İktidar on beş yıl sonucunda yorulma, tükenme ve bitme işaretleri veriyor.
Bunu fark eden AKP’nin tepe yönetimi, kadrolarına metal yorgunluğu ve profesyonel bozulma teşhisi koyarak, çözüm yolları arıyor.
Kudret elitleri kadrolarda yapılacak değişim ve dönüşüm sonucu metal yorgunluğun yok edileceğini düşünüyor.
Metal mi, mental mi?
İktidarda bir yorgunluk, bitiklik ve tükenmişlik olduğu doğrudur.
Ancak bunun metal mi, mental mi olduğu tartışılır!
Yorgunluk ya da tükenmişlik metal olsa bile tedaviye tabandan değil tepeden başlamak gerekmek mi?
AKP iktidarındaki asıl yorgunluk tepe yönetimindedir.
Hiçbir tahmini doğru çıkmayan, stratejik davranmayı bilmeyen, proaktif olamayan bir iktidar eliti ile Türkiye karşı karşıyadır.
Her başlattığı süreç başarısız olmuş, her kurduğu ilişki yanlış sonuçlar doğurmuş olan bir iktidar bunu yorgunlukla izah edemez!
Önce iktidar oligarklarına bazı sorular sormak gerekir.
Sorular… sorular… sorular!
- Altına başını koyduğunuz, uğruna baldıran zehiri içmeye hazır olduğunuz bir çözüm süreci projeniz neden başarısız oldu?
- “Çözümsüzlük çözüm değildir” sloganıyla başlattığınız, kabul edilmesi için her türlü adımı attığınız Annan Projesi neden iflas etti?
- Olmayacak duaya amin demek nasıl bir anlayışın ürünüdür?
- Aynı menzile birlikte yürüdüğünüzü söylediğiniz, her istediğini verdiğiniz, mezardakileri birlikte kaldırıp oy kullandırdıklarınız CIA’nın kontrölünde15 Temmuz hain darbe girişimine FETÖ’nün kalkışmasını önceden nasıl göremediniz?
- Mayınları söktüğünüz, ortak bakanlar kurulu toplantısı yapacak kadar ileri gittiğiniz Suriye sınırına duvar örme ihtiyacı neden duydunuz?
- Diyarbakır’da hep birlikte “megri megri” şarkıları okuttuğunuz, altına kırmızı halılar serdiğiniz Barzani ya da Salih Müslim’e neden söz geçiremediniz?
- Süleyman Şah Türbesini neden taşıdınız?
- Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren hemen her konuda stratejik körlüğe nasıl dücar oldunuz?
Bütün bu sorulara iktidar yetkililerin verilecek isabetli cevapları yoktur.
Çünkü ülkenin tepesinde bulunan kudret elitleri gerçek anlamda metal değil mental yorgunluk yaşıyor!
Sorun ‘işi doğru yapmak’ değil ‘doğru iş’ yapmaktır.
Yanlış bir işin, çok doğru yapılması yanlışa hizmet etmekten başka bir sonuç doğurmaz!
Yeni bir siyasi harekete ihtiyaç var mıdır?
Bunca milli meselede yanılan ya da yanıltılan siyasi partinin hala alternatifsiz olması Türk siyaseti adına utanç verici bir durumdur.
Bu durum sürdürülebilir değildir.
Doğada olduğu gibi siyasette de her hareketin zamanı gelince bir başka dinç ve diri siyasi bir hareketle yerini değiştirmesi, değişmez yasadır.
Pareto, bunu şöyle açıklar; “elitler veya seçkinler grubu bir azınlık aristokrasisidir.
Her elit grup, kısa veya uzun bir süre sonra tarih sahnesinden silinecektir.
Bunun sebebi, elit grubunun yükselmesini sağlayan niteliklerin zamanla kaybolmasıdır”.
Siyasi aktörler aldıkları rollerin değil; kafalarının ya da gönüllerinin büyüklüğüne göre kimi büyük kimi küçük izler bırakarak eninde sonunda siyaset arenasını terk ederler.
Dönüşüm ve değişim yasalarının içinde en gerçekçi olanı budur.
Şımarık iktidar, güdümlü muhalefet!
AKP’nin yükselmesini ya da iktidar olmasını sağlayan siyasi ortam ve şartlar 2017 Türkiye’sinde büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.
Halk başka alternatif göremediğinden kendisini mevcut iktidara mahkûm hissetmektedir.
AKP’nin %50’ye yakın halktan oy almasının nedeni mevcut muhalefet partilerinin halka güven vermemesindendir.
Gelinen aşamada AKP, halka vereceğini vermis, alacağını almış bir siyasi çıkarlar gurubudur.
Bugün için AKP iktidarının terbiye edilmesi acil ihtiyaçtır.
Türk milleti her konuda yanılan/yanıltılan, kanan/kandırılan bir iktidarı hak etmiyor.
Yeni bir siyasi parti, bir taraftan şımarık iktidarı, diğer taraftan güdümlü muhalefeti hem terbiye edecek hem de kendilerine gelmelerini sağlayacaktır!