İsmet Paşa; “Beynelmilel İtibar Montrö Boğazlar Sözleşmesi!”

İsmet Paşa;

Türk Hükümeti’ni Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne taşıyan süreç, Avrupa’nın 1929 ve sonrasında yaşadığı ekonomik buhran, Avrupa ülkelerinin ekonomik sorunlarla saldırgan bir politika izlemeye başlamış olması ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Avrupa’nın ve dahi dünyanın yeni bir savaşa sürüklendiğini görmesi Lozan Boğazlar Sözleşmesi’nde bölgenin güvenliğini sağlayacağını düşündüğü Milletler Cemiyeti’nin yetersiz kalması oldu.

MİLLETLER CEMİYETİ’NİN BOĞAZLAR BÖLGESİNİ KORUYACAĞINA İLİŞKİN İNANÇ AZALDI

Türkiye’nin milletlerarası işbirliği ve kolektif barış çabalarına katılması 1928’de Silahsızlanma Konferansı’nın hazırlık komisyonu çalışmalarına davet edilmesiyle başlamıştır.

Bu komisyon çalışmalarına Sovyet Rusya Dışişleri Bakanı Litvinov, Türkiye Cumhuriyeti’nin dünya siyasetinde oynamakta olduğu mühim rol ve coğrafya vaziyetine binaen Türkiye’nin de davet edilmesini istemiş ve teklif kabul edilerek Türkiye, Mart 1928’de komisyon çalışmalarına davet edilmiştir. Komisyonda Sovyet Rusya, tüm silahların ilgasını istemiş ve Türkiye bu talebe destek vermiştir.

1932’de Silahsızlanma Konferansı’nda Rusya, tam silahsızlanmada ısrar ettiğinde destekleyen tek ülke Türkiye olmuştur. (Türkiye Milletler Cemiyeti’nin Lozan Boğazlar Sözleşmesi’ne istinaden bölgeyi güvende tutacağına ilişkin inancını yitirmiştir.)

Türkiye aynı yıl 1932’de Milletler Cemiyeti’ne katılmakla milletlerarası işbirliğine tam anlamıyla katılmıştır. Ancak bu yıla kadar Türkiye de Sovyetler Birliği gibi Milletler Cemiyeti’ne dikkatle yaklaşmaktadır.

Japonya, Mançurya’ya saldırmış Milletler Cemiyeti hiçbir şey yapamamıştır. Silahsızlanma çabaları sürüncemededir, ekonomik buhranla saldırganlaşan Avrupa ülkeleri yeni bir dünya savaşının eşiğindedir.

Türkiye 1933’te demilitarizasyon talebinde bulunmuş ancak Silahsızlanma Konferansı’nda bu konu silahsızlanma meselesi ile doğrudan ilgili bulunmayarak kabul edilmemiştir.

Türkiye bu konunun 1935’te yeniden üzerine gitmiştir.

EKONOMİK BUHRAN VE SALDIRGANLAŞAN AVRUPA

Avrupa’da 1929’da başlayan buhrana kadar özellikle üretimin büyük bir bölümü krediler yoluyla finanse ediliyordu. Bu krediler de karşılıklı güvene dayanıyordu.

1929 yılı Ekiminde Avrupa’da özellikle hisse senedi borslarında baş gösteren ekonomik buhranın genele yayılmasıyla ABD ilk olarak Almanya’ya verdiği kredileri durdurdu. Almanya bu krediler ile Fransa ve İngiltere’ye tamirat borcunu ödüyor, bu ülkeler de Almanya’dan aldıkları para ile ABD’ne savaş borçlarını ödüyorlardı.

ABD’nin krediyi durdurması ile dengeler bozuldu. Alman endüstrisi çöktü ve çözümü Avusturya ile gümrük birliği anlaşması yapmakta aradı. Ancak bu da Versay Anlaşması hükümlerine aykırı idi.

Son olarak Viyana’daki Credit Anstalt Bank 1931 yılında iflas etti ve uluslararası ödemeler mekanizması koptu. Almanya, diğer Avrupa ülkeleri ve İngiltere’de zincirleme iflaslar yaşandı.

Buhranı fırsat bilen Hitler, Almanya’da iktidardaki Hindenburg’un önerisiyle Reichstag’ın en güçlü partisi Nasyonel Sosyalist önderi olarak Şansölye oldu.

SALDIRGANLAŞAN AVRUPA

Almanya, Avusturya’yı ilhak ve Almanca konuşan bölgeleri işgal fikrini, İngiltere’nin Wilson ilkeleri ( etnik ve dil bakımından bir ulusun üyelerinin tek bir ulus-devlet içinde yaşaması ) sebebiyle karşı çıkmayan tavrını kullanarak saldırgan bir politika izliyordu.

Ancak Almanya’ya karşı yatıştırıcı bir politika izlemeye çalışan İngiltere bir yandan da Almanya’nın deniz silahlanmasından çekiniyordu.

Bu sebeple İngiltere ile Almanya arasında anlaşma yapıldı. Buna göre Almanya deniz gücünü en çok İngiltere’ninkinin % 35’ine kadar yükseltebilecekti. Buna karşılık Almanya da denizaltı üretebilecekti.

AKDENİZ’DEKİ TEHLİKE İTALYA

İtalya Akdeniz’de bir tehdit oluşturacak halde Habeşistan’ı işgal etmiştir. Habeşistan’ın işgal edilmesindeki sebep, İtalya’nın ham madde arayışında olması ve bölgede güçlenen Habeşistan’ın Eritre ve İtalya Somalisi üzerinde etkinlik kurmak istemesiydi.

Akdeniz ülkeleri Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya, İtalya’nın işgalci tavrından tedirgin oldular. Bu ülkeler İtalya önünde bent oluşturabilmek adına İngiltere ile ilişki kurdular.

MONTRÖ’YE GİDEN YOL…

 TÜRK HÜKÜMETİ LOZAN’IN TADİLİNİ İSTİYOR

Türk Hükümeti, 20‘li yılların şartlarında kabul etmek zorunda kaldığı Lozan Boğazlar Sözleşmesi Antlaşması’nda değişiklik talep etmek için Avrupa’da zeminin hazır olduğunun farkındaydı.

Buhran sonrası Avrupa’da şartlar değişmişti, 1933’te talep edilen demilitarizasyon Silahsızlanma Konferansı’nda silahsızlanma meselesi ile doğrudan ilgili bulunmayarak reddedilmişti.

Ardından İtalya Habeşistan’a girmiş, Almanya Ren bölgesi’ni ilhak etmiş, Japonya Milletler Cemiyeti’ni terk etmiş ve Avusturya Saint Germain Antlaşması’nı ihlal ederek Nisan 1936’da mecburi askerlik ihdas etmişti.

Türk Hükümeti’nin güvenliğini Lozan Boğazlar Sözleşmesi ile koruması artık mümkün görünmüyordu.

Türk Hükümeti ısrarını sürdürmüş ve Sovyetler ile kurduğu ittifakta Sovyetler’in de desteği ile bu kez Lozan’ın tadilini talep etmişti.

Hukuki prensipte Türkiye’nin dayanağı REBUS SIC STANDIBUS (Şartlar değişmiştir) prensibi oldu.

Türkiye’nin bu saldırgan dünya politikasında çözümü hukuki zeminde arayışı zafere giden yolu açtı.

Türk Hükümeti Nisan 1936’da Lozan Boğazlar Sözleşmesi’ne taraf ülkelere birer nota göndererek sözleşmenin tadilini istedi. İngiltere olumlu karşıladı.

Fransa, Versay’ın devamını istese de Rusya ile yakınlaşması sebebiyle karşı çıkmadı.

Sovyetler ise Karadeniz’e kıyısı bulunduğundan en başından antlaşmanın tadiline olumlu bakıyordu.

Bulgaristan da Neuilly Antlaşması’nın da tadiline yol açar ümidiyle destek veriyordu.

1936 Temmuzunda İtalya dışında Türkiye, Bulgaristan, Fransa, İngiltere, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Yunanistan tarafından İsviçre’de imzalanan Montrö Sözleşmesi 20 yıllık bir süre hayata geçti ve süre sona ermeden 2 yıl önce taraflar başvuruda bulunmadığından 2 yıl daha uzatılarak günümüze kadar geldi.

BEYNELMİLEL İTİBAR MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ

Başvekil İsmet İnönü Montrö Antlaşması’nın Türkiye’nin milletlerarası alanda itibarını nasıl yükselttiğini şu sözlerle ifade ediyordu;

“Arkadaşlar, beynelmilel muahedelerin her biri bir devrim ifadesidir. Denilebilir ki, yeni Boğazlar mukavelesi 923’ten beri yeni Türk Devletinin siyasetini ve varlığını gösteren bir vesikadır. Bu varlık, her şeyden evvel kudret ifade eder. Atatürk rejiminin Türk Milletine bu kadar az zaman zarfında her sahada temin ettiği kuvvet, kudret, itibar beynelmilel bir sahada tasdik edilmiş oluyor!”

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ NEDİR, NE DEĞİLDİR?

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre,

  • Savaş zamanı Türkiye tarafsız ise, ticaret gemilerine barış zamanı şartları içinde serbest geçiş tanındı. (m.4)
  • Türkiye muharip ise Türkiye ile savaşan bir ülkeye ait olmayan ticaret gemileri, düşmana yardımcı olmamak kaydıyla Boğazlarda geçiş ve seyrisefer serbestisinden müstefit olacaklar. (m.5)
  • Savaş gemilerinde ise Karadeniz’e sahili olan ve olamayan devletlerin tonilato sınırları farklı farklı belirtilmiştir. (Madde 11,12 ve 14.)
  • Türkiye savaş durumunda tarafsız ise tüm tarafların savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi yasaklanacaktır.
  • Türkiye savaş durumunda muharip ise tüm savaş gemilerinin geçişi Türk Hükümetinin onayına bağlıdır. (m.20)
  • Türkiye kendisine yakın bir savaş tehdidi görürse savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi yine Türk Hükümetinin onayına bağlı olacaktır. (m.21)

Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye, “Akdeniz’e iniş yolu da olan Boğazların barış kilidi”dir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye, “En stratejik su yollarından birinin hâkimidir.”

 

 

KAYNAKÇA

Oral Sander, “Siyasi Tarih 1918-1994” , İmge Kitabevi Yayınları, 2003,Ankara

Prof. Dr. Fahir Armoğlu, “20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914-1980” , Türkiye İş Bankası Yayınları, 1983, Ankara

Prof. Dr. Mehmet Gönlübol ve Dr. Cem Sar, “Atatürk ve Türkiye’nin Dış Politikası 1919-1938” , Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, 1997, Ankara

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!