Bugün Nisan’ın dördü… Türk siyasi tarihine acı olarak geçecek günlerden biri… Mustafa Kemal ATATÜRK’ten sonraki en karizmatik Lider Sn. Alparslan Türkeş’in ölüm yıldönümü… TRT kayıtların da bellidir. Rahmetli olmasa idi, o gün stüdyo konuğum olacaktı… Nasıl ATATÜRK’ten sonra gelenler onu daha çok aramamıza sebep olduysa, aynı şekilde Türkeş sonrası da kıymetini daha iyi anlamamıza vesile oldu… Yuvasını, bize emanet ettiği Parti’yi işgalden kurtarana kadar mücadelemiz devam edecek… Ancak o zaman gönül huzuruyla; arada bir, gittiğimiz Beşevler Kabristanında Fatihamızı, Yasin-i Şerifimizi okuyabiliriz… Hepinize Merhabalar can dostlarım…
Herkesin tahmin ettiği gibi AKP ve yavrusu MHP Kongreleri bittikten sonra, askıya alınan Corona haritası devreye girdi ve nur topu gibi yasaklarımıza kavuştuk… Pek de umulanın sağlanamadığı, basit bir iki imaj operasyonu için bu kadar riske gerek var mıydı, muhasebesini sizler yapın… Sakın unutmayın, onlar için sizin en ufak bir kıymetiniz yok… Sadece oy verirken lâzımsınız… Onu da zaten “Müslüman” oldukları için yapıyorsunuz… Her otorite, bir yıldır “14 günlük tam kapanma” isterken sürekli yarım yamalak, göstermelik tedbirlerle geçiştirip, beşli müteahhitlere bola saça aktarılacak paraların 3-5 krş. unu size vermemek için yıllarımız heba ediliyor… Bu arada neredeyse gene tezgâha düşmek üzeresiniz, hatta düştünüz bile… İktidar, sünnet olan teravih namazları üzerinden sizi kendi alanına çekip, hedef kitlelerine mesaj vermek istiyor… Sazan gibi atlayacağınıza eminin… Kafeler, Lokantalar kapalı iken, lebalep teravih namazları cinayettir diye mutlaka ortaya çıkacaksınız… Onlar da hemen harekete geçip, başta ablalar vasıtasıyla kapı kapı dolaşarak “Bunlar namaza karşı” diyecekler. İki adım sonra “camiler depo yapıldı, ahır yapıldı” vs. anladınız mı? Size ne teravihten. Gitmezsiniz veya evde kılarsınız olur… Adamlar, kandırdıkları hedef kitlelerini düşünmüyor da size ne oluyor… Hatta parti sözcülerine tavsiyem. Teşvik etsinler… “Allah inananları korur. Herkes gitsin” gibilerden rüzgârı terse çevirin…
Yahu, bakın Allah adı veriyorum… Yapmayın lütfen… Aile sağlığı merkezi önleri, olmayan aşı için randevu verilenlerle dolu… Siz hala çıkmış, “Aşı seçme” hakkından bahsediyorsunuz… Bu ülkede azami %40’ı bulan sadece sizin seçmeniniz yok… %60 da aklı başında, biat kültürü dışında, aklını sakallı bir soytarıya teslim etmemiş kimseler de var… Bankalar mesaj yollarken ne yapıyor… “Ödeme yaptıysanız, bu mesajı dikkate almayın” diyorlar… Siz de ne olur, bari buna benzer bir yol izleyin… Misal: “Gerçek Müslümanlar, kaale almasın” diyebilirsiniz. Çok mu şey istedik…
Merkez Bankası Başkanı görevden alındı. Bir gece de %15 fakirleştik… Sıcağı soğumadan yardımcısı da alındı. %5 daha fakirleştik… Önemli bir dostumun yaklaşımını paylaşmak istiyorum. Bana çok ilginç geldi… Basın Mensubu haber kaynağını açıklamak zorun da değildir. Bu yüzden bende saklı kalmasını tercih ediyorum… İktidar, seçimin zorunlu olacağını biliyor. Gideceğini de biliyor… Gitmemesi çok zayıf ihtimal… Sadece Kripto AKP’liler sayesinde olabilir… O da aşırı gayretleri ve yandaşlarının vurdumduymazlığı birleşirse… Bu yüzden ne pahasına olursa olsun, kazanın dibini sıyırmaya yöneldiler… Her operasyon yandaşlara önceden bildiriliyor. Dolarlar depolanıyor 2-3 saat içinde fırlayan fiyatlar üzerinden satılıyor… Bu iş için bazen bir tekeden 2-3 post çıkarılıyor… Misal: Başkan ile Yardımcısı aynı anda alınamaz mıydı? Alınmadı… Anladınız mı olayı… Zannetmiyorum ama mantıklı… Bırakın Türkiye’yi, dünyada bile gelmiş geçmiş, tüm zamanların en dürüst lideri olarak bilinen kişinin böyle bir şeyi akından bile geçirebileceğine inanamam… Dostuma saygı gereği paylaştım, o kadar…
Emine Hanımefendi, Beni her geçen gün, kendisine daha da hayran bırakıyor… Yüzündeki nura, parıltıya bakın anlarsınız… Kocası için aynı şeyi diyemeyeceğim… Her geçen gün nur kaybı devam ediyor… Gözüm önüne sanki koyu bir karartı geliyor… Keşke, kalp gözü açık birini tanısam da sorsam ne gördüğünü… Geçtiğimiz gün BM’in ilgili kuruluşu “Sıfır Atık” konusunda ödül verdi… Emine Hanım, çok güzel bir konuşma irad eylediler… Promptersiz önlerindeki kâğıdı “Sıfır hatayla” okudular… Ülkemizin üstünde yıldız gibi parlamaya devam ediyorlar. Ah şu kocası olmasa , kim tutar onu…
Fırsat bu fırsat, yağma Hasan’ın böreğine saldıran saldırana… Cumhur İttifakının, oya kurşun attığı dönemde, Perinçek karısıyla birlikte kurduğu düşleri gerçekleştirmek için neler yapıyor neler… Yeni bir açıkgöz daha sahne aldı… %0,1-2 oyları olan Partilerin de iştahı kabardı… Parti demesek Gn. Bşk.larının desek daha doğru olur… Liberal Demokrat Parti de Cumhur İttifakına dahil oldu. Muhtemelen önümüzde ki seçim İstanbul’ dan seçilecek bir yere konur… Kendini ve sülalesini ömür boyu kurtarır… Bir Ülke düşünün… İşsizlik tepe yapmış… 200 kişilik yere 50 bin kişi başvuruyor 2500-3000 TL asgari ücret ülke ücreti olmuş… Böyle bir yerde 2 sene milletvekillik yapana , ömür boyu 15 bin TL. maaş ödeniyor, sınırsız implanta kadar, istedikleri özel ve resmi hastane de ücretsize kadar her imkâna kavuşuyorlar… Bütün bunlara karşılık, 25 sene çalışan EYT’liye maaş yok, açlığa ve hastalığa mahkûmlar… İsmini adaletten alanlara çok uygun bir durum değil mi…
Her neyse, kan tepeme çıkmaya başladı. En iyisi olayı gevşetip, sıvışmak… Yarın, Nisan’ın beşi… Atalar ne demiş. “Kork Avril’in (Nisan) beşinden, öküzü ayırır eşinden“. Eski takvimle ilgili son hatırlatmamı da yapayım. Tek tereddüttüm var acaba +13 ilave edilecek miydi… Hepiniz Allah’ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…