Yeni bir araştırmaya göre vardiyalı çalışanların kalp hastalıklarından mustarip olma riski, çalışma saatleri düzenli olanlara kıyasla daha yüksek olduğu ileri sürüldü.
Avrupa Kardiyoloji Derneği’nden araştırmacılar, sirkadiyen ritimdeki yanlış hizalamaya, yani bireylerin “sosyal saati” ve “biyolojik saati” arasındaki farka odaklandı.
Lizbon Üniversitesi’nden ve çalışmanın yazarlarından Dr.Gamboa Madeira, bunu şöyle açıklıyor:
“Sirkadiyen yanlış hizalanma, vücudunuzun istediği şeyle (örneğin, 10.00’da uykuya dalmak) sosyal yükümlülüklerinizin gerektirdiği şeyler (örneğin gece yarısına kadar çalışmak) arasında uyumsuzluk olduğu anlamına gelir.”
Sosyal ve biyolojik saati birbiriyle uyumlu olmayan kişiler, günlük hayatlarında genellikle yorgunluk çekiyor. Uzmanlar bu duruma “sosyal jetlag” ismini veriyor.
Bilim insanları bu uyumsuzluğun sağlık üzerindeki etkilerini anlamak için vardiyalı çalışan depo işçilerdeki kardiyovasküler hastalık riskini inceledi.
Araştırmacı ekibi, günün 24 saati açık olan bir perakende satış noktasının deposunda çalışan 301 kişiyle görüştü.
Depodaki personel, üç farklı vardiya halinde çalışıyordu. İlk vardiya 06:00 ve 15:00 arasında, ikinci vardiya 15:00 ve gece yarısı arasında, üçüncü vardiya ise 21:00 ve 06:00 arasındaydı.
İşçilerin yüzde 59’u, yaklaşık iki saat kadar sosyal jetlag’e maruz kalıyordu. Yüzde 33’ü jetlag’e 2 ila 4 saat maruz kalırken ve yüzde 8’inde bu süre 4 saatten fazlaydı.
Bireylerin tıbbi durumunu inceleyen araştırmacılar, daha yüksek sosyal jetlag düzeyini, yüksek kardiyovasküler riskteki artışla ilişkilendirdi.
Bulgular, bireylerin “yüksek kardiyovasküler risk altında” diye sınıflandırılma olasılığının, fazladan her sosyal jetlag saati için yüzde 31 oranında arttığını ortaya koydu.
Dr. Madeira, “Bu bulgular, yanlış hizalamanın vardiyalı çalışmayla olumsuz sağlık sonuçları arasındaki ilişkiyi en azından kısmen açıklayabileceğine dair artan sayıda kanıta bir yenisini ekledi” diye konuştu.
Kaynak : Şark’ul Avsat
