı. Bu yüzden, onlar gibi yapmalıyız… Her Parlamentoya karargâh kuruyorlar… Netice almadan da pes etmiyorlar… Şimdiye kadar tek Japonya’yı kandıramadılar… Gerekirse, en tanınmış starları kiralayıp filimler yapmalıyız. Ücretsiz katliam turları düzenlemeliyiz. Sponsor olup, yarışma programlarında sorular oluşturmalıyız…vs vs… Bu örtülü ödenek ne işe yarar? Arda denilen adama (!) THY sponsor oldu. Bütün parası verilerek Barca’ya transfer oldu… Sonra da parası tarafımızdan ödenen futbolcuyu İBB Halk ekmek aldı, Başakşehir’e verdi… Sırf bu parayla bile çok şeyler yapılabilirdi…
Evde kalacağımız vakitler artacak. Bu da çok TV demek… Ara sıra zaplamalarımda, gözüme takılanları paylaşarak, en azından biraz tebessüm ile finali yapalım… Yahu, ekipte de mi bilen kimse yok…Üç film seyrettim. Üçünde de sabah ezanı okunuyor ama, hava aydınlık… Külkedisini görseniz şaşarsınız… Gözler boyalı saç yapılı, güzellikleriyle meşhur (!) ablalarının saçı bile taralı değil… Battalgazi filminde çok güldüm… Bizanslı sevgilisinin parmakları ojeliydi… Geçenlerde Arka Sokaklar dizisinde gözüme takıldı… Olay Doğu’da geçiyor ve terör bağlantılı… Boş arazide durumu kurtarmaya çalışmışlar ama, arkadan geçen İETT otobüsünü hiçbiri görmemiş… Daha çok ta zaman zaman paylaşırım. Şimdilik ilave baskının sonuna geldik… Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…
