Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Üç Gündür

featured

Müslümanlar bu kafayla Kızıldeniz’de boğulurlar. Anlaşılan o ki, siyasal İslamcılar aklı kullanma, geçmişten ders çıkarma konusunda çocuk kafalılar, köle ruhlular. Bugünkü İslam ülkelerine baktığımızda en ileri ve en uygar olanın Türkiye Cumhuriyeti olduğu açıktır. Türkiye Bunu Atatürk’e borçludur. Buna rağmen içimizde basireti körleşmiş o kadar çok insan var ki, Türkiye’yi bir Orta Doğu ülkesi yapmak, hatta Orta Çağ’a götürmek için uğraşıyor.

Tarih: 6.12.2024. Bir iş yerindeki işimi beklerken Suriye konuşuluyordu. İnşallah biz böylesi günler görmeyiz dedim. Orada bekleyen, 40-45 yaşlarında birisi: “Bizim geleceğimiz iyi değil” dedi. Niye dedim. Cevap: “Senin başındaki şapka bizim değil yabancı.” Pantolonumu gösterdi, “bu da bizim değil Avrupalıların…” “Bizimki hangisi?” dedim, Sustu. Ne iş yaparsınız dedim. “Polisim” dedi. Derdimizin şapka, pantolon olmadığını açıkladıktan sonra Türkiye’yi bekleyen sıkıntılardan söz ettim.

Tarih: 7.12.2024. Bir turizm bürosuna gittim. İlahiyat Fakültesi mezunu olduğunu, İslam tarihi ve siyer alanında araştırmalar yaptığını, önceden bir ilahiyat Fakültesinde derslere girdiğini söyleyen 35-40 yaşlarındaki birisi başladı konuşmaya: “Bize gerçek tarih anlatılmadı, yalan tarih anlatıldı. Yalan tarihe inanıyoruz…”

Bir iki örnek ver de anlayalım dedim. “Osmanlı İmparatorluğu demek yalan/yanlış. Devlet-i Ali-i Osmanî doğru. Padişahlık kötü diyorlar. Padişahlar Şeyh ül İslam’ın fetvasıyla iş yaparlardı, Kuran’a uygun davranırlardı. Tarih bunu anlatmıyor.”

İmparator, Devlet-i Ali Osmanî gibi sözcüklerin tarihle ilgisinin olmadığını söyledim. Kuran suçsuz insanların haksız yere öldürülmesini yasaklar. Padişahlar rakip olmasınlar diye küçücük kardeşlerini öldürttüler. Bunu Şeyh’ül İslamların fetvasıyla yaptılar. Bu insanlık ve İslam’a aykırı deyince: “Devletin bekası” demeye başladı. Müslümansan Allah’ın söylediğine bak, onun bunun propagandasına bakma dedim.

Tarih: 8.12.2024. Evde, akşama kadar 3-4 saat televizyonları izledim, Esat rejiminin gidişiyle ilgili yorumları dinledim. Yanlı kanallar, uydu kafalı akademisyen, uzman, gazeteci, herkes bayram ediyor. Kimi, bugünkü sonuca Reisimizin de katkısı var diyor. Bir iki İslam münafığı, “sırada İran var” diyor. Bir muhterem ballandıra, ballandıra yeni Suriye bayrağını tanıtıyor: “Şu yeşil kuşak İslam’ı temsil ediyor. Bazı kanallar Heştişabi liderinin parkta kıldığı şükür namazına gösteriyor.” Yandaşlar, Müslümanların geleceğini konuşmuyorlar; hilali görmeden bayram yapıyorlar.

Müslümanlar bu kafayla Kızıldeniz’de boğulurlar. Anlaşılan o ki, siyasal İslamcılar aklı kullanma, geçmişten ders çıkarma konusunda çocuk kafalılar, köle ruhlular. Bugünkü İslam ülkelerine baktığımızda en ileri ve en uygar olanın Türkiye Cumhuriyeti olduğu açıktır. Türkiye Bunu Atatürk’e borçludur. Buna rağmen içimizde basireti körleşmiş o kadar çok insan var ki, Türkiye’yi bir Orta Doğu ülkesi yapmak, hatta Orta Çağ’a götürmek için uğraşıyor. Yukarıda birer örneğini verdiğim gibi bunların kimi polis, kimi ilahiyatçı, kimi hazret, kimi üniformalı devre kaybı vs. vs.

Vahdettin, Ali Kemal, Mustafa Sabrilerden hiç farkları olmayan bu elemanlar Türkiye’yi sırf içeride değil, dışarıda da karalıyorlar. 2011 yılında, Suriye iç savaş başlamadan önce üç günlük bir Şam-Halep gezim olmuştu. Şam’da, Suriye Baş Müftüsü Ramazan El Buti’yi ziyarete gitmiştik. Buti demişti ki: “Atatürk İslam’a zarar verdi.” Nasıl diye sorduğumda sustu. Kendisine 15-20 dakika Atatürk’ü anlattım. Bir süre düşündükten sonra dedi ki: “Bana böyle anlatmamışlardı. Demek öyle değilmiş.”

Dünyanın ileri uluslarıyla yarışabilmek için devir ve dönemi geride kalmış düşünce, huy ve yaşam biçimlerini bırakmak, yenilenmek gerekiyor. Doğu dünyasının halkları ne zaman kaval dinlemeyi bırakacaklar, sürü değil çoban olacaklar?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!