Örnek olarak: Siverek peyniri, Erzincan tulumu, Divle Opruk peyniri gibi. Oysa peynirde, ürettikleri de sahte. Aslında hepsi de aynı peynir. Oysa bu uyanıklar, 29 ton margarin kullanarak 45 ton peyniri bir gram süt kullanmadan üretiyorlarmış. Margarine %90 oranında su katılarak çoğaltıyorlarmış. İçine yukarıda belirtiğim gibi nişasta, iade peynir, kemik unu katılıyor, bir litre süt kullanılmıyormuş.
Bir ürünün fiyatı artıkça, sahtesi yapılmaya başlanır. Bunu etrafınıza baktığınız da haberleri dinlediğinizde görür ve duyarsınız.
Sahte rakı, viski, sigara, zeytinyağı, bal, tereyağı, peynir gibi. Bakanlık zaman zaman bunları kamuoyuna duyurmaktadır. Sahtesinin yanında tağşiş olanları da var.
Gıda maddelerinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin, mevzuata veya izin verilen özelliklerine aykırı olarak üretilmesi “Tağşiş” olarak tanımlanıyor. Kelimenin anlamı TDK’da; “Bir şeyin içine başka bir madde karıştırma, katıştırma.” olarak izah edilmiş.
Sosyal medyada azıcık gezindim. Peynir takıldı gözüme. İlgimi çekti, okudum ve sizlere yardımcı olmak adına yazmaya karar verdim.
Peynirde sahtecilik diz boyu imiş.
20 ton margarinden, 45 ton peynir yapılabiliyormuş. Nasıl diye sormayın, ben de merak ettim. Margarin, nişasta, kemik unu ve bir şekilde iade edilmiş peynirlerden üretilen peynir sektörü; hızla artmakta imiş.
Hani deniliyor ya! Peynirde süt, balda arı yok diye. İşte tam öyle.
Bu alanın uzmanları diyor ki, “peynir imalatında süt kullanılsa, Türkiye’nin sütü yetmez, daha çok süt üretilmesi gerekir.”
Sözü uzatmadan hileli üretim-peynir nasıl yapılıyor?
Bu alanda üretim yapanlar çok akıllı ve uyanık. Nerenin ya da hangi markanın peyniri meşhursa onu taklit ediyorlarmış.
Örnek olarak: Siverek peyniri, Erzincan tulumu, Divle Opruk peyniri gibi. Oysa peynirde, ürettikleri de sahte. Aslında hepsi de aynı peynir.
Oysa bu uyanıklar, 29 ton margarin kullanarak 45 ton peyniri bir gram süt kullanmadan üretiyorlarmış.
Margarine %90 oranında su katılarak çoğaltıyorlarmış. İçine yukarıda belirtiğim gibi nişasta, iade peynir, kemik unu katılıyor, bir litre süt kullanılmıyormuş.
İşin ilginç yanı, bu miktar Türkiye’de üretilen süt miktarıyla hiç mi hiç örtüşmüyor.
Uzmanlar diyor ki 45 ton peynir üretebilmek için 500 ton süt kullanılması gerekir.
İşin gerçeği, 1 kg Tulum peyniri üretmek için 10 kg süt gerekiyormuş. Bunun girdileri de var. %27 işçilik, vergiler, elektrik, su, doğalgaz gibi girdiler de eklenince peynirin fiyatı ortaya çıkmakta.
Gerçek maliyetin üzerinde bir fiyata satılan peynirlerin ne ve nasıl olduğunu anlamışsınızdır değil mi?
1 kg natürel peynir için 7 kg süt gerekiyormuş. Süt fiyatları belli, işletme maaliyetleri belli, nakliye fiyatları belli.
Peynirde fiyat, peynirin nasıl olduğunun da bir göstergesidir.
Normal sucuk fiyatlarının 35-40 lira olduğu yıllarda Kayseri’de bir pastırmacıda kg’mı 8 lira yazan bir sucuk görmüştüm.
Özür dileyerek satıcıya, “bey efendi bunun içinde ne var da böyle ucuz” diye sorunca bana, “bey efendi içini soracaksan bundan değil şunlardan alacaksın” dediğini asla unutmadım.
Hileli peynir üretiminde, Afyon, Konya, Kayseri, Sivas başı çekmektelermiş. Gerekli önlem alınmadığından, hileli üretim engellenmediğinden bu tür üretim de hızla artmakta imiş.
Hileli peyniri anlamak olası mı? Anlaşılabilirmiş. Bir cam kâseye küçük bir parça peyniri koyup, üzerini öretecek şekilde sirke ilave edin. Biraz bekleyin. Sirke beyaz rengi almış ise peyniriniz sahtedir. Bende yeni öğrendim.
Amacımız dürüst, namuslu, işinin bilincinde olan kurum ve işletmelerimizi rencide etmek değil, sahtekarların hilelerini boşa çıkarma amacıdır.
Esen kalınız.