Sevgili Dostlarım, merhabalar. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bana göre bugünün ne olduğundan ziyade, yarının ne olacağı daha önemidir. Bugünün bitiminde, yılın en uzun gecesi ile yüzleşeceğiz. Hep birlikte o da tarih çöplüğündeki yerini alacak ve artık bizi karanlıklara mahkûm edemeyecek… Ben böyle bir vesile kapımıza kadar gelmişken Allah’ıma dua ediyorum… İnşAllah; uzun yıllar esiri olduğumuz her türlü pislik de bu en karanlık günle birlikte bizleri terk eder… Aydınlık, pırıl pırıl günlerle kucaklaşırız…
Artık sıradan bir olay halini alan hükümetin yalan haberlerinden ve de rakamlarından bir örnekle daha konularımıza girmek istiyorum… Hepinize müjde, işsizlik azalmış diyemeyeceğim… Gelmişimi geçmişimi riske edemem…Maalesef bir kuyruklu yalan daha… Geçen sene toplam çalışan sayısı 28 Milyon 500 bin iken, bu sene 27 Milyon 700 Bin’ e düşüyor fakat buna rağmen işsizlik azalıyor… Arkadaşlar, herkesi seçmeniniz gibi görmeyin, bizler de varız ve buradayız…
Şükürler olsun ki, memleketi 18 Yıldır perişan eden Hükümet geçtiğimiz aylarda Maliye Bakan’ ıyla birlikte defolup gitti… Yeni gelen Hükümet işe hızlı başladı. Ekonomi ve Yargı reformlarını gündeme getirdi. Bu bir yerde itiraf da olsa en azından telaffuzu bile iyi… Adalet Bakanının rolü belli oldu “iyi Polis“. Kendisi verdiği olumlu mesajlar ve takiye kuraları gereği, dünyaya, ABD’ye, ve AB’ye şirin görünmek rolünü oynamaya başladı bile… Bunu sakın ola ki içeriye yönelik olarak değerlendirmeyin… İçeriye mesajı; Sayın diyemediğim, beni mahkemeye verseler mahkûm ettirebilecek “Sayın“lardan çekindiğim için sadece milletvekili. Aydoğdu dediğim kişi dile getirdi… “Bizim esas hukukumuz, Şeriat Hukukudur” diyerek, kemikleşmiş seçmene mesajı verdi… “Biz sermaye transferi ve para bulmak için öyle görünüyoruz, sakın inanmayın, işin aslı dediğim gibidir” demeye getirdi…
Bu arada yeni bir şey daha öğrendik… Hayır ve hasenat olayı da yap-işlet-devret sistemine uyarlandı… Esasında adı başka ama belayı dolanmak babından öyle diyelim. Edinilen uygun olmayan ve haksız kazançlar, hayır ve hasenata kaynak oldu. Nerden mi çıktı. Söyleyelim… İletişim uzmanı olan birisi ekonomi ile ilgili bir yere Yönetim Kurulu Üyesi olabiliyor hem de çok yüklü bir paraya , tek damla ter bile dökmeden müthiş bir maddiyata sahip olabiliyor… Yüksek maaşı ve malûm vakıflardan aldığı huzur hakları yetmiyor… Yahu ne zaman doyacaksınız. Biz sizin doymayacağınızı biliyoruz ama lütfen aklımızla alay etmeyin… Bu Adam (lafın gelişi) durum ortaya çıkınca beyanat veriyor “Tamam aldım ama hepsini, hayır hasenat işlerine harcadım“. Efendi, efendi… Bu hayır hasenatı da vatandaşın sırtına mı yıktınız? Nasıl insanlarsınız, Allah’tan korkmadığınız ortada, bari vicdanınız da mı sızlamıyor? Yarın bir başka yerdeki talanınız ortaya çıktığın da muhtemelen bu paraları, “temsil gideri olarak harcıyordum” dersiniz… Yok artık demeyin, Elektrik dağıtım şirketleri bu yola gitti bile. Yakında yöneticilerinin metreslerinin gideri bile faturalara yansıyabilir… Cebinize ve arkasından verdiğiniz oyların sorumluluğundan uzak olduğunuz sürece daha başınıza gelecekler önünüzde… Hikayedir: Padişah çok soğuk bir günde saltanat kayığı ile Boğaz’a açılır. Üzerinde kürk üstüne kürk vardır, soğuğu hissetmez. Aklına dalkavuğunu yoklamak gelir… “Çok üşüyorum” der. Yalaka hemen kürkünü çıkarır, efendisine verir… İş uzar, dalkavuk anadan üryan kalır. Padişah bu sefer “Üşümem geçti ama burnumun ucu donuyor” dediğin de yalaka sırtını dönerek efendisinin burnuna doğru eğilir ve “Padişahım burayla idare edin” der… Ey vatandaş, şu an sizi soyanların, bir tek burunlarının üşümesi kaldı ona göre pozisyonunuzu alabilirsiniz… Bu hayır ve hasenat işine fena taktım… Bir ara ayakkabı kutusu içinde paralarla yakalanan bir Halk Bankası Gn. Md.’ü vardı… İlk lafını hatırlıyor musunuz “Bu paralar İmam Hatip Lisesi yapımına harcanacak” demişti… İşin içine ayda 25 bin lira maaş alan milletvekillerimiz de girdi… Üç vekilimiz, haber vermeden yaptıkları kısa dönem asker oldukları süre içinde TBMM’den de maaş almışlar… Bilin bakalım bu paralar ne olmuş… Evet, hayır hasenat yapılmış… Medya maymunlarına sorulan sorular arasındaydı. Kim, kime, ne zaman sordu unuttum. Adam (lafın gelişi) soruyor. “Haram parayla Hacc’a gittim kabul olur mu?” diye… Olur olur… Hac en büyük sevap olduğundan, haramla mahsup yapılır, artan sevap haneye kaydedilir… Yahu çıldırmamak için büyük maharet gerekiyor… Bütün bunlar olurken hiç iyi şeyler de olmuyor mu? Tabi ki oluyor. Mansur Başkan’ı takip edin görürsünüz… Yeni öğrendim. Geldiğinden beri maaşını fakir çocuklara eğitim bursu olarak dağıtıyormuş… Yakında, “Sen devletin işine mi karışıyorsun?” denilerek ücretine el konursa hiç şaşmayın, şu ana kadar toplanan bağışlarda olduğu gibi…
Kardeş Azerbaycan‘ın, Karabağ Kurtuluş Günü törenlerini ilgi ve gururla takip ettik… RTE ve değerli eşleri Emine Hanım da oradaydı. İlham Aliyev ve eşleri konuklarını hiç yalnız bırakmadı. Çok güzel görüntüler oluştu. Tek bir konuda kalbim halâ kırgın… Son ana kadar da bekledim. Acil bir kararname ile durum düzelir mi diye, lakin nafile… İlham ve eşi diyoruz ama resmiyette doğru olan ifade, Devlet Başkanı İlham Aliyev ve Yardımcısı demek gerekiyor. Mihriban Aliyeva orada Devlet Bşk. Yrd. sı olarak bulundu… Bizim de muadil konumda olmamız gerekiyordu. Sultanımız mahzun kaldı… Caretta caretta, -0- atık gibi birçok önemli projelerin hamisi olan, Emine Hanımefendiler de oraya muhatabıyla aynı ayarda bir görevle gitmeliydi… Ne zamandır savunuyorum. Bu değerli Hanımefendi en kısa zamanda layık olduğu göreve kavuşmalı ve 2028 bizim için kaos olmaktan çıkmalıdır… Bilal Oğlan mı ne olacak? O henüz genç 2038’i beklesin… Gelelim babasına. Bakü’de konuşmayı yapan sanki Alparslan Türkeş’ ti… Türklük ve Atatürk bahisleri mükemmeldi. Sadece, “Mustafa Kemal” demekte direnen CHP İstanbul İl Bşk.ı Canan’a nazire edercesine bir konuşma yaptı… Gene söylüyorum , herkes hata yapabilir, doğru yola dönebilir kabul ama bu tahkiye uzmanlarının beni inandırmaları için sadece laf değil en başta icraatlarını görmem gerekiyor… “TC“ler tekrar yerini almalı… Çocuklarımızın ağzının süsü güzel “Andımız” yeniden okullarımız da çınlamalı… Dağdan taştan kazınan “Ne Mutlu Türküm” yazıları acilen eski yerlerine altın kaplama taşlarla bırakılmalı. vs. Eğer MHP durumun değiştiğinin farkına varamayarak karşı çıkmaya devam ederse de İYİ Parti’nin oyları yeter… En başta bu ve buna benzer durumların iş avansı olarak acilen sunulması gerekiyor. İşte o zamma inanç kanallarımız aralanmaya başlar…
Geçen hafta yazacaktım, unuttum… Asfalt çalışması yapıldıktan, bir müddet sonra mutlaka birileri gelip kazı yaparlardı. Ben kendi kendime bundan sonra bu tip durumlar olduğunda “Belâ okuma” sözü vermiştim… Nasip Çankaya Belediyesi‘ninmiş… Tüm zamanların rekoru kırıldı… Evimin önü camiye kadar kazınarak tekrar asfaltlandı. Bir gün sonra diyemeyeceğim, 24 saat dolmadan gelip kazdılar. Cami ye yakın yerdeki kazılmış kısım hala açık olarak duruyor… Çankaya Belediye’si taktir ettiğim bir kuruluş da olsa, verdiğim sözü de yerine getirmem gerekiyor. Aleni olarak paylaşmasam da içimden, gereğini yaptım, biline…
Çok uzuyor ama son konu, CHP doğru yolda değil… Sen Demirtaş için çabalayacaksın, ama bu arada Çakıcı’ya da terörist diyeceksin… Efendi kendine gel kendine… Sırf “Kobani Olaylarındaki” kalkışma provası yeter… Değerli Ağabeyim, hemşehrim Müslüm Bey bir anlatsa da dinleseniz. Ben dinledim. Eşi ile birlikte yaşadıklarından bahsetmeye dilim varmıyor… HDP sizlere sesleniyorum… Bebek yüzlü olmak, saz çalmakta iyi ama yeterli değil... Uzatmayayım. Sadece çıkıp “PKK terörüne karşıyım” diyeceksiniz, bu kadar… Bu Millet “Türkiye Partisi” olma konusunda, size yeterli avansı verdi ama siz o paraları pavyonlar da ezdiniz… Onbinlerce kişinin katilleri ile aranıza bir set çekeceksiniz bu kadar. Bu halkın sizlerden istediği tek şey bu… Ey CHP Genel Başkanı sen evvela; “Mustafa Kemal’in askeri değilim” diyen, en kritik dönemde, seçim öncesi istifa eden sonra tekrar dönen zavallıyla hesabını gör. Ne demiştin “Seçimlerden sonra gereğini yapacağım“. N’oldu? İlgili senle alay edercesine Atatürk demeye direndi… Hala hareketsiz ve suskunsun… İster kabul edin ister kabul etmeyin Çakıcı bu milleti taciz eden, evlatlarını şehit eden teröristleri bertaraf etmiştir. Bu sebeple ona her şeyi söyleyebilirsiniz ama “Terörist” diyemezsiniz… Dersimli Kemal, PKK’nın TBMM’indeki uzantılarını ve hakkettiği cezayı alması beklenen liderlerini savunmaktan vazgeç ve “Terörist” lafını onlara sarfet… Anladın mı Kripto bay Kemal… PKK’nın beyanatlarla ve boy boy resimlerle, Karabağ’da Azerbaycan’a karşı, Ermeni safların da savaştıklarını açıkladığı dönemde, “Truva Atı İsmail” ne yapıyor? HDP’nin Ermeni Milletvekili Garo Efendi’yi ekrana taşıyor… Uzatmıyorum, bağlantıları ve ihanetleri değerlendirin. Her şeyi de benden beklemeyin…
Çok eleştirdiğim, Fatih Terim için bir kişi karşı cevap yazdı ama FBliler çok yokladılar… ‘Bizim takımda iyi şeyler olmuyor mu?’ modundalar. Olmaz olur mu… Geçtiğimiz hafta Dünya devlerinden, Karacabey Belediyespor’u neredeyse başa baş bir oyundan sonra, gol atamasa bile 1-0 yenerek, Kadıköy’ün çimlerine gömdü… Kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.
Hepinizi Allah’ a emanet ederek huzurlarınızdan ayrılma izni talep ediyorum… Hoşça kalınız…
