Bugün Pazartesi. Yazı günümüz değil ama kendimizi mecbur hissettirecek, kaç durum, var biliyor musunuz? Tabii ki bilemezsiniz çünkü henüz yazmadım… Ben biliyor muyum, ona da siz karar verin… Hepinize merhabalar olsun. Hafta sonu hapsi nasıl geçiyor. Hanımlar için iyi diyorlar. Koca da evde çocuklar da. Ayrıyeten canı sıkılan; maça, balığa, kahveye vs gidemeyen erkekler evde kendilerine iş yaratıyorlarmış… Birçoğunun, “Sahanda yumurta” ustası olduğu bile sızan haberler arasında… İsmini vermeyeceğim bir mahallede erkeklerin karılarına bir bardak suyu dökmeden götürebildikleri bile söyleniyor…
Leyleğin ömrü konusunda ki teamülleri de yerine getirdikten sonra, işimize bakabiliriz… Şubat ayında olduğumuza göre şu an elimizde 50 milyon aşının olması gerekiyor ama kafalar karışık. Koca Bakan’ın, Aralık’ta 20 milyon, Ocak’ta 20 milyon, Şubat’ta 10 milyon gelecek dediği ve her gün defalarca yayınlanan görüntülü haberine karşılık, geçen gün “Temin ve aşılama, planlandığı gibi devam etmektedir” diye yazılı bir açıklama yapıldı… Doğal olarak bunlardan birisinin yalan olduğu kesin de acaba hangisi… Yalnız kesin olan, şek ve şüpheyi gerektirmeyecek tek konu, yalan söylenildiği… Peki, yalanı, sayılarla oynamayı, her yalandan önce çıta boyunu ayarlayarak kılıf hazırlamayı şiar edinenlerin hiçbir lafına inanılır mı? Sistemi bunlar üzerine bina edebilir misiniz… Etseniz bile netice alabilir misiniz… Kocaman bir Hayır… Elde aşı yok, okulları açıyoruz, öğretmenleri aşılamaya karar veriyoruz… Şeffaflığı savunup, hiç bir işi şeffaf olmayanlara çağrımdır… Çıkın doğruyu söyleyin, en azından bir kere tenkit edilirsiniz… Yalana bel bağladığınız da, her gün yenisine ihtiyaç vardır. Siz umurumda değilsiniz ama devleti ve ciddiyetini bitirdiniz. Mutlaka defolup gideceksiniz, sizleri çok kısa süre de unutacağız ama Devlet göstergelerini yerine oturtmamız çok uzun zaman alacağa benziyor. Tahrip etmediğiniz yeri kalmadı…
Bu arada kimsenin çok farkına varmadığı bir olay, halkın lehine her ay tekrarlanıyor… İYİ Parti Gn. Bşk. Yrd sı Sn. Dikbayır ve eşi her ay aynı markete giderek, aynı ürünleri alıp gerçek enflasyonu tespit ediyorlar… Geçtiğimiz ay TÜİK’in sepet oyunlarıyla 1.6 çıkan enflasyonu, Dikbayırlar da %10,5 çıktı… Bu ne demektir, sadece bu ay cebinizden %9 çalındı… Beyler, Bayanlar. Mutlaka farkındasınızdır. Artık; toplumun teminatı olan, orta direk yok oldu. Şimdi sadece fakir ve zengin var. Bu beyler, devamı olduklarını söyledikleri, Özal Döneminden başlayan işlemlere noktayı koydular… Rahmetli de “Orta direk” diye diye orta direği bitirdi… İlanı da “Ben zengini severim” lafıyla yaptı… Hepiniz farkındasınız ama çok çarpıcı bir örnekle olayı pekiştirmek istiyorum… Ben Çankaya’da oturuyorum. Burası Ankara’nın en zengin semtlerinden birisi… Bundan 5-6 sene önce Turan Güneş Caddesi Otobüs Durağı yanına, Halk Ekmek Bayii açıldı… 5-6 ay içinde iş yapamadı ve kapatıp gitti… Şu an Yıldız Meydanın da gene Turan Güneş üzerinde ki Bayii de her gün kuyruk var. İnanılır gibi değil. Çankaya Ahalisi de artık, kuruş hesabı yapmaya başladı… Üstelik, İstanbul gibi halk ekmek 1 TL değil. 1.25 ve 1.5 TL… İstanbul gibi, fırın ekmeği de 2 TL değil…
Bize hizmetle görevli olduklarını söyleyen yöneticilerimiz nasıl, muhteşem beşleri, Türkiye’den büyük tutarak paralarını, her türlü farkı hesap ederek ödedi, buna karşılık, kredi borcu içindeki vatandaşın borcunu faiz artırımlarıyla yükseltip, ekonominin yükünü zavallıya yıktıysa, marketler de aynı yolu değişik buluşlarla uyguluyor… Bu konuda size birkaç tavsiyem olacak… Kilo ve gramajları mutlaka kontrol edin. Size ucuz gelen beş litre yağ, beş litre olmayabilir. Şu an 4.5 ve 4 litrelikler raflarda, sizleri yanıltmayı bekliyor… Bir ara 250 gr olan sucukların 185 gr. olanına bile rastladım…Siz, 250 gr.’a şartlı olarak sepete atıyorsunuz… Ufacık yazıları mutlaka okuyun… “e varan” gibi bir ifade gördüğünüzde kesinlikle sırtınızı dönüp gidin… Koca harflerle %50 indirim yazılarının, üstündeki ufak yazıları da yabana atmayın…”İkinci ürünün %50’si” olduğunu anlayacaksınız. Bunun anlamı, iki ürün alırsanız%25 tenzilât demektir… Market markalı ürünleri de sorun. Genelde onlar tenzilat dışı oluyor. Kasaya geldiğiniz de sürpriz olarak karşınıza çıkıyor… Bütün bunlara dikkat etmeniz yeterli değil. Parayı ödedikten sonra fişi de mutlaka kontrol edin. Ben iki alışverişin birinde düzeltme yaptırmak zorunda kalıyorum… Üzeri çizilmiş beş, yazısının altın da yazan üç rakamı genelde doğru çıkmıyor. Firmalar bunu politika haline getirmiş. Yakalayana hemen hakkı iade ediliyor. Yakalayamayan çoğunluğun parası da kasaya kalıyor. Datça’da bir gün ucuzluk yapan A…. Marketten alışveriş yaptım. Çok ucuz olduğu ve son gün yetiştiğim içinde sevindin. Dışarı çıkıp bir baktım ki bütün kalemler üstü çizilen fiyatlardan hesaplanmış. Geri döndüm. Fişin üstü karalama tahtasına döndü. Kasa doğruyu değil eski fiyatları yazdığı için de hesap makinasıyla bulup elle yazdılar ve paramı iade ettiler… Ben son gün gitmiştim. Ucuzluk kandırmacasıyla beş gündür pahalı fiyat uyguladıkları ortaya çıktı… Komşum, Gökhan Bey’ i de fişi göstererek ikaz ettim… Sahtekarlık resmi bir hâl almış. Bunları bir şekilde düzeltiyoruz. Esas düzelteceğimiz için de 2023’te fırsatımız olacak. Orda işi bitirirsek hepsi kendiliğinden hizaya gelir, unutmayın…
Truvacı İsmail’i sevmem. Hafta sonları çıkan İlker Karagöz hoşuma gidiyordu ama onu da bu hafta bıraktım… Deniz Gerzek’ i sürekli seyretmek zorunda mıyım? Artık sıkıntı vermeye başladı. Herhalde süresini de uzatmışlar… Haber Türk’ün hafta sonu sabahçısı Oylum Talu benden geçer not aldı… Sempatik, içten ve bilgili gibi göründü… Önümüzdeki haftalar kararım oturur. O boş adam gitmeden Fox’ a dönmem…
Hafta sonu beraberliğimiz hepimiz için sıkıntısız olur İnşAllah … Yaradan’ıma emanetsiniz. Hoşça kalın…
