Danıştay 6. Daire, doğal SİT alanlarında HES yapılmasına izin veren 69 sayılı ilke kararını iptal etti.
Danıştay 6. Daire, Mimarlar Odası ve Çevre Mühendisleri Odası’nın açtığı davada, doğal SİT alanlarında HES yapılmasına izin veren 69 sayılı ilke kararını iptal etti. Danıştay 6.Dairesi, “Doğal Sit Alanlarında Planlanan Hidroelektrik Santralleri (HES) Projelerinin Gerçekleştirilmesine Yönelik İlke Kararı”nın 3. maddesinin, 1. derece doğal sit alanlarıyla ilgili bölümü dışındaki kısmı ile 1., 2., 4., 5. ve 6. maddelerinin iptaline oy birliği ile karar verdi.
Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, ‘’ Yargı bu kararla birçok doğal SİT alanında ekolojik katliama açan HES yapımına dur demiştir. Doğal SİT alanlarında dereler artık özgür akacak’’ dedi.
Dereleri kelepçeleyen HES projeleri bir ekolojik katliamdır
Candan şöyle devam etti:
“Türkiye’nin her yanında AKP iktidarı döneminde Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 26.06.2003 tarih ve 25150 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra su varlıklarımız sermayeye peşkeş çekilmeye başlandı. 2003 yılından sonra derelerimiz üzerinde özel sektör tarafından yaklaşık 550’ye ulaşan HES projeleri yapıldı. Ruhsat alanlar ve inşaatı devam edenleri saymazsak bugün Türkiye’de Cumhuriyet tarihi boyunca 673 HES projesi bulunuyor. DSİ’nin 2020 Aralık verilerine göre bu projelerin 67’si DSi tarafından 616’sı özel sektör tarafından yapıldı. AKP iktidarı döneminde derelerimizin su kullanım hakkı özel sektöre peşkeş çekildi. Özel sektör tarafından yapılan dereler üzerindeki kelepçeler olan HES’lerin %88’i 2003 yılından sonra gerçekleşti ve doğal bir katliam yaşandı. Ankara’dan, Tunceli’ye, Bolu’dan Çorum’a, Karadeniz’in eşsiz doğasında, Alakır’da, ikizdere’de, Munzur’da, Rize Fındıklı’da Çağlayan Vadisinde doğal sit alanlarımızda, bu tahribattan nasibini aldı. Doğal SİT alanlarında belirli koşullarda HES yapılmasını öngören 69 sayılı ilke kararının meslek odalarımızın açtığı dava ile iptal edilmesi, derelerin kardeşliği için mücadele eden, barikatların önünde deresine suyuna toprağına doğasına sahip çıkan Melahat Teyzelerin, Metin Lokumcuların başarısıdır. Doğal varlıklarımızın korunmasında halkımızın direnişinin yanındayız.”
“Danıştay’ın Kaçak Sarayda, Munzur da ve HES’lerle ilgili arka arkaya verilen iptal kararları mücadelenin haklılığının göstergesidir”
‘’Danıştay’ın arka arkaya Kaçak Sarayı ilgilendiren 271 sayılı İlke kararında, Munzur Vadisi Peyzaj düzenlemesi iptal kararında ve Doğal sit alanlarındaki HES lerin yapımını iptal eden kararları umut verici ve mücadelenin haklılığının tescilidir’’ diyen Candan Danıştay 6. Dairesinin, karar gerekçesinde yer alan şu ifadelere dikkat çekerek şunları söyledi:
‘’İlke Kararı incelendiğinde; doğal sitlerde sit derecelerine/kategorilerine göre belirli şartlara bağlanmak suretiyle HES projelerine izin verilebileceğine ilişkin soyut belirlemeler içeren genel bir düzenleme yapıldığı görülmektedir. Ancak; doğal sit alanlarında hidroelektrik santral yapımı gibi, korunması gerekli doğal alana etki olasılığı yüksek olan bir tesise izin verilebilmesi için; her iznin; izin verilecek olan doğal sit özelinde ve kurulacak tesisin niteliği, büyüklüğü, kapasitesi, çevresel etkileri gibi kendine özgü özellikleri dikkate alınarak karara bağlanması, uluslararası yükümlülükler ile doğal sitlerin korunması amacı çerçevesinde zorunluluk arz etmektedir. Bilimsel temele dayalı karar alma bütünlüğünü sağlamak amacıyla çıkarıldığı belirtilen dava konusu İlke Kararının, doğal sitleri düzenleyen ve dava konusu İlke Kararına göre üst norm olan Çevre Kanunu, Milli Parklar Kanunu, Orman Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kara Avcılığı Kanunu, Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik ve Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik gibi doğal sitler ve doğal sitlerle kesişen alanların korunması yönünde düzenlemeler içeren mevzuat hükümlerinin ihmal edilmesi sonucunu doğuracağı ve bu durumun uygulamada önüne geçilemez sonuçların oluşmasına sebebiyet vereceği açıktır. Bu itibarla; doğal sit alanlarında HES projelerine izin verilebileceğine ilişkin soyut belirlemeler içeren genel bir düzenleme niteliğindeki dava konusu İlke Kararında konu ve maksat yönlerinden hukuka uyarlık görülmemiştir.Danıştay bir kez daha doğal sit alanlarımızda katliama dur demiştir.’’
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Basın Birimi