Bu görünmez belâ, ahh bu virüs!
Kaçıncı can, kaçıncı telafisiz kayıp!..
Yeni yıl dilekleri arasında ilk güne de böyle bir haberle girdik.
Alaaddin Korkmaz, çevremizin aranan, sevilen, güzel insanlarındandı.
Öğretmen, kültür adamı ve bürokrattı.
Türk Milliyetçisi ve Türk Ocaklıydı.
Fikir ve heyecan adamıydı.
Karadenizliliğin tez canlılığı, onda her zaman kontrollü bir ağırbaşlılıkla görünürdü.
Öğretmenliği ve hareket adamlığı yanında özellikle Türk Ocaklarında ve Kültür Bakanlığı’nda hizmeti büyüktür.
Kültür Bakanlığı Yayınlar Dairesi, belki en verimli bir kaç yılını onun başkanlığında geçirdi.
Çok eser yayınladı.
Sadece gelen eserleri seçtirmek ve basmakla yetinmedi.
Projeler geliştirdi.
Çocuk edebiyatındaki zayıflığımızı gidermek için harekete geçti.
Onlarca yazara çizgi roman senaryoları ısmarladı.
Ben de o isimlerden biriydim.
1991 yılıydı.
TRT’de yoğun çalıştığım bir dönemdi.
“Beni bağışlayın” diyecek oldum, bırakmadı.
“Yağmur can, sen vazife adamısın. Bu memleket işinden geri duramazsın!” dedi.
Ve o seriden dört kitabın senaryosunu da ben yazdım.
Agah Oktay Güner Bey’in Kültür Bakanlığı sırasında Müsteşar yardımcısı oldu.
Sonra Kazakistan’da Kültür Müşaviri.
O dönemde Türk Cumhuriyetleri’nde hizmet görenler arasında en iyi çalışan oydu.
Gidip gelmelerimde her zaman bir çok işle meşgul olduğunu görürdüm.
O çalışmalar, bize de zevkli yayın imkanları getirdi.
Emeklilikten sonra da boş durmadı.
Türk Ocaklarında, kültür çevrelerinde bulundu.
Kültürü, dikkati ve zevkıyle bir türlü faydalı olmaya çalıştı.
Bir başka hususu da karakterinin sağlam ve güzel bir tarafı olarak yazmalıyım:
Son yirmi seneden fazla bir zaman, eşinin rahatsızlığı dolayısıyle ona bağlı bir hayat sürdü.
Hareketli yaşayışını çok sınırlayan bu durumdan şikayet yollu bahsettiğini duymadım.
Bu zor işi yüksünmeden ve vazife şuuruyla ve sevgiyle yaptığını her konuşulduğunda hissederdim.
Bundan dolayı, Alaaddin Korkmaz korona olmuş dediklerinde aklıma hemen eşinin durumu geldi.
Mesaj yazdım, cevap gelmedi.
Demek ki telefona bakamıyor, dedim.
“İnşallah atlatır ve tez atlatsa.. ” dedim.
Atlatamadı.
Aziz Ağabeyimin aziz rûhu şâd olsun!