Yaklaşık 700 bin Suriyeli’ye ev sahipliği yapan Gaziantep’te her ay onlarca Suriyeli bebeğin ya doğmadan ya da doğduktan sonra yaşamını yitirdiği öğrenildi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nün paylaştığı defin listesinden alınan verilere göre 2021 yılının ilk 3 ayında 0-1 yaş aralığındaki 130 Suriyeli bebeğin yaşamını yitirdiği belirtildi.
TÜİK Gaziantep Bölge Müdürlüğü verilerine göre, geçen yıla oranla 2019 yılında Gaziantep’in bebek ölüm hızında artma olduğu, rakamlarla 2018 yılında binde 15,4 iken 2019 yılında bebek ölüm hızının binde 16,2’ye yükseldiği gözlendi. Gaziantep’te 2019 yılında 681 bebek 1 yaşını doldurmadan öldü. Böylelikle gerçekleşen ölümlerin %8,3’ünü sıfır yaşındaki bebekler oluşturdu. Bin canlı doğum başına düşen bebek ölümü sayısı Gaziantep için binde 16,2 olurken, bu oranla Gaziantep tüm iller içinde bebek ölüm hızının en yüksek olduğu il oldu. 2020 yılı Ocak ayından beri Gaziantep’te yaşanan bebek ölümlerinin düşmediği, aksine arttığı, yaşanan bebek ölümlerinin yarıdan fazlasının ise Suriyeliler’e ait olduğu kaydedildi.
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Ayşegül Ateş Tarla konuya ilişkin verdiği bit röportajda, önüne geçilemeyen bebek ölüm nedenlerinin araştırılması için komisyon kurulması gerektiğini belirterek, “Gaziantep’teki bebek ölüm oranı Türkiye geneli orana göre çok yüksek. Bu oran içerisinde Suriyeli mülteci bebek ölümlerine baktığımız zaman bu durumun hiçbir zaman istatistiklere girmediğini fark ettik. Savaşın onuncu yılına giriyoruz, anne ölümleri, bebek ölümleri ve bakımları noktasında koruyucu hizmetlere önem vermemiz gerekirken aslında bunların hiçbir şekilde komisyonlarda irdelenmediğini görüyoruz. Bu çok ciddi bir sorun” dedi.
BEBEK ÖLÜMLERİ ERKEN YAŞTA EVLİLİKTEN OLABİLİR
Bebek ölümlerinin önüne geçmek için hastaneler kurmanın yeterli olmadığını vurgulayan Dr. Ateş Tarla, “Kentimizde Göçmen Sağlığı Merkezlerimiz var, bunların artık Aile Sağlığı Merkezleri statüsünde çalışacağı söyleniyor. Bebek ölümleri nedenleri arasında erken yaşta evlilik, annenin doğum aralıklarının sık olması, ya da doğum öncesi ve sonrası bakımların yerine getirilmemesi gibi durumların yanı sıra, doğumlar hastanelerde mi daha çok gerçekleşiyor yoksa evde kayıt dışı doğum mu yapılıyor bunların araştırılması gerekiyor. Aynı zamanda gebelik önleyici hizmetlere mülteci aileler ulaşabiliyor mu, gebelik kontrolünü nasıl gerçekleştiriyorlar? Bütün bu konularda herhangi bir araştırma ya da veri olmadığını görüyoruz. Bebek ölüm hızı oranını düşürmek için sadece hastaneler kurmak yeterli değildir. Bu bir ekip işidir. Koruyucu hekimlik ve koruyucu tedavi ile birlikte bir sağlık politikasıdır. Çözümler uzun vadeli planlanmalıdır. Suriyeli mülteci bebekler doğdukları zaman kayıt altına alınmalıdır, öldüklerinde ise bir sayı olarak değil, neden öldükleri noktasında gerekli araştırmaların yapılması ve tespit edilmesi gereklidir’’ diye konuştu.
Kaynak: Amerika’nın Sesi