Partisinin TBMM’deki grup toplantısında, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan”Çağrıda bulunuyorum, gelin yeni anayasa tekliflerimizi yıl içinde hazırlamaya başlayalım ve tartışalım. Kimseyi dışarda bırakmadan bunları milletimizle paylaşalım” İfadelerini kullandı.
İşte Erdoğan’ın açıklamasından öne çıkanlar:
- TBMM’yi yeni ve tarihi bir görev daha bekliyor. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız MHP’nin de bu teklife olumlu bakmasıyla, inşallah Türkiye, tarihinde ilk defa sivil bir Anayasa hazırlama ve gerçek bir özgürlük ortamında milletin takdirine sunma şansına kavuşmuştur. Milli iradenin gücünü yansıtacak yeni Anayasamızın, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı için belirlediğimiz hedefleri taçlandıracağına inanıyorum.
- Hatırlarsanız, iktidarımızın ilk dönemlerinde vesayetin kanlı cinayet oyunlarından vesayet kurumlarının ve medyanın küstah meydan okumalarına kadar nice demokrasi ayıbıyla karşı karşıya kalmıştık. Adını utanmadan Cumhuriyet mitingleri koydukları gösterilerle, savcısından rektörüne kadar kendini devletin ve milletin üstünde gören nice kibir abidesinin saldırılarına şahit olduk. Demokrasiye ve milli iradeye alenen kast eden faşist zihniyetle yol yürümekten çekinmeyenlerin, siyaset kurumuna ve yüce Meclise nasıl ayar verme yarışına girdiklerini unutmadık.
- Partimize kapatma davası açıldığında, buna karşı omurgalı bir duruş sergilemek yerine dava dosyasına belge üretme peşine düşenleri de elbette unutmadık. Hatta daha ileri giderek söylüyorum, Türkiye son 7-8 yılda sınırlarının içinden ve dışından sayısız yeni işgal girişimiyle karşı karşıya kaldı. Terörün, teröristin, sinsiliğin, alçaklığın, riyakarlığın her türlüsünü yaşadık. Hamdolsun, bu ihanetlerin hepsi aziz milletimizin sinesine çarparak paramparça oldu. Bir yandan istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkarken diğer yandan sürekli sorun üreten yönetim sistemimizi de rehabilite etmek için çalıştık, çırpındık. Sonunda, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından Cumhur İttifakı olarak ülkemizi yeni bir yönetim sistemine kavuşturmayı başardık.
- Milletimizin reform gündemimize olan samimi ilgisi ve yüksek beklentisi, bizi yeni Anayasa hazırlama teklifimizi kamuoyuna sunma konusunda cesaretlendirmiştir. Anayasalar toplumun mümkünse tamamının desteğini almak mecburiyetindedir. Tüm kesimlerin kendilerini içinde bulabileceği bir formülle hazırlanmasıyla mümkün olur. Tercihimiz, tüm siyasi partilerimizin bu sürecin içinde yer almasıdır. Bunun için sonuna kadar samimi bir gayret göstereceğiz. Kimi siyasi partiler kendini sürecin dışında tutsa bile biz toplumun tüm kesimleri ile oturup konuşarak yeni anayasa çalışmalarının içinde olmalarını temin edeceğiz. Acele etmeden, her kesimle gereken istişareleri yaparak bir anayasa metni çıkartmalıyız. Bu öyle bir metin olsun ki Türkiye Cumhuriyeti’nin 150., 200’üncü yılları kutlanırken bu anayasa çalışması tarihi dönüm noktalarından biri olarak gösterilsin. Sayın Bahçeli’nin daha önceki açıklamaları ve dünkü sözlerini memnuniyetle karşıladım. Cumhur İttifakı olarak tam bir anlayış birliği içinde olduğumuzu görüyorum.
- Yakında kamuoyuyla paylaşacağımız İnsan Hakları Eylem Planımızda, diğer başlıkların yanı sıra yeni Anayasa meselesiyle ilgili de özet bir çerçeve ortaya koyacağız. Buradan siyasi partilerimize, akademisyenlerimize, üniversitelerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza, medya mensuplarımıza, velhasıl tüm fikir ve aksiyon insanlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin, hep birlikte yeni Anayasa konusundaki tekliflerimizi yıl içinde hazırlayalım ve tartışmaya başlayalım. Kimseyi dışarda bırakmadan bunları milletimizle paylaşalım. Cumhuriyetimizin 100. yılını darbe anayasası ile değil yeni bir sivil anayasa ile karşılayalım. Cumhur İttifakı olarak yeni anayasa çalışmalarına en yapıcı katkıyı sunmakta kararlıyız. Nihai karar milletimizin olacaktır.
- CHP içindeki sağduyulu kardeşlerime sesleniyorum. Şu andaki CHP Kuvayi Milliye CHP’si midir? Hayır. Amerika’dan ve Avrupa’dan demokrasi dilenen şu andaki CHP yıllarca emperyalistlere karşı yumruk sallayanların CHP’si midir? Millet tarafından seçilen vekillerini adeta pazara çıkartan CHP, yıllarca parti içi demokrasi ile övünenlerin CHP’si mi? Bu sorulara yanıt evet ise bizim için konu kapanmıştır. Ama hayır deniyorsa hatırlatmak da boynumuzun borcudur. CHP’nin başındaki zat yüzsüz bir yönetimi partisi ve ülkesine dayatıyor. Bu zatın aynı hezeyanları ısrarla tekrarlamasını izliyoruz. Vicdanı sızlamayan, siyasi ahlaktan nasipsiz bir adamcağız ile karşı karşıyayız. Yeni yönetim sistemimizde kabinenin nasıl kurulduğunu idrak edemeyen bu zat bakanların atama ile geldiğini söylüyor. Yeni sistemde bakanlar CHP Genel Başkanı gibi kasetle gelip kasetle gitmiyor. Meclis’te yapılan görüşmeleri engellemek için arbede çıkaranlar bunlar değil miydi? Esasen biz hiçbir partinin iç işlerine karışmayız. Kendimizinkine de karışılmasını istemeyiz. Geçmişte vekil ödünç verme sistemiyle siyaseti zehirleyen CHP maalesef bu ülkeyi ve ilkelerimizi yerle bir etmiştir. Kiralık vekil vereceksin, diğer parti İP o da kiralık vekil verecek. Sonra da geri istiyorum diyecek. Böyle demokrasi olur mu? Son günlerde bu partiden ayrılanların hem eski partilerine hem de bize yönelik eleştirilerini dikkatle dinliyoruz. İçinde katıldıklarımız da var katılmadıklarımız da. tüm bu gelişmelerin düğüm noktası 2023 seçimleri olacaktır.
- Kıbrıs meselesi Türk ve Kıbrıs halklarının ortak davasıdır. 1960’larda Kıbrıs Türk tarafına otonomi hakkı bile tanımayan bunlardı. Amaçları Ada’yı tek başlarına yönetmekti. Annan kendisi bana şunu söylemişti: ”Ben 4 kez bu işe giriştim, başaramadım, şimdi de başaramayabilirim.”.. Ben de kendisine dedim ki ‘Türk tarafında garantör ülke olarak Türkiye’den olumsuz bir şey görmeyeceksiniz.’… ‘Peki’ dedi, başladı. Çalışmalar sürerken onlar kayış attı. Annan ‘söz verdim, bu işi bitirmeden ayrılamayız’ dedi. Referanduma gittik, Türk tarafı olarak soydaşlarımız yüzde 75 Evet dedi, Rumlar ise yüzde 65 hayır dediler. Bütün bunlara Güney Kıbrıs AB’ye alındı, Kuzey Kıbrıs alınmadı. İstikşafi toplantılar geçen hafta İstanbul’da başladı. Şimdi Miçotakis meydan okuyor. Biz seninle nasıl bir araya gelelim. Haddinizi bileceksin. Barış arayışı varsa sende bana meydan okuma, haddini bil. O zaman sen masayı tekmeledin, masadan kaçtın. Bu şekilde gitmesi halinde de biz seninle masaya oturamayız. Adalarda yaptıklarınız ortada. Neyinize güveniyorsunuz? Bir yerden destekler gelecek, buna mı güveniyorsunuz. Türkiye dimdik ayaktadır, gereğini de gerektiği zaman yapmasını bilir. Miçotakis’e bir şey daha hatırlatmak isterim. Sen bazı dağlara güveniyorsun, o dağlara kar yağdı. Hiçbirinden sana fayda gelmez ama biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Onun için çılgın Türkleri iyi tanıyacaksın.