Şubat Ayı da bitmek üzere. İkinci Cemre de bugün suya düşüyor. Geçen Hafta havaya düşmüştü. Aman dikkat, bu nesil Cemreler epey sakar. Havadan suya düşerken, rota hatası yapabilirler. Siz her ihtimale karşı su kenarların da fazla dolaşmayın… Ondan sonra adımız çıkacak. Edip Ören’in okurlarının saçlarına “Cemre” düşmüş diye… İlk başta, okul ve sınıf arkadaşlarım tedbirsiz davranıp bu ak düşmeden çok etkilendiler ama merak etmesinler. Bizim gözümüzde daha değerli oldular. Hepsi de ülkemizin müstesna “Aksakal“ları arasına girdiler…
Şaka-mavra da bir yere kadar. Gelelim konularımıza… Mart başından itibaren, bölgesel değerlendirmelere göre, Corona kısıtlama ve tedbirlerinin kaldırılacağı söyleniyor… Bu olayı biraz değerlendirelim mi…
- Bizim verilerimiz ve rakamlarımız, neredeyse doğruluk oranı sıfır olan neticeler…
- Bu gerçeği bilerek, nihai tespitleri nasıl yapacağız ve ne denli güveneceğiz?
- Bu işlere her zaman olduğu gibi, siyaset müdahale edebilir mi? Mesela en yüksek verilere ulaşan Rize ve Trabzon, her ne hikmetse, lebalep dolu salonlara, parti kongrelerine rağmen birkaç gün içinde vaka liderliğini Bilecik’e, Uşak’a, Çanakkale’ye kaptıracak mı?
- Diyelim ki; mavi listeye ulaşan, Samsun’daki esnafa dükkanını açma izni verildi… O da gitti etini, peynirini, sütünü, meyvesini, sebzesini bolca aldı, dükkanına getirdi. Bir dahaki hafta, şehir turuncu oldu… Ona tekrar kapat mı denecek?
- Bu tespiti yapan yerel merciler, zaten şaibeli olan rakamları ne yönde etkileyecek?
- Ben Halep’te 10 arşın atlardım diyenin beyanı kabul edilecek mi? Avrupa bunun imkânsız olduğunu tespit ederek, turist dahil irtibatı askıya alacak. Biz hala “Onlardan iyi durumdayız” saçmalığını sürdürecek miyiz?
- Mesela, +65’e Ankara’da kısıtlama kalktı. Arkadaş İstanbul’a gidecek, arada Bolu’da yasaklar sürüyor. Garibim yolunu Eskişehir üzerinden mi tamamlayacak yoksa Bolu’da 3150 TL’sini verip geçecek mi? Bunları sonsuza kadar uzatabilirsiniz, gene de işin içinden çıkamazsınız…
Söylemek istiyorum ama hep de unutuyorum. Soğukların tepe yaptığı şu günlerde, sokak hayvanlarını unutmayalım… Kedicikler, köpekler çok zor şartlarda… Aslına bakarsanız ben kedilere daha çok merhamet duyuyorum. Çok şahsiyetli hayvanlar. Kedi sahibini kendi seçermiş… Köpek ise kim boynuna urganı geçirirse onu sahip bilirmiş… Neyse konuyu kapatalım, Millet öküz altında buzağı arıyor…
Gene aynı garabet gene aynı aymazlık… Gara planlandığı gibi başarılı olmasa da düşünüldüğü gibi içeriye malzeme oldu. 50-53 itin itlafı, sergilenen 8-10 mühimmat büyük başarının resmi olarak servis edildi… ABD hala on binlerce TIR olan sevkiyatının üzerine sevkiyatlara devam ediyor… Yakalanan silahlar, herhangi birinin şoför mahallini bile dolduramayacak kadar… Öldürülenler ise gene ABD’nin eğittiği 80 bin askerin yanında, umman da bir tas su… Her 3-5’ini itlaf için benim 16 şehidim olacaksa, bu işin başka bir yolu olmalı… Taşeronla değil, sahibi ile mutlaka görüşülmeli… Nasıl mı olacak. O da siyasetin işi… Yoksa sivrisinekleri tek tek öldürme yoluyla işin sonunu alamayız…ABD’nin ve yeni yönetiminin vakit kaybetmeden en kallavisinden bir “Eyyyy” alacağı var… Korkma, açıklarsa açıklasın mal varlığını. Nasıl olsa herkes biliyor. Peki inanıyor mu? Asla… Biz senin ne kadar dürüst olduğunu biliyoruz ya bu yeter… İsterlerse kel alaka “Falan yerde kuleleri var” desinler… Güler geçeriz, hem de ağzımızla değil…
Yukarda ki mevzuda en ufak bir şek ve şüphemiz yok ama başka bir konuda maalesef ters köşe olduk… Ben RTE’nin ne kadar nazik ne kadar kibar ne kadar çelebi adam olduğunu bilirdim ve bu konuda aksini düşünen çok kişi ile laf dalaşına girmişimdir… Gel gör ki şimdi kanaatlerimi dondurmak zorundayım… Şu meşhur Gara muhabbetleri sırasında Dersimliye “Terb……, yüzs… utan…” gibi laflar sarf etti, hem de bunu yayın yoluyla yaptı. Yetmedi 500 bin liralık hakaret davası da açtı… Eskiden ve hala, Ca-Ce ekrana çıktığında, çocukları başka odaya gönderiyorduk, şimdi kadroyu genişletmek zorundayız. Yeni neslin kötü laflarla büyümelerine mâni olmalıyız…
Askeri vesayetten kurtulmanın çok faydaları oldu. Eskiden holdingler ve şirketler, yönetim kurullarına mutlaka emekli bir paşa alıp, işlerin pürüzsüz yürümesini sağlarlardı. Şükürler olsun, o devir gerilerde kaldı. Maşallah, şimdi her şey sivillerin kontrolünde… Mesela, Bilal Oğlan’ın kayınpederi önemli bir inşaat şirketinin yönetim kurulunda… Mutlaka eski askerler, kuyruk acısından dolayı, muhteremi çok rahatsız ettiler ki, sosyal hesaplarına ulaşım engellendi…
Emine Hanımefendi, Emine Hanımefendi. Sen ne güzel ne harika bir insansın… Geçen gün, İklim-doğa toplantısında öyle bir konuştu ki Allah’tan en az 2028’e kadar ömür diledim… Onun 10 yıllık yönetimi kim bilir ne mükemmelliklere sahne olacak… Bilmeyenlere hatırlatayım… 2023’te Efendimizi tekrar seçeceğiz…2028’de üçüncü defa seçilme durumu yok… Peki ne olacak ülkenin hali. Hiç düşündünüz mü? Ben düşündüm ve kararımı verdim. 2028-2038 arası Hanımefendinin… Diğer türlü her yaklaşım, macera olur… Haddimi aşarak bir ikaz da bulunacağım… Hanımefendi konuşmalarında “Torunlar gerçek domatesin tadını unutacak” dedi… Ben Saray’da herşeyin organik ve doğal yollarla yetiştirildiğini biliyorum. Bu yüzden, müstesna Torun-u Âlileri için cism-i pâkini elemlere gark eylemesin, efendim…
Gelelim, kendimi eşşek yerine konmuş gibi hissetmemin sebebine… AK Sözcüler beyanat ve algı bombardımanına müracaat ettiler… Trabzon ve Rize kongreleri için, ateş ölçümleri HES sorgulamaları, maske ve mesafe kuralları uygulandığını söylediler… Beyler, esnaf da sizlerden aynı tedbirlerle açılma bekliyor. İnadınız niye… İşin içine Trabzon Sağlık İl Md.lüğü de dahil oldu. Hemen açıklama yapıldı. Ev ziyaretleri ve taziyeler yüzünden rekor oluşmuş… Haklılar, Türkiye’de taziye adeti olan yegâne il Trabzon ya…
Ruhsar ne yaptın sen? CHP milletvekilinin eline o belgeyi nasıl verirsin? Ağan “Kapanan yer yok hatta %20 ilave açılan var. Birileri bu yolla siyasi rant elde etmek istiyor” dedikten sonra niye 140 bin işyeri kapandı diye bilgi verirsin? Şükret bayansın. Yoksa sopa geliyordu…
Evet… Bu hafta da erteleme yok. Varsın gündemde siyaset te biraz beklesin. Biz yarın gene güzel bir nostalji turuna çıkalım… Konu belli değil… Gece yarısına kadar tekliflere açığım… Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…