Türk milletine yakışan, üretime dayalı, milli bir ekonomi modelidir. Borç değil, üreten sanayi; ithalat değil, kendi tarlasında alın teri döken çiftçi bu ülkenin geleceğidir. Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı, Türk milletinin emeğiyle yeniden kazanılacak! Bu mücadele, bu aziz milletin hakkıdır!
Ekonomi yönetimi, faiz indirimi kararlarıyla halkın karşısına pembe bir tablo koyuyor. “Faizler düştü, enflasyon kontrol altında, işsizlik azalıyor” diyorlar. Ancak bu anlatılanlar, sokağın gerçeğiyle taban tabana zıt. Milletimizin sofrasına, cebine, geleceğine yansıyan bir iyileşme yok.
Faiz indirimleriyle rantiyeciler kazançlarını artırıyor. Ancak bu politika, üretime ve istihdama destek olmadığı sürece halkımıza hiçbir fayda sağlamaz. TÜİK’e göre işsizlik %8,6’ya düşmüş, ama aynı dönemde çalışan işçi sayısı azalmış. Bu çelişkiyi nasıl açıklayacaklar? Türkiye, rakam oyunlarıyla yönetilemez.
Dış borç 236 milyar dolara ulaştı, borcu döndürmek her geçen yıl daha pahalıya mal oluyor. ABD faiz artırdıkça bizim borç yükümüz büyüyor, faiz oranımız %7,5’u geçti. Böyle bir tablo sürdürülebilir mi? Ekonomi, üretimle, sanayiyle, alın teriyle döner; borçla, faizle değil.
Dolarizasyonun düştüğü söyleniyor, ama bu milletin yaşamına nasıl yansıyor? TL’ye dönüş sadece rakamlarda görülüyor; gerçek hayatta üretim durgun, yatırım eksik, tarım can çekişiyor. Bu modelle refah değil, daha fazla borç ve kriz gelir.
Türk milletine yakışan, üretime dayalı, milli bir ekonomi modelidir. Borç değil, üreten sanayi; ithalat değil, kendi tarlasında alın teri döken çiftçi bu ülkenin geleceğidir. Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı, Türk milletinin emeğiyle yeniden kazanılacak! Bu mücadele, bu aziz milletin hakkıdır!
